Galataport İstanbul “En iyi yeni geliştirme projesi” ödülünü aldı

Galataport İstanbul, uluslararası MAPIC Ödülleri’nde ‘En İyi Yeni Geliştirme Projesi’ ödülünün kazananı oldu. İnovatif mühendislik ve mimari çalışmalarıyla İstanbul’un tarihi limanını hareketli ve zengin bir gastronomi, kültür sanat ve alışveriş mahallesine dönüştüren Galataport İstanbul, tüm dünyada perakende sektörünün devlerini bir araya getiren uluslararası MAPIC Ödülleri’nde ‘En İyi Yeni Geliştirme Projesi’ (Best New Development Project) ödülüne layık görüldü. 

GALATAPORT İstanbul, bu yıl 29 Kasım tarihinde Fransa’nın Cannes şehrinde gerçekleşen, perakende sektörünün devlerini buluşturan ve dünyanın en prestijli projelerinin yarıştığı MAPIC 2023 Ödülleri’nden özel bir ödülle döndü. Finalistlerin; yeni teknolojilerin kullanımıyla sunduğu inovatif yaklaşımlar, projenin çevresel etkileri ile yer aldığı bölgeye katkısı, mimari özellikleri, marka karması, müşteri memnuniyeti ve sağladığı alışveriş deneyimi bazında değerlendirildiği ‘En İyi Yeni Geliştirme Projesi’ (Best New Development Project) kategorisinin kazananı Galataport İstanbul oldu.

“Sorumlu Büyüme Çağı” temasıyla düzenlenen MAPIC Ödülleri’nde bu yıl 75 ülkeden 6 bin katılımcı bir araya geldi. Galataport İstanbul, projelerin mimari, inovasyon ve alışveriş deneyimi açısından değerlendirildiği kategoride Fransa ve Polonya’dan katılan finalistleri geride bırakmayı başardı. Dünyanın ilk yer altı kruvaziyer terminaline bağlı özel kapak sistemi sayesinde İstanbul’un tarihi limanını erişime açarak hareketli bir gastronomi, kültür sanat ve alışveriş mahallesine dönüştüren Galataport İstanbul, kısa zamanda şehrin favori buluşma noktası haline geldi.

Galataport İstanbul Varlık Yönetimi ve Kiralama Genel Müdür Yardımcısı İrem Yücel Kaymak, ‘En İyi Yeni Geliştirme Projesi’ ödülüne layık görülmekten dolayı büyük bir gurur duyduklarını dile getirerek şunları söyledi: “Galataport İstanbul, 19. yüzyılın sonundan bu yana erişime kapalı olan Boğaz’ın 1.2 km’lik sahil şeridinini bölgenin tarihi ve kültürel mirasını koruyarak favori buluşma noktasına dönüştüren, liman fonksiyonunu da yenilikçi bir yaklaşımla şehre kazandıran bir proje olmasıyla öne çıkıyor. Mühendislik ve mimari olarak birçok inovasyonu da içerisinde barındırıyor, çevresel etkileri en aza indirmek için pek çok uygulamayı hayata geçiriyor. Galataport İstanbul’un deneyim odaklı, Türkiye ve İstanbul’un zengin kültürünü yansıtan markaları ile uluslararası markaları bir arada sunan marka karması ve tüm bu özellikleri ile MAPIC Ödülleri’nde ‘En İyi Yeni Geliştirme Projesi’ ödülüne layık görülmesi, bizler için çok değerli.”

Galataport İstanbul inovatif yaklaşımıyla öne çıkıyor

Galataport’un gemi yanaştığında geçici bir gümrük alanı oluşturan ve geminin ayrılmasıyla sahil şeridini tekrar bir yürüyüş yoluna çeviren özel kapak sisteminde, tüm kruvaziyer operasyonlarının yürütüldüğü 29 bin metrekarelik dünyanın ilk yer altı kruvaziyer terminali, rampalar aracılığıyla geçici gümrük alanına bağlanıyor. Bu inovasyon sayesinde, 19. yüzyılın sonundan bu yana erişime kapalı olan Karaköy’ün eşsiz sahil şeridi, geminin yanaştığı ve kapaklarla ayrılan kısım hariç, misafirlere açık olmaya devam ederek, şehrin en özel yürüyüş rotalarından biri haline geliyor.

Projenin karbon ayak izini azaltmak için özel bir özen gösteriliyor. Galataport İstanbul’daki binaların tamamında soğutma gazı yerine deniz suyu kullanılıyor, bu da yüzde 34 oranında enerji tasarrufu sağlıyor, karbon emisyonlarını azaltıyor ve iklim değişikliğine katkıda bulunan zararlı soğutma gazlarının yerini alıyor. Tüm bu çalışmalar ile Galataport İstanbul, Avrupa’nın en büyük ikinci LEED Platin sertifikalı projesi oldu.

Galataport istanbul, yarattığı 5000 kişilik direkt istihdam, 20.000 kişilik dolaylı istihdam ve turizme getirdiği ekonomik hareketlilikle bölgede ve İstanbul’da ciddi ekonomik bir katma değer sağlıyor.

 

Şehrin gözde alışveriş ve gastronomi mahallesi

Galataport İstanbul 8 yıllık yoğun bir planlama ve geliştirme süreci sonrasında, toplamda 1,7 milyar dolarlık yatırım tutarı ile hayata geçti. 112 bin metrekarelik bir alanda, 230 adet perakende ve yeme içme noktasıyla her zevke hitap eden birçok seçenek sunuyor. Alışveriş ve yeme içme birimleri için ayrılan kiralanabilir alanın toplamı ise 52 bin metrekare. Galataport İstanbul, Türkiye ve dünyanın en önemli perakende markalarına ev sahipliği yapıyor, bu markalar diğer lokasyonlardaki mağazalarından ayrışan ince detayları Galataport İstanbul’da sunuyor.

Galataport İstanbul, sahasının %40’ını yeme içme noktalarına ayırarak da İstanbul’un zengin seçenekler sunan gastronomi merkezi olarak farklılaşıyor. Gastronomide de lokal ve yabancı markalardan oluşan marka karması ile misafirlere farklı ve zengin bir deneyim sunuyor. Bünyesinde barındırdığı Türkiye’nin iki önemli müzesi ve herkese açık kültür sanat etkinlikleri ve Türkiye’nin iki önemli sanat müzesi ile farklı kitleleri aynı alanda buluşturuyor.

Galataport İstanbul’da misafirler için, “nefes alan”, aileleriyle güvenle zaman geçirebilecekleri bir ortamda, deneyim odaklı ve yenilikçi kurgular oluşturuluyor. Kültür sanat ve eğlence anlamında hayata geçirilen etkinlikler ve mobil uygulama üzerinden sunulan deneyim turları ile alışverişe farklı bir boyut getirilirken, kruvaziyer gemileriyle gelen yabancı turistlerin lokal markaları yakından deneyimlemeleri için sunulan fırsatlarla fark yaratılıyor.

İlk iki yılında 30 milyona yakın ziyaretçiyi ağırlayan Galataport İstanbul’u, şehri ziyaret eden her 4 turistten 1’i geziyor. Galataport İstanbul’un 2023 yılından sonra 1,5 milyonu kruvaziyer yolcusu ve mürettebatı olmak üzere yılda 25 milyon ziyaretçiyi ağırlayacağı öngörülüyor.

Galataport İstanbul Hakkında:

İstanbul’un kalbinde, Boğaz kenarında 1.2 km’ye sahip sahil şeridi boyunca yer alan Galataport İstanbul, erişilebilir ve düşük katlı yapıları, mahalle konseptinde tasarlanmış, bölgenin tarihi dokusuyla uyum içindeki mimarisi ile ziyaretçilerine “nefes alan” sağlıklı ve güvenli bir kültür sanat, alışveriş, yeme içme ve çalışma deneyimi sunuyor. Geçmişte pek çok farklı kültürü barındıran bir konumda yer alan Galataport İstanbul, Karaköy’ü yeniden şehrin ticaretinin kalbi haline getiriyor. Dünya çapında birçok yerli ve yabancı markaya ve restorana ev sahipliği yapan Galataport İstanbul, Ekim 2021’den bu yana İstanbul’un favori buluşma noktalarından biri haline gelmiş bulunuyor.

 

İhale bedeli dahil toplam 1,7 milyar dolarlık yatırım ile hayata geçirilen Galataport İstanbul’un en etkileyici özelliklerinden birini, İstanbul’un yer altı sarnıçlarından esinlenilen, Red Dot tasarım ödüllü dünyanın ilk yer altı kruvaziyer terminali oluşturuyor. Limana gemi yanaştığında devreye girerek güvenlik (ISPS) alanını ayıran 176 adet hidrolik özel kapak sistemi sayesinde, geçici gümrüklü bir saha yaratılıyor. Kapakların tekil olarak kontrol edilebilmesi, gümrüklü alanın limandaki gemi adedi ve boyutları bazında esnek bir şekilde oluşturulmasını sağlıyor. Bu inovasyon sayesinde, 19. yüzyılın sonundan bu yana erişime kapalı olan Karaköy’ün eşsiz sahil şeridi, geminin yanaştığı ve kapaklarla ayrılan kısım hariç, misafirlere açık olmaya devam ederek, şehrin en özel yürüyüş rotalarından biri haline geliyor. 29 bin m2’lik bir alana yayılan terminali ile birlikte aynı anda 3 gemi yanaşabilecek ve günlük 15 bin yolcuyu ağırlayabilecek kapasiteye sahip Galataport İstanbul, Akdeniz çanağından Karadeniz’e kadar geniş bir coğrafyada kruvaziyer turizmine büyük bir hareketlilik getirerek bölge ve ülke turizmi ile ekonomisine önemli katkı sağlıyor.

 

İstanbul’un tarihi limanını şehirle bütünleştiren Galataport İstanbul, bu yatırım ile sosyal ve ekonomik sürdürülebilirliğe de önemli bir katkı sağlıyor. Kullanılan özel soğutma sisteminden, atık yönetimine kadar çevresel sürdürülebilirlik adına faaliyetleri ile, Avrupa’nın LEED Platinum sertifikasına sahip en büyük ikinci projesi konumuna gelen Galataport İstanbul’u MedCruise Birliği geçtiğimiz yıl “Çevresel Sorumluluk Ödülü”ne layık gördü. Galataport İstanbul, 2020 yılında ise MedCruise Ödülleri’nde “Pandemi Sürecinde Sektöre En Yüksek Bağlılık Gösteren Doğu Akdeniz Kruvaziyer Limanı” ödülünü aldı.

 

Galataport İstanbul’da yürütülen restorasyon çalışmaları ile İstanbul’un çok değerli tescilli yapıları şehre geri kazandırılıyor. Paket Postanesi, Karaköy’ün çok kültürlü ticaret hayatını ve zanaat geleneklerini İstanbul’dan dünyaya açılmış moda, tasarım, lezzet ve mücevher sanatı ustaları ile günümüze taşıyor. Sahada yer alan diğer üç tescilli yapı; Merkez Han, Karaköy Yolcu Salonu ve Çinili Han binaları da itinalı bir restorasyon sürecinden geçti. Dünyada sadece 10 seçkin lokasyonda yer alan Peninsula Hotels markasının 11. oteli olan The Peninsula İstanbul, 177 odası ile tarihi yarımadanın karşısında bu tescilli yapılar ile yeni yapılan ve özel giyotin cephesi 90 saniyede açılabilen balo salonu ile yer alıyor.

 

Tarihi 1848’e ulaşan Türkiye ve İstanbul’un en eski saat kulesi konumundaki Tophane Saat Kulesi, adını verdiği Saat Kulesi Meydanı’nı taçlandırıyor ve bu meydan, şehrin yıllık kültür sanat takvimindeki önemli etkinliklere ev sahipliği yapıyor. Sanatın Türkiye’deki en iyi örnekleri arasında yer alan İstanbul Modern ve MSGSÜ İstanbul Resim ve Heykel Müzesi de Saat Kulesi Meydanı etrafında, Galataport İstanbul sahasında yer alıyor.

 

Galataport İstanbul, 7 milyonu yabancı olmak üzere yılda toplam 25 milyon ziyaretçiyi ağırlayacak. Proje kapsamında mürettebat dahil yaklaşık 1,5 milyon kruvaziyer yolcusunun da İstanbul’u ziyaret edeceği öngörülüyor.