Dr. İrfan SÜRER
Ziraat Yüksek Mühendisi
Son yıllarda hızlı nüfus artışına paralel olarak yeşil alanların önemi her geçen gün daha da artmaktadır. Kullanım alanlarının giderek genişlemesi bu önemin artmasındaki en büyük faktörlerden biridir. Yeşil alanları sosyal hayatın içerisinde hemen her gün görebilmek olasıdır. Evimizin bahçesinden tutun da, park ve bahçelerde, piknik alanlarında, dinlenme ve sosyal tesislerde, yol kenarları ve refüjlerde, mezarlıklarda, hava alanlarında, spor sahası ve tesisleri gibi birçok kulvarda karşımıza çıkmaktadır.
Bahsi geçen bu kullanım alanlarında sağladıkları marjinal faydalar da değişiklik göstermektedir. Ev bahçeleri ile park ve bahçelerde daha çok peyzaj amacıyla kullanılırken, piknik alanları ve sosyal tesislerde ise dinlenme-eğlence amacıyla kullanılmaktadır. Ormanlık alanlarda, hava alanlarında, yol kenarları ve refüjlerde yeşil bitkiler iyi bir toprak örtüsü olarak kullanılmakta ve erozyonla toprak kaybını önlemektedir. Spor alanlarında ise spor organizasyonlarına hizmet edecek şekilde tesis edilmişlerdir. İşte bu kadar geniş bir kullanım yelpazesine sahip ve oldukça fazla sayıda yararı bulunan yeşil alanların temelini çim bitkileri (çim alanlar) oluşturmaktadır.
Çim alanlar; toprak yüzeyini örterek sık şekilde gelişim gösteren, homojen bir görünüşe sahip ve sürekli biçilerek kısa tutulan; genellikle Graminea (Poaceae) familyasına ait olan bitki ve bitki topluluklarının bulunduğu, yapay olarak tesis edilmiş yeşil alan yüzeyleri şeklinde tanımlanmaktadır.
Hızla gelişen ve yoğun bir yapılaşma içine giren büyük kentlerde yeşil alanların önemi giderek artmaktadır. Çok katlı yüksek binalarla çevrili modern şehirlerin nefes almasına yardımcı olan çim alanlar artık bir lüks değil, insanların sosyal ve kültürel ihtiyaçlarını karşılayan bir araç konumuna gelmiştir. Yeşil alanların en önemli özelliği halkın ortak kullanımına açık olmaları ve bu alanlarda ekonomik kazançlardan daha çok sosyal ve kültürel kazançların ön planda olmasıdır.
Çim alanlar kentsel ortama estetik açıdan olumlu katkılarda bulunurlar. Park ve bahçelerde ağaç ve ağaççıklar ile çeşitli renklerde çiçek açan tek ve çok yıllık bitkileri ortaya çıkarır, vurgular, onlarla renk ve biçim yönünden zıtlıklar yaratır. Peyzaj Mimarlığı açısından çimler; estetik değer ve biyolojik konfor sağlama açısından yatay boyutun tasarımında kullanılan en yaygın bitkisel materyaldir denebilir.
Kent yeşil alan sistemi içerisinde çim alanlar, estetik güzellik sağlamadan daha önemli olarak üzerinde spor yapmaya, oyun oynamaya ve dinlenmeye olanak sağlayan yeşil bir örtü oluşturur. Çim bitkileri, futbol sahaları için vazgeçilmez yüzey örtüleridir. Çok geniş ve düz bir yüzey olan futbol sahalarında çim örtüsü, güneş ışığını absorbe ederek, futbolcuların ve seyircilerin gözlerini güneşin rahatsız edici etkilerinden korumakta, toz oluşumunu önlemekte, düşme sonucu oluşacak sakatlanmaları azaltmaktadır.
Çim alanlar iklim düzenleyici olarak görev yaparlar. Gündüz güneş ışıklarını emer, gece ise gündüz topladığı radyasyonu geri vererek ortamı olumlu yönde etkilerler. Transpirasyonla (terleme) su kaybederek, ortam sıcaklığının 5 oC azalmasını sağlarlar. İyi tesis edilmiş 1 m2’lik çim yüzeyinde yaklaşık 4000’e yakın çim bitkisi enerji absorbsiyonu özelliği nedeniyle bir klima gibi işlev görür. Aynı yüzey betonla kaplandığında, bu sıcaklık farkı 20-25 °C daha fazla olabilmektedir.
Çim alanların daha birçok yararı vardır. Boş arazileri kaplayarak, arazilerin ıslah edilmesinde, doğanın korunup, geliştirilmesinde önemli katkı sağlarlar. Oksijen üreticisi olmaları yanında, karbondioksiti ve çevre kirliliğine karşı sülfürdioksit gibi kirleticileri emerek ortamın adeta akciğerleri olmuşlardır. Yüzeysel yoğun saçak kök sistemleriyle de toprak muhafazasında önemli rol oynamakta ve erozyonu önlemektedirler. Ayrıca yağmur ve kar sularının düzenli bir biçimde yeraltı sularına dönüşmesini sağlamaktadırlar. Tarımsal alanların filtrasyon kapasitesine sahip olması ile pestisit kaçışını önlemek için tampon bölge olarak çim alanlardan yararlanılmaktadır.
Tüm bu anlatılanlar elbette ki çim alanların tercihi için önemli etkenlerdir. Ancak kişi başına düşen yeşil alan miktarının 8–12 m² olduğu Avrupa ülkeleri ile kıyaslandığında, ülkemiz koşullarında bu rakamın altında kalındığı (ortalama 6,2 m²) görülmektedir. Dünya Sağlık Örgütü’nün tavsiye ettiği “aktif yeşil alan” oranı ise, kişi başına en az 9 metrekare olmalıdır.
Oysa ki, son zamanlarda gündemde olan ve ülkemiz için bir aşama olacağı kabul edilen; sosyal, ekonomik ve politik açıdan standartlarına uymak için çaba sarf ettiğimiz Avrupa Topluluğu normlarında kişi başına düşen yeşil alan miktarının da bir standart olduğu unutulmamalıdır!
Faydaları ve önemi yukarıda gerekçeleriyle açıklanan çim bitkilerine beklenen ilgiyi gösteriyor muyuz? Özellikle nüfusu her geçen gün artan metropollerimizde nefes almanın dahi güçleşmeye başladığını üzülerek tecrübe ediyoruz. Yerleşim alanları içerisindeki yeşil alan miktarı yüzde 2,2 olan İstanbul, bu anlamda en dramatik örneği gözler önüne sermektedir!
Dr. İrfan SÜRER
Ziraat Yüksek Mühendisi
Cevap bırakın