Prof.Dr.Haluk Gerçek ; İstanbul Havalimanları

Prof. Dr. Haluk Gerçek İstanbul Teknik Üniversitesi

İstanbul’da ve bütün büyük kentlerimizde ulaşıma ve kente ilişkin kararların, o kentte yaşayanlarla, o kentin sahibi olanlarla birlikte verilmesi, ortak akılla alınması gerekmektedir. Ancak geçtiğimiz dönemde birçok kentin bütün coğrafyasını, makro formunu, ulaşım sistemini değiştirecek ve kent için yapılmış planlarda olmayan büyük proje kararları, kentliye danışılmadan ve bu planlara aykırı olarak verilmiş ve bir kısmı da yapılmıştır. Sayın Başbakan’ın sözünü ettiği Atatürk Havalimanı’nın kapatılması kararı ve üçüncü bir havaalanının yapılması kararı da bu kararlardandır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Ulaştırma Planlama Müdürlüğü’nde Atatürk Havalimanı ile ilgili kullanıma açık olması ve tekrar kullanılması gerekliliği konusunda küçük bir çalışma yapıldı. İstanbul Havaalanı diye isimlendirilen yeni havaalanı 29 Ekim 2018 tarihinde işletmeye açıldı. Tüm fazların tamamlanmasıyla birlikte toplam yolcu kapasitesi 90 milyona ulaşacaktır. İleride tamamlanması planlanan iki pistin de eklenmesi durumunda toplam kapasite yılda 150 milyon yolcuya çıkacaktır.

Atatürk Havalimanı kapatılmadan önce, 2017 yılında dünya havalimanları sıralamasında yılda 64,1 milyon yolcu taşımacılığıyla 17. sıradaydı, yani dünyanın en büyük havalimanlarından bir tanesiydi. Üçüncü havalimanına yapılacak yatırımlar toplamı 4,8 milyar Avro’dur. Atatürk Havalimanının yıkım ihaleleri hariç yaklaşık değeri ise 3,6 milyar Avro’dur. Atatürk Havalimanı’nın kullanıma kapalı kalması halinde, ortaya çıkacak ekonomik kayıplar yaklaşık 8,4 milyar Avro’dur.

Dünyanın büyük metropollerinde üç ve daha fazla havalimanı bulunmaktadır. Dünyanın birçok metropolünde bir ya da iki havalimanı yetmediği için üçün üstünde havalimanı hizmet vermektedir. Örneğin, Londra’da ve New York’ta sivil havacılığa açık altı havalimanı vardır. ABD’de, Los Angeles ve Seattle’de ise beş havalimanı bulunmaktadır. Dört havalimanı olan kentler arasında, Paris, Moskova, Tokyo, Stockholm, Kaliforniya, Florida ve Massachusetts bulunmaktadır. Üç havalimanı olan çok sayıda kent vardır.

İstanbul’da Atatürk Havalimanı kapatılmasaydı, Sabiha Gökçen ve İstanbul Havalimanı ile birlikte üç havalimanımız olacaktı. Bu havaalanları arasındaki uzaklıklar deniz mili olarak verilmiştir, ikisi Avrupa yakasında, biri de Anadolu yakasında olup birbirlerinden oldukça uygun uzaklıklarda yer almaktadır.

Londra, Moskova, New York ve Paris’teki havalimanlarının konumları kent içindeki dağılımlarına baktığımızda; örneğin, Londra’daki altı havalimanının aralarındaki uzaklıklar 18-41.5 deniz mili arasında değişiyor. Londra’nın en büyük havalimanı Heathrow, ama Luton ve Gatwick de çok önemli havalimanlarıdır. Moskova’da da altı tane havalimanı bulunmakta ve aralarındaki uzaklıklar yaklaşık 9.5-19 mil arasında değişmektedir. Paris’te Beauvaris- Tillé Havalimanı ortada yer alan iki havalimanından yaklaşık 32 mil uzaktadır ve diğer üç havalimanı birbirlerine oldukça yakın konumlandırılmışlardır.

İstanbul Havalimanı açıldıktan sonra Atatürk Havalimanı’nın kapatılmasındaki gerekçelerden biri, bu iki havalimanının 1 dm (deniz mili) = 1852 metre mesafede olmalarıydı ve birlikte çalışmalarının uçakların seyir güvenliği açısından mümkün olamayacağı iddiasıdır. Bu konuda hava güvenliği, hava trafiği kontrolü uzmanlarının raporları, görüşleri mevcuttur. Uzmanlar, bu üç havalimanının, dünyadaki diğer metropol havalimanları örnekleri gibi, herhangi bir güvenlik sakıncası yaratmadan birlikte çalışabileceğini belirtmektedir.

Uzmanlar, İstanbul’un üç havalimanının, dünyadaki diğer metropol havalimanları örnekleri gibi, herhangi bir güvenlik sakıncası yaratmadan birlikte çalışabileceğini belirtmektedir.

Atatürk Havalimanı’nın diğer bir önemi afet sonrası lojistik hizmetlerinin sağlanmasındaki yeridir. Biliyoruz ki İstanbul büyük bir deprem riski ile karşı karşıyadır. Atatürk Havalimanı, İstanbul’un bu depremden en olumsuz etkilenecek alanlarının bulunduğu bölgeye en yakın konumda olması nedeniyle deprem sonrası yaşamsal önem taşıyan lojistik desteğin sağlanması açısından da en uygun yerde bulunmaktadır. Karayollarının ve demiryollarının deprem sonrası hasar görmesi ve kapanması olasılığı da göz önüne alındığında, Atatürk Havalimanı özellikle cankurtaran uçakları, helikopterler ve lojistik destek sağlayacak diğer hava taşımalarının yapılabilmesi için çok uygun bir konumdadır.

İstanbul Havalimanı’nın yerinin yanlışlığı ile ilgili olarak ortaya konan en önemli unsurlardan biri havalimanının bulunduğu bölgedeki meteorolojik koşullar, özellikle de yoğun sis ve Karadeniz’den esen şiddetli rüzgârdır. Bu konuda görüştüğümüz havacılık uzmanları; uçakların alçalması ve iniş yapması sırasında kuyruk ve yan taraftan alacakları sert rüzgârın ciddi bir risk oluşturduğunu, bunun uçakların inişte durma mesafelerini uzatacağını ve özellikle rüzgârlı kış aylarında uçakların pistten çıkma gibi bir riskle karşılaşabileceklerini belirtmektedir. Meteor olojik açıdan diğer önemli bir nokta da İstanbul Havalimanı’nın, Karadeniz kıyısında İstanbul’un en fazla sis olayına maruz kalan bir bölgesinde yer almasıdır. Özellikle sabah erken saatlerde bu bölgede çok yoğun bir sis olgusuyla karşı karşıya kalınmaktadır.

Şiddetli rüzgâr ve yoğun sis riskleri dışında yer seçiminin yanlışlığı konusunda ortaya konan bir diğer önemli etken de İstanbul Havalimanı’nın göçmen kuşların göç yolları üzerinde yer almasıdır. İlkbahar ve Sonbahar aylarında, İstanbul Havalimanı üzerinde uçan leylek ve yırtıcı kuşların sayılarının Atatürk Havalimanı’na göre çok daha fazla olduğu ve çarpışma riskinin de Atatürk Havalimanı’na göre üç kat daha fazla olduğu belirtilmiştir.

Atatürk Havalimanı kapatılmadan önce İstanbul’un demiryolu bağlantısı olan
tek havalimanı idi. Türkiye’de demiryolu bağlantısı olan ikinci bir havalimanı da İZBAN ile bağlı olan İzmir’deki Adnan Menderes Havalimanı’dır. Havalimanına erişim açısından metro bağlantısı çok önemli bir olanaktır. İstanbul’un demiryolu ile bağlı olan tek havalimanı kapatılmıştır.

Havalimanına erişim açısından metro bağlantısı çok önemli bir olanaktır. İstanbul’un demiryolu ile bağlı olan tek havalimanı kapatılmıştır.

Atatürk Havalimanı ile İstanbul Havalimanı’nı demiryoluyla birbirine bağlayabilmek için, Halkalı – İstanbul Havalimanı bağlantısına 7,2 kilometrelik bir ek yapılması projelendirilmiştir. Diğer taraftan Atatürk Havalimanı yakın zamanda Sabiha Gökçen Havalimanı ile demiryolu ile bağlanmış olacaktır. Dolayısıyla üç havalimanı arasında demiryolu bağlantısı sürekli bir şekilde sağlanacaktır. Özellikle, İstanbul gibi büyük metropollerde, havalimanlarının demiryoluyla birbirleriyle bağlanması çok önemli bir konudur.

Bu noktada, Atatürk Havalimanı’nın yeniden işletmeye açılmasının faydaları yanında işletmeye ilişkin bazı noktaları da tartışmaya açmak gerekmektedir. Bu çalışmanın ana amacı, Sayın Başkan’ın
da açılış konuşmasında söylediği gibi, bu tür büyük projelere ilişkin kararların, bilim insanlarının, kentte yaşayanların, sivil toplum örgütlerinin ve meslek odalarının katılımıyla ve ortak akılla, tartışılarak alınmasıdır. İşletmenin ilk 12 yılında IGA’ya devlet tarafından verilmiş olan trafik geliri garantilerine karşı gelen yolcu sayılarını hesaplayabilmek için öncelikle İstanbul Havalimanı’ndaki yolcu trafiğinin ne kadarının dış hat yolcusu olacağı konusunda bir öngörü yapmak gerekmektedir. Atatürk Havalimanı kapatılmadan önceki yıl olan 2017 yılında Atatürk Havalimanı’ndaki dış hat yolcu sayısı, toplam yolcu sayısının yüzde 69’dur. Burada da %70 dış hat yolcu oranı kabul ederek yaptığımız hesap sonucunda, işletmenin ilk yılında 41,4 milyon yolcunun, 12. yılda ise 90,2 milyon yolcunun İstanbul Havalimanı’nı kullanması gerekmektedir. Eğer bu yolcu sayıları gerçekleşmez ise aradaki maddi fark devlet tarafından IGA ortaklığına ödenecektir.

İstanbul Havalimanı için IGA Ortaklığına tahsis edilmiş olan alanın büyüklüğü de tartışma konusu olan konulardan biridir. 1.178 hektar alana yerleşmiş olan Atatürk Havalimanı 2017 yılında 64,1 milyon yolcu taşımıştır ve daha önce de belirttiğim gibi yolcu sayısı bakımından dünyada 17. sıradaydı. İstanbul Havalimanı 2030 yılında 150 milyon yolcu kapasitesine ulaştığında, kapladığı alan 7.400 hektar olacaktır. Doğal olarak, iktisatçılar ve bu konu üzerine düşünen insanlar şu soruyu sormakta: Bu kadar büyük alan ne için kullanılacak? Bu sorunun yanıtı aslında bir anlamda verilmiş durumdadır. İstanbul Havalimanı, yalnızca bir havalimanı projesi değildir. IGA Ortaklığı’nın kendi web sayfasında da belirttiği gibi, bu alanda Airport City denilen bir havalimanı kenti kurulmaktadır. Bu havalimanı kentinin içinde projelendirilen konutlar, ofisler, oteller, dini tesisler, alışveriş merkezleri vb. ile yeni bir yaşam alanı oluşturulmaktadır.

Tüm bu detaylar göz önüne alındığında şu soruyu tekrar tartışmaya açmak gerekmektedir: Atatürk Havalimanı. neden kullanılmalı? Bunu tartışmaya açmak ve bütün paydaşların katılımıyla, -bu paydaşlar içerisinde kuşkusuz ki İGA’nın da bulunması lazım -, ortak akılla durumu yeniden değerlendirmek gerekmektedir. Kente ilişkin kararlar katılımcı bir yaklaşım ve ortak akılla alınmalıdır. Örneğin, Avrupa’daki kentlere baktığımızda bir havalimanına yeni bir ekleme yapılıp yapılmaması konusu yıllarca tartışılmaktadır. İstanbulda ise işlevsel olarak kusursuz çalışan bir havalimanı kimseye sorulmadan, bir anda kapatıldı. Böyle bir şeyin İstanbul gibi bir metropolde gerçekleşmesi, insana gerçekten acı vermektedir. ■