İzmir Liman Arkası Bölgesi’nin Dünü Bugünü ve Geleceği

İzmir Liman Arkası Bölgesi’nin Dünü Bugünü ve Geleceği

Korhan MANGIR
Uzman
Proje Uygulama ve İzleme Birimi

korhan.mangir@izka.org.tr

Görsel 1: Liman Arkası Bölgesi Genel Görünüş (İZKA, 2021a)

İzmir, coğrafi konumu ve bölgesindeki doğal güzellikleriyle tarih boyunca önemli bir ticaret kenti olmuştur. 19. yüzyılın ortasına kadar yerleşik bir limana sahip olmayan kente gelen gemilerin yükleri, sandallar ile kıyıdaki küçük iskelelere getirilmekte, ihraç edilecek ürünler aynı yolla gemilere yüklenmekteydi. Kentte özellikle liman ve demiryolunun yapımıyla gelişen bir ticaretten ve bu ticaret dolayısıyla kentin artan öneminden bahsetmek mümkündür.

İzmir, hem liman kenti olmasının etkisi hem de demiryoluna sahip olması ile bölgede üretilen tarımsal ürünlerin ihraç edilmesiyle Avrupa’yla sürekli bir ticaret ilişkisi içinde yer almıştır. Avrupa’dan deniz yoluyla ulaşan ticaret ile Anadolu’da üretilen ürünlerin çıkış noktası olarak İzmir, Akdeniz’in ticaret merkezlerinden birine dönüşmüştür.

 

İzmir’in ticaret hayatındaki gelişim ve dönüşüm, Osmanlı Devleti’nde yapılan ilk demiryolu yatırımı olarak İngilizlere verilen imtiyazla yapılan ve 1860’da işletmeye açılan İzmir-Aydın ve Fransızlara verilen imtiyazla 1866’da işletmeye açılan İzmir-Turgutlu (Kasaba) demiryolu hatları ile başlamış, 1876 yılında Pasaport limanı ve rıhtımının tamamlanmasıyla hız kazanmıştır. Bu hatlar, yabancı yatırımcıların, İzmir limanının son derece zengin bir tarımsal artalanı olan Anadolu’nun verimli topraklarında yetiştirilen tarımsal ürünlerini İzmir’e mümkün olan en hızlı şekilde ulaştırmak için kurulmuştur (Dayangaç, 2004). İzmir Liman Arkası Bölgesi ise, Pasaport limanı ve Punta (Alsancak) tren istasyonunun faaliyete geçmesiyle birlikte gelişmeye başlamıştır.

Ticaretin bu kadar merkezinde yer alan kentte, liman ve demiryolunun ihtiyaç duyduğu üretim ve depolama tesislerinin liman ve demiryolunun etkileşim sahasında, eski adıyla Darağacı, bugünkü ismiyle Umurbey Mahallesi’nde konumlanmasıyla bölge, kentin ilk sanayi bölgesi olmuştur. Bunun yanında, liman ve demiryolunun varlığıyla birlikte geleneksel ticarette yaşanan değişiklikler, İzmir’in, diğer kentlere göre sanayileşmeye daha erken tanıklık etmesini sağlamıştır (Çıkış, 2009).

Sanayileşmenin kentleşme sürecinde yeni akslara kaymasıyla birlikte dönemin bu önemli tesisleri de terkedilerek bölge, zamanla çöküntü bölgesi haline gelmiştir. Bu da kent yönetimini her dönemde bu bölgenin kaderini değiştirmek adına harekete geçmesine neden olmuştur.

Liman Arkası Bölgesi Liman Arkası Bölgesi İzmir’in merkezinde; kuzeyinde Alsancak Limanı, batısında Alsancak Garı ile güneydoğusunda Meles Çayı ve Mürselpaşa Bulvarı ile güneybatısında Kahramanlar semti ve demiryolu tesisleri ile sınırlanan, eski ve yeni kent merkezini birbirine bağlayan üçgen bir alandır. İzmir Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından planlaması yapılan yeni kent merkezinin güneyinde, bu merkezin alt bölgesi olarak yer alırken aynı zamanda Alsancak bölgesinin de genişleme alanı olarak değerlendirilmektedir (Çıkış, 2009).

Görsel 2: Liman Arkası Bölgesi Uydu Fotoğrafı (2021)

Bölge; eski ve yeni kent merkezini birbirine bağlarken, hem büyük hem de küçük ölçekli tescilli endüstriyel mirası da bünyesinde barındırmaktadır.  Havagazı Fabrikası (1859), Eski Un Fabrikası (1895), Eski Kiremit Fabrikası (19. yy sonu-20. yy başı), Tariş Alkol Fabrikası (19. yy sonu – 20. yy başı), Şark Sanayi Fabrikası (1924), Elektrik Fabrikası (1928), Sümerbank Basma Sanayi Fabrikası (1946) gibi dönem özelliklerini yansıtan yapılar bu mirasın en dikkat çekici örnekleri arasında yer almaktadır (İZKA, 2021a).

Görsel 3: Şark Sanayi Fabrikası
Görsel 4: Elektrik Fabrikası

1996 yılında yapılan planlama çalışmalarında, bölgede yer alan endüstri mirası yapılarına yönelik bir çalışma olmadığı dönemin Mimarlar Odası İzmir Şubesi tarafından tespit edilmiştir. Bu eksikliği gidermek adına bölgede yer alan tüm endüstri mirası ve sivil mimarlık örneği yapılarda tescil işlemi yapılması için, 1996 yılında, İzmir 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’na (KVKBK) başvuru yapılmıştır. Oda tarafından yapılan başvuru üzerine KVKBK tespit çalışması başlatmış ve 08.01.1998 tarihinde, Liman Arkası Bölgesi’nde yer alan endüstri yapıları, fabrika, depo ve konuttan oluşan 53 yapı, 2. Grup korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilmiştir. Bu tescil kararının yürütmesinin durdurulması için İBB, İzmir 2. İdare Mahkemesi’nde dava açmıştır. Yapılan bilirkişi incelemesine dayanarak mahkeme İBB’nin talebini reddederek, tescil kararının hukuka ve kamu yararına uygun olduğuna karar vermiştir. Bu kararla bölgede yer alan endüstri mirası yapılar da yıkılmaktan kurtulmuştur (Topal, 2019).

Liman Arkası Bölgesi’nde depolama ve üretim amacıyla kurulan tesisler ve kentin altyapısına yönelik üretim yapan fabrikalar, tarihsel süreçte İzmir’in sosyal ve ekonomik yaşamına katkı koymuşlardır. İzmir’de 19. yüzyılda başlayan sanayileşme faaliyetleri sonucunda sanayi bölgesi haline gelen Liman Arkası Bölgesi’nde (Darağacı) değişim o günlerden bu yana devam etmektedir.

Bölgedeki planlanma çalışmalarının temeli 1925 yılına dayanmaktadır. Danger Prost tarafından hazırlanan kent planında 1922 yangını sonrası yıkıntı bölgesi haline gelen Alsancak’ın günümüzdeki yerleşim dokusunun temeli atılmıştır. Bu plan ile Darağacı bölgesinin sanayi alanı olarak kullanılması ve limanın da burada kurulması planlanmıştır. Pasaport Limanı’nın yetersiz kalması nedeniyle başlanan Alsancak Limanı 1959 yılında tamamlanarak işletmeye açılmıştır (Şimşek, 2006).

1950’li yıllardan itibaren tarımsal depolama amacıyla yapılan binaların olduğu bölgede Sümerbank Basma Sanayi Fabrikası ve Tariş Alkol Fabrikası binaları da bu dönemde yapılmıştır. 1951 yılında tüm kenti kapsayan ilk planlama çalışması olan ve Kemal Ahmet Aru ve ekibi tarafından hazırlanan 1/2000 ölçekli nazım imar planı 1955’te onaylanmıştır. Bu planda limanın büyük bir ticaret limanına dönüşmesi sürecinin hızlandırılması, limanın güneyindeki endüstri tesislerinin korunması ve bu alanın Halkapınar ve Salhane yönünde gelişmesi planlanmıştır. Bu doğrultuda Alsancak, Halkapınar, Salhane ve Turan güzergâhında oluşan endüstri bölgesi İzmir kent dokusunun iskeletini oluşturmuştur.

1968 yılında Metropoliten Nazım Plan Bürosu’nu kuran belediye tarafından 1973’de tamamlanan, İmar ve İskân Bakanlığı tarafından onaylanan ilk kapsamlı İzmir Metropoliten Alan nazım imar planında bölge ve çevresi için ilk kentsel koruma kararına yer verilmiştir. Yeni endüstriyel alanın tamamen kent sınırlarının dışında kurulması, limanın taşınması bu planın getirdiği önemli kararlardandır.

1989 yılında, 1973 İzmir Metropoliten Alan nazım imar planını revize eden 1/25.000 nazım imar planı revizyonu ile liman bölgesinde yenileme kararı alınmış ve bölge için “Merkezi İş Alanı” kullanım kararı getirilmiştir. Bu da alanda yönetim ve hizmet işlevinde yapılar inşa edilmesine veya mevcut yapıların bu kullanımlara dönüşmesine sebep olmuştur (Şimşek, 2006).

İzmir Liman Arkası Bölgesi’nde 1989 yılı revizyon planıyla hedeflenen dönüşümün gerçekleşmemesi üzerine İBB, bölgenin Turan’a kadar olan alanı kapsayacak şekilde yeni kent merkezi olması için çalışma başlatmıştır. Bu amaç doğrultusunda Liman ile Alaybey arasındaki 550 hektarlık alanı kapsayan “Yeni Kent Merkezi” için, 2001 yılında uluslararası fikir ve tasarım yarışması düzenlenmiştir. Uluslararası yarışma bölgenin yeniden değerlendirilmesi amacıyla atılan en önemli adım olmuştur. Yarışma 19. yy sonlarından itibaren sanayi tesislerin konumlandığı, İzmir limanına bitişik ve kentsel bütünleşmenin merkezi olan bölgenin yenileştirilmesi, çağdaş kent imajının yükseltilmesi ve liman alanında yeni bir şehir merkezi yaratılması için bölgenin mimari özellikleri ve kentsel alanının geliştirilmesi için ön fikirleri bulmak amacıyla düzenlenmiştir (İBB, 2001).

Yarışmaya 35 ülkeden 354 başvuru yapılmış, 140 proje teslim edilmiş, Türk ve yabancı uzmanlardan oluşan uluslararası yarışma jürisi de bu projelerden 136 tanesini değerlendirmeye almış ve Alman mimar Jochen Brandi’nın projesi birinci seçilmiştir[1].

Görsel 5: Yarışmayı Kazanan Jochen Brandi’nin Projesi
(Ege Mimarlık, 2001, Sayı: 40-41, s.62)

Yarışmada ortaya çıkan fikirler ışığında, “Yeni Kent Merkezi” nazım imar planı çalışmaları İBB Liman Bölgesi Planlama Grubu tarafından yürütülmüş ve hazırlanan planlar belediye meclisi tarafından 2003 yılında onaylanmıştır. Bu planda bölgede ticaret, turizm ve kültür kullanımı planlanmıştır. Koruma altındaki alanlarda ise, yeni yapılaşma önerilmeyerek özel proje alanı lejantı ile mimari kimliklerine uygun olarak yeniden işlevlendirilerek kullanılması öngörülmüştür.

Liman Arkası (Yaratıcı Endüstri) Bölgesi

Kentin ilk sanayi bölgesi olarak gelişen ve yakın zamana kadar da bu yönde işlev gören bölge, son yıllarda bundan uzaklaşarak ana caddeler dışında çöküntü bölgesi haline dönüşmüştür. Bu zengin tarihi sanayi yapı stokunun kentin kültürel mirası açısından taşıdığı önem nedeniyle bölgenin dönüşümü ve gelişimi kentin geleceğini de şekillendirecektir. Bu nedenle de bölge taşıdığı tarihsel geçmiş, mevcut endüstri yapı mirası ve günümüz kent ihtiyaçları doğrultusunda planlanmalıdır.

Kentsel gelişim ve yapılaşma baskılarıyla yapılan planlama çalışmalarında öngörülenler, bölgeyi yeni bir dönüşüm sürecine sokmuştur. Bölge özelinde yıllardan bu yana pek çok gelecek senaryosu gündeme gelmiş ancak bu senaryolarda bölgenin tarihi miras değerinin korunması gerekliliği üzerinde çok durulmamıştır. Bu mirasın korunması ve değerlendirilmesi için sadece “Özel Proje Alanı” olarak tanımlamanın yeterli olmadığı gibi tesislerin birbirleriyle ve yakın çevresiyle işlevsel ve fiziksel ilişkilerinin de kurulması gerekmektedir. Bundan ötürü, tesislerin yer aldığı alanların hem koruma hem de kullanım açısından bütüncül olarak değerlendirildiği kentsel tasarım projelerinin hazırlanması ihtiyacı vardır.

Planlanan alanın dönüşümü için hem büyük yatırımların yapılması hem de bu yatırımların yapılabilmesi için zamana ihtiyaç duyulmaktadır. Hem özel proje alanı olarak tanımlanan koruma alanlarında geliştirilecek kültürel tesisler hem de özel sektör elinde bulunan alanlarda yapılacak konut ve ticaret kullanımları bölgenin yeniden hareketlenmesine olanak sağlayacaktır.

Bölgede yer alan mevcut tescilli endüstri yapıları bütüncül bir bakış açısıyla koruyarak kullanacak ve asıl kullanım fonksiyonlarıyla da çelişmeyecek şekilde, dünyada limanların etkileşim sahalarına konumlanan, kent merkezindeki kültür üretimi ile gelişecek; yaratıcılık, yenilik ve teknoloji odağında “Yaratıcı Endüstriler Bölgesi” oluşturulması alternatif bir kalkınma modeli geliştirilmesine olanak yaratacaktır. Böylelikle sanayileşmenin yeni döneminde insan emeğinin kazandığı yeni formu anlatan bir kavram olarak karşımıza çıkan yeni nesil sanayi anlayışını ifade eden yaratıcı endüstriler tarihi sanayi yapılarının içinde yeniden hayat bulacaktır.

Bireysel yaratıcılık, yetenek ve beceriye dayanan, toplumlarda zenginlik ve iş olanakları potansiyeli oluşturan, ekonomik büyümeyi hızlandırıcı özellikte olacak bu bölge için alanda mekânsal planlamaların yapılması kentin rekabet edebilirliğini artıracak, yenilik kapasitesinin geliştirilmesinde öncülük edecek ve bu yolla oluşturulacak yeni ekonominin kurulmasında da önemli rol oynayacaktır. Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Örgütü (UNCTAD) tarafından “Sürdürülebilir Kalkınma için Yaratıcı Ekonomi Yılı” ilan edilen 2021 yılında, yaratıcı endüstrilerin bölge gelişimi adına alternatif bir model olması için ilk adım atılabilir.

Kentsel tasarım yarışması ile bölgede oluşturulacak mekânlarda, El Sanatları, Reklam ve Pazarlama, Tasarım (Ürün, Grafik ve Moda) ve Mimarlık, Görsel Endüstriler (Film, TV, Video, Radyo, Fotoğraf vb.), Dijital Oyun Sektörü gibi İzmir’de öne çıkan ve gelişme potansiyeline sahip yaratıcı sektörler bölgeyi çekim merkezi haline getirecektir (İZKA, 2021b). Bunun yanında bölgede hızlı bir şekilde yapılaşacağı anlaşılan konut ve ticaret işlevleriyle de hedeflenen hareketlenme sağlanacak, bölge çöküntü halinden yeniden yaşayan bir alana dönüşecektir.

Bölgenin bu yöndeki değişimi, 2020 yılında UNESCO’nun Öğrenen Şehirler Ağı’na bölge yakınında yer alan endüstri mirası olan Tuzakoğlu Un Fabrikası’nda faaliyet gösteren Meslek Fabrikası ile üye olan, aynı zamanda Yaratıcı Kentler Ağı’na da “Tasarım” başlığı ile adaylık çalışmaları yürüten[2] İzmir’in elini güçlendirecektir.

Görsel 6: Tuzakoğlu Un Fabrikası (1908) 
Görsel 7: Meslek Fabrikası (2020)  

Kaynakça:


[1] https://www.izmir.bel.tr/tr/Haberler/kentsel-tasarim-projeleri-sergileniyor/522/156

[2] https://www.izmir.bel.tr/tr/Haberler/izmir-unesco-dunya-mirasi-alanlari-nin-sehri-oluyor/44862/156