11.Türkiye Enerji Zirvesi ve 5.Enerji ticareti ve Tedarik Zirvesi

Vali Ersin Yazıcı ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, 11’inci Türkiye Enerji Zirvesi ve 5’inci Enerji Ticareti ve Tedariki Zirvesi’ne katıldı. “Enerjinin Kalbi Antalya’da Atıyor” sloganıyla Belek turizm bölgesinde bir otelde düzenlenen zirveye Vali Ersin Yazıcı yanı sıra Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, TBMM Sanayi Ticaret Enerji Tabii Kaynaklar Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Ziya Altunyaldız, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Başkanı Mustafa Yılmaz, Türkiye Enerji Zirvesi Başkanı Mustafa Karahan ve enerji sektörünün temsilcileri katıldı.
Her Şeyi Bilimsel Çerçevede Ele Alıyoruz
Karadeniz gazı ile ilgili bilgiler veren Bakan Dönmez; “Bu yılın temmuz ayında Türkali-2 kuyumuzun Rezervuar-2 ve Rezervuar-3 testlerini başarıyla tamamlamıştık. Karadeniz gazını ilk defa o gün orada yaktık. Bu hafta da yine aynı kuyuda Türkali-2 kuyumuzun Rezervuar-2 testinde, günlük 650 bin metreküp gaz akışına ulaştık. Sakarya gaz sahasına ilişkin bütün mühendislik çalışmalarını da tamamlamış durumdayız. Öte yandan projede kullanılacak yüksek nitelikli boruların siparişini verdik, imalatları başladı. Alanında uzman yetkin ve üst seviyedeki bir şirketle inşallah bu süreci yürüteceğiz. 2022’nin baharında da suyun altına, Karadeniz’in derinliklerine boruları yerleştirerek ilk kaynağı yapacağız inşallah.” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçen hafta 4’üncü derin sondaj gemisinin alımını müjdelediğini kaydeden Bakan Dönmez; “7’nci nesil bir gemi ve dünyada sadece 5 tane var. Bunlardan biri de bizde ve gemimiz inşallah bahar aylarında ülkemize doğru demir alacak. 4’üncü gemimiz çift kule tasarımına sahip, daha sert deniz şartlarında çalışabilecek kabiliyette, yüksek basınçlı rezervuarlarda daha emniyetli bir şekilde çalışabiliyor. Karadeniz gazında bütün hesabı kitabı 2023’e göre yaptık. Her şeyi bilimsel çerçevede ele alıyoruz ve inşallah hedefimize de ulaşacağız.” diye konuştu.
Vatandaşa 127 Milyar Liralık Destek
Türkiye’nin, en hızlı toparlanan ülkelerden biri olduğunu belirten Bakan Dönmez, mevcut sıkıntıları aşmak için hükümetin bütün önlemleri aldığını; vatandaş, üretici, sanayici, müteşebbisleri korumak için her türlü aracı ve imkanı seferber ettiklerini belirtti. Elektrik, doğal gaz ve akaryakıt fiyatlarındaki sübvansiyonla vatandaşa 127 milyar liralık destek sağlandığını belirten Dönmez, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı, faturalardaki TRT ve enerji fonunun kaldırılmasıyla birlikte vatandaşa yıllık yaklaşık 3 milyar lira seviyesinde destek verileceğini ifade etti.
Kış Saati Uygulamasında 6 Milyarlık Tasarruf
Kış saati uygulamasına ilişkin eleştirilere, rakamlar ve istatistiklerle cevap vereceklerini belirten Bakan Dönmez; “Kış saati uygulamasına başlanan 2016 yılından bugüne kadar elde edilen toplam tasarruf 6.82 milyar kilovat/saat oldu. Bu tasarrufun parasal karşılığı ise yaklaşık 6 milyar lira. Biz 2016’da başladık, 26 Mart 2019’da Avrupa Parlamentosu’nda gerçekleştirilen oylamayla AB’de mevsimsel saat değişikliği uygulamasına son verilmesi önerisi kabul edildi.” dedi.
Temiz Enerji Devrimi Yapacağız
Paris İklim Anlaşması ile birlikte enerji sektörünün dönüşüme gireceğine de vurgu yapan Bakan Dönmez, “Bugüne kadar AB raporlarına da olumlu yansıyan pek çok adım attık. Enerji dönüşümünde Türkiye’nin ‘mış’ gibi yapma lüksü yok. Bakanlık olarak planlarımızı yaptık, temiz enerji devrimi yapabilecek güçteyiz. Düşük maliyetli yenilenebilir enerji ve enerji verimliliğinin yaygınlaşması, yeşil dönüşümün kilit anahtarlarından biri olacak. Türkiye son dönemde inanılmaz verimlilik atılımı yaptı. Enerji verimliliğinde son 3 yılda 1,11 milyar dolarlık tasarruf elde etti.” diye konuştu.
Türkiye’nin öncü firmalarını bir araya getiren Türkiye Enerji Zirve’si sonrasında Vali Ersin Yazıcı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez ile birlikte şirketlerin stantlarını ziyaret ettiler.

Türkiye enerji piyasasının en kapsamlı ve en geniş katılımlı zirvesi olarak gelenekselleşen Türkiye Enerji Zirvesi; “Enerjinin kalbi Antalya’da Atıyor” mottosuyla başladı. Açılış öncesi gerçekleşen iki oturumda Türkiye ve dünya enerji piyasaları ile yine Türkiye ve dünya ekonomisindeki son gelişmeler katılımcılarla paylaşıldı. 

Zirvenin bu yılki ilk gün gerçekleşen oturumlarında, “Türkiye ve Dünya Enerji Piyasalarında Son Gelişmeler” ve “Türkiye ve Dünya Ekonomisinde Son Gelişmeler” katılımcılardan yoğun ilgi gördü. APLUS Enerji Kurucu Ortakları; Volkan Yiğit ve Ozan Korkmaz’ın birlikte gerçekleştirdiği ilk oturumda Türkiye enerji piyasasının genel hatları, sorunları ve çözüme dair öngörüleri katılımcılarla paylaşıldı.

PANDEMİ SONRASI ENERJİ TÜKETİMİNDE ARTIŞ VAR

Covid-19 salgınının etkisiyle küresel birincil enerji tüketiminin 2000 yılında yüzde 4,5 oranında azaldığına ama normalleşme ile birlikte ciddi bir enerji ihtiyacı yaşandığına dikkat çeken APLUS Enerji Kurucu Ortağı Volkan Yiğit yaptığı konuşmada, “Türkiye’nin 2000-2020 yılları arasındaki elektrik tüketimi yüzde 4,4’lük büyüme oranı seviyelerinde gerçekleşti. Özellikle Covid ve ekonomik sebepler nedeniyle ciddi düşüşün yaşandığı yıllar olsa da normalleşme adımları ile birlikte 2021’de ciddi bir artış gözlemliyoruz. Bunda kısıtlamaların kalkması ve sanayi üretiminin devreye girmesi etken oldu. 2020 yılını 306,1 TWh seviyesinde kapatan ülkemizin, 2021’i 329 TWh lik tüketim ile kapatacağını öngörüyoruz” dedi.

MALİYETLER ARTTI, YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI ÖNEM KAZANDI

Türkiye’nin enerji ihtiyacını karşılamada tüm dünyada olduğu gibi fosil yakıtların giderek azaldığı gerçeğini hatırlatarak konuşmasına başlayan APLUS Enerji Kurucu Ortağı Ozan Korkmaz, Türkiye’nin enerji ihtiyacını nasıl karşıladığını ve bu anlamda yapılması gereken stratejik hamlelerin neler olduğunu konuşmasında şu sözlerle dile getirdi. “Türkiye enerji ihtiyacının; yüzde 4’ünü Güneş, yüzde 8’ini Rüzgâr, yüzde 25’i Hidroelektrik santrali, yüzde 34’ü Kömür ve yüzde 23’ü de Doğalgaz kaynaklı olarak karşılıyor. Günümüzde rüzgâr ve güneş enerjisi rekabetçi konumunu ciddi anlamda koruyor. Ülkemiz bu açıdan potansiyeli çok yüksek bir ülke. Bu da bu iki enerji kaynağından daha çok yararlanmamız gerektiği gerçeğini daha da açık ortaya koyuyor. Çünkü iklim kaynaklı sorunlar ve doğalgazın alımındaki süreçler ve yapılan, yapılacak anlaşmalar göz önüne alındığında Türkiye’nin 2027 yılına kadar 1GW Rüzgâr ve 1GW Güneş enerjisi hedefi çok çok az. Aksine bunun da çok artması gerekiyor.”

“KARADENİZ’DEKİ 540 MİLYAR METREKÜPLÜK BULUŞ SEVİNDİRİYOR”

Türkiye’nin doğalgaz ihtiyacının günbegün arttığına vurgu yapan Volkan Yiğit, Sakarya Gaz Sahası içindeki Amasra-1 kuyusunda keşfedilen 135 milyar metreküplük yeni doğal gaz keşfi ile birlikte 2020’den bu yana Karadeniz’de keşfedilen 540 milyar metreküplük seviyenin çok önemsenmesi gerektiğine dikkat çekti ve oturuma katılanlara şu önemli bilgileri paylaştı: “Ülkemizde doğal gaz kaynaklı enerjiye ciddi bir ilgi ve artan talep var. Türkiye’nin yıllık doğal gaz tüketimi 2000 ve 2020 yılları arasında yüzde 6,2’lik yıllık bileşik büyüme oranı ile artarak 48,3 metreküp seviyesine gelmiş olup, 2021 yılında bu miktarın 60 milyar metreküp üzerine çıkmasını tahmin ediyoruz. Bu yıl 11’incisini gerçekleşen Enerji Zirvesi bu anlamda da büyük bir önem taşıyor. Çünkü bu zirvede artan talepler, yakın zamanda yapılması planlanan doğal gaza yönelik kontratlara dair karar vericilerin ve sektör oyuncularının yapacağı açıklamalar çok önem arz ediyor.”

KÜRESEL TEDARİK KRİZİ BÜYÜMEYİ ETKİLİYOR

Zirvenin birinci gününde gerçekleşen diğer oturumda Ekonomist Fatih Keresteci, ‘Türkiye ve Dünya Ekonomisinde Son Gelişmeler’ başlığında küresel tedarik krizinin Türkiye ekonomisine olan etkilerini katılımcılara paylaştı. Keresteci, pandemi nedeniyle dünya çapında Merkez Bankaları’nın para genişleme politikası uyguladığını ifade ederek; “Fazla para enflasyonu tetikledi. Hammadde ve ürünlerin fiyatı arttı. Pandemi nedeniyle talepte ve arzda sorunlar yaşandı. Normalleşmenin başlamasıyla tüketim arttı ama arz, talebe yetişemedi. Bugün ülkemizi de etkileyen tedarik krizi Türkiye’nin büyüme rakamlarını olumsuz etkiliyor. Üretim yapmak için ithalata ihtiyaç duyan sanayicimiz üretim mallarına ulaşamıyor ya da yüksek fiyatla mücadele ediyor” diye konuştu.