Otomotiv Sanayii Derneği olarak uzun yıllara dayanan geçmişimizle, sanayimizi her zaman daha ileriye taşıyacak adımların atılmasına destek vermenin gururunu yaşıyoruz. Tüm paydaşlarımızın faydasına sunduğumuz bu ilk sürdürülebilirlik raporumuz ile birlikte, ülkemizin geleceğine büyük katkı sağlayacak güçlü bir adım daha attığımıza inanıyoruz. 2020 yılındaki zorlu piyasa koşullarına rağmen, 15. yılında da otomotiv sanayi; ihracat liderliği koltuğunu korumayı başarmış, ülkemiz ekonomisine sağladığı katkıyı sürdürmüştür. Ulaştığımız başarılar bize güç vermekte ve etki alanımızı genişletebilmemiz için ışık tutmaktadır.
Otomotiv sanayiinin sürdürülebilirlik çalışmalarını tüm şeffaflığıyla ortaya koymamıza olanak sağlayacak, 2020 Otomotiv Ana Sanayii Sürdürülebilirlik Raporu ile daha kapsayıcı ve daha paylaşımcı bir yaklaşımla sektörün gerçeklerini sizlerle paylaşıyor olmaktan heyecan duyuyoruz.
OSD olarak üyelerimizle birlikte çevresel, yönetişimsel ve sosyal anlamda bütünlük sağlayacak
perspektifler geliştiriyor, sürdürülebilirlik odağında ülkemize ve sektörümüze katkıda bulunacak projeler yaratmaktan mutluluk duyuyoruz. Eğitim, kültürel faaliyetler, toplumsal gelişim kapsamındaki çalışmalarımıza da aralıksız devam ediyoruz.
Çevrenin korunması, iklim değişikliği ile mücadele, kaynakların etkin kullanılması, atıkların minimize edilmesi, değer katan sosyal sorumluluk projelerinin hayata geçirilmesi, istihdamın desteklenmesi ve kadın çalışanların işgücüne katılımının sağlanması derneğimizin öncelikli hedefleri arasında yer almaktadır.
Otomotiv sanayiinin gelecek vizyonu göz önüne alındığında ulaşmamız gereken birçok hedef bulunuyor. Bu doğrultuda iyi uygulamalarımız, ülke ekonomisine katkımız, dünyaya karşı duyduğumuz sorumluluk bilincimiz ile çalışmalarımıza sürdürülebilirlik odağında devam edeceğiz.
Sürdürülebilirlik ilkeleri odağında ortaya koyduğu örnek performans ile mobilite dünyasındaki payını gelecekte daha da artıracağına inandığımız sanayimize
ilişkin bu raporu tüm paydaşlarımızın faydasına sunmaktan büyük mutluluk Otomotiv sanayiinin duyuyoruz. gelecek vizyonu göz önüne alındığında ulaşmamız gereken
birçok hedef bulunuyor. Bu doğrultuda iyi uygulamalarımız, ülke ekonomisine katkımız, dünyaya karşı duyduğumuz sorumluluk bilincimiz ile çalışmalarımıza sürdürülebilirlik odağında devam edeceğiz.
KURUMSAL YÖNETİM
Otomotiv Sanayii Derneği’nde en yüksek yönetim organı Genel Kurul’dur.
Komite ve Çalışma Grupları otomotiv sanayi ile ilişkili temel ve güncel konularda ilgili uzmanların katkıları ile çalışmalar yaparak sanayinin gelişimine ve bilgi altyapısının güçlenmesine katkı sağlar.
en yüksek yönetim organı Genel Kurul’dur. Yönetim Kurulu, Derneğin çalışmaları ile ilgili yönetmelikleri hazırlayarak Genel Kurul’un onayına sunar. Yönetim Kurulu, 14 asil ve 5 yedek üye olmak üzere Genel Kurul tarafından 1 (bir) yıl için gizli oylama ile seçilir.
Komite ve Çalışma Grupları otomotiv sanayi ile ilişkili temel ve güncel konularda ilgili uzmanların katkıları ile çalışmalar yaparak sanayinin gelişimine ve bilgi altyapısının güçlenmesine katkı sağlar. Sistemleri, Ar-Ge, Çevre, Dış Ticaret, İnsan Kaynakları, İş Sağlığı ve Güvenliği, Lojistik, Mali İşler, Resmi İlişkiler Yöneticileri, Satış Sonrası Hizmetler, Teknik ve Yerlileştirme olmak üzere toplamda 12 Komite, Eğitim, Enerji Verimliliği, Sanayide Dijital Dönüşüm ve Sürdürülebilirlik olmak üzere 4 Çalışma Grubu bulunmaktadır.
ETİK, ŞEFFAFLIK
Tüm iş süreçlerini insan hakları kurallarına uygun şekilde yerine getiren OSD, etik kurallar doğrultusunda hareket etmektedir.
OSD, yıllardır süregelen birikimi ile oluşturduğu kurumsal duruş ışığında, karar alma, aksiyon ve operasyon süreçlerinde ulusal ve uluslararası yasa ve yönetmelikler doğrultusunda hareket etmektedir.
Tüm iş süreçlerini insan hakları kurallarına uygun şekilde yerine getiren OSD, etik kurallar doğrultusunda hareket etmektedir. İnsan hakları, örgütlenme özgürlüğü ve yolsuzlukla mücadele politikası ile çalışan ve toplum değerlerine uygun davranış kuralları sergileyen OSD, rüşvet, yolsuzluk, hak ihlali, çıkar çatışması söz konusu olduğunda açık kanalları aracılığıyla geri bildirimlere imkan sağlar.
OSD, yıllardır süregelen birikimi ile oluşturduğu kurumsal duruş ışığında, karar alma, aksiyon ve operasyon süreçlerinde ulusal ve uluslararası yasa ve yönetmelikler doğrultusunda hareket etmektedir. Yasal mevzuata uygunluğu takip edilmekte ve Genel Kurul ile Yönetim Kurulu’na raporlamaktadır. Tüm bu süreçlerde yasal düzenlemelerin yanı sıra toplumsal normları ve etik kuralları göz önünde bulunduran OSD, hesap verilebilirlik ve şeffaflık kriterlerini esas almaktadır. Yüksek bir itibara sahip olan OSD, raporlama döneminde herhangi
bir yolsuzluk, rüşvet, etik kurallara veya şeffaflığa aykırı bir durum yaşamamıştır.
RİSK YÖNETİMİ, İÇ KONTROL VE DENETİM
OSD, tüm faaliyetlerinden doğan risklerin belirlenip analiz edilmesi ve bu risklere yönelik aksiyonların alınması için titizlikle çalışmaktadır.
OSD, etik iş ahlakı anlayışı çerçevesinde finansal süreçleri ve bu süreçlerdeki bilançolarını doğru ve eksiksiz bir şekilde, üyeleri ve aynı zamanda kamuoyu ile paylaşmaktadır. OSD’de operasyonel ve finansal risk yönetim süreçleri Denetim Kurulu tarafından yönetilmektedir. Risk temelli yaklaşımı ile risk yönetim ve kontrol süreçlerine odaklanmıştır. Şeffaflık, hesap verebilirlik, etik iş anlayışı ve rekabet ortamının gözetilmesi alanlarında Derneği ve üyelerini gözetmektedir.
Tüm süreçlerde ulusal ve uluslararası yasa ve yönetmelikler doğrultusunda karar alınmakta ve hareket edilmektedir. Denetim Kurulu tarafından yasal mevzuat konularına istinaden denetlenmekte ve denetim sonuçları raporlanmaktadır. Dernek, etik iş ahlakı anlayışı çerçevesinde finansal süreçleri ve bu süreçlerdeki bilançolarını doğru ve eksiksiz bir şekilde, üyeleri ve aynı zamanda kamuoyu ile paylaşmaktadır.
Raporlama döneminde herhangi bir uygunsuzluk yaşanmamıştır. OSD tüm faaliyetlerinin finansal, operasyonel, stratejik ve yasal uyum konuları ile ilgili mevcut süreçlerde ve gelecek vadede ortaya çıkabilecek risklerinin belirlenip analiz edilmesi ve bu risklere yönelik aksiyonların alınması konularını takip etmektedir. Bu takibin amacı, dernek genelinde karşılaşılabilecek risklerin tanımlanması, değerlendirilmesi, önceliklendirilmesi, izlenmesi, raporlanması, bunlara yönelik alınacak önlem ve izlenecek yönetim adımlarının kararlaştırılarak uygulamaya geçirilmesi sürecine ilişkin yaklaşımı belirlemektir. OSD’nin risk ve tehditlere karşı dayanıklı bir yapısı bulunmaktadır.
OSD risk yönetimi yaklaşımı aşağıdaki adımları hedeflemektedir.
Derneğin duruşunun risk yönetimi ile doğrudan veya direkt olarak uyumlu olması.
Derneğin bütünlüğünün korunması için gerekli itibar yönetimi stratejilerinin desteklenmesi,
Sürdürülebilirliği sağlamak amacıyla tüm risklere karşı güçlü yapılar oluşturmak,
İş sürekliliğini sağlamaya yönelik alternatif yaklaşımlar tanımlamak
Proaktif bir risk yönetim modeli ortaya koyarak, en kötü senaryoda dahi fırsat yaratacak etki alanları açmak.
OTOMOTİV SANAYİİNİN KARŞILAŞTIĞI RİSKLER
OSD, otomotiv sanayiinin karşılaşabileceği riskleri öngörerek, tedbir almak amacıyla Devlet’in ilgili birimlerine sunmaktadır.
OSD, Türk otomotiv sanayiinin karşı karşıya kalma risklerini öngörerek, birçok konuda araştırma raporları hazırlatmak ve kendi bünyesinde hazırlamak suretiyle, tedbir alınması amacıyla Devlet’in ilgili birimlerine sunmaktadır. Yakın dönemde hazırlanan, öne çıkan konu başlıklarındaki raporlardan ve önemli risklerden bu bölümde bahsedilmektedir.
Ticarete İlişkin Riskler
Türkiye Otomotiv Sanayi ve İhracatı Üzerine Brexit Etkileri
Türk otomotiv sanayiinin önde gelen ticaret ortaklarından birisi olan Birleşik Krallığın AB’den ayrılma kararı, Türk otomotiv sanayiini doğrudan etkileyecek önemli bir risk unsuru olup, bu ayrılışa dair farklı senaryoların otomotive olası etkilerinin hesaplanmasına ve gerekli önlemlerin Devlet tarafından zamanında alınmasına ihtiyaç duyulmuştur. Bu amaçla PwC’ye “Brexit: Türkiye Otomotiv Sanayi ve İhracatı Üzerine Etkileri” isimli bir rapor hazırlatılmıştır.
Raporda Brexit sonrası senaryoların sanayi üzerindeki olası etkileri bir ekonometrik model aracılığıyla tahmin edilmiş ve tüm belirsizlikler dikkate alınarak 13 farklı senaryo ile Brexit’in Türkiye otomotiv sektörüne etkisi değerlendirilmiştir. Senaryolarda AB ve Birleşik Krallığın anlaşma durumu ile Türkiye’nin her senaryodaki tepkisi ve tepki süresindeki gecikmeler kontrol edilmiştir. Brexit’in olumsuz etkilerini bertaraf etmek için politika önerileri sunulmuştur.
Serbest Ticaret Anlaşmalarının Otomotiv Sanayiinin İhracatına Etkileri Serbest Ticaret Anlaşmaları (STA), ülkeler arasında tarife ve tarife dışı engelleri kaldırarak, ticaretin kolaylaşmasını ve artmasını sağlaması nedeniyle, ülkelerin birbirleri karşısında daha fazla ticaret avantajına sahip olmak için başvurdukları en etkili araçlardan birisidir. Türk otomotiv sanayii açısından önemli pazarlara girişi kolaylaştıracak gerek müzakere sürecindeki gerekse muhtemel STA’ların, Türkiye ekonomisine ve otomotiv sanayiine potansiyel etkilerinin incelenmesi ve sonuçlarının, müzakerelerde faydalanılmak üzere
Devlete iletilmesi amacıyla “Serbest Ticaret Anlaşmalarının Otomotiv Sanayimizin İhracatına Etkilerinin İncelenmesi” isimli bir Rapor hazırlatılmıştır. Bu Raporda, otomotiv sanayii firmalarının Türkiye’deki karşılaştırmalı rekabet gücünü artırmaya ve Türkiye’nin gelecekte de otomotiv sanayii firmaları için dünyanın önde gelen otomotiv üretim merkezi olarak değerlendirilmesine yönelik yapılan tespitler ve alınması tavsiye edilen koruyucu önlemler özetlenmiştir. Bu kapsamda, global ve Türkiye’nin taraf olduğu yürürlükte bulunan 11 adet STA’nın ve Türkiye’nin AB ile yaptığı Gümrük Birliği’nin Türk otomotiv sanayiine etkileri incelenmiştir.
“Brexit: Türkiye Otomotiv Sanayi ve İhracatı Üzerine Etkileri” ve “Serbest Ticaret Anlaşmalarının Otomotiv Sanayimizin İhracatına Etkilerinin İncelenmesi” çalışmaları yapılmıştır.
Her geçen gün önem kazanan “Veri”nin yönetimine ilişkin politikalar, ülkelerin rekabetçiliğinde kritik bir unsur olarak ön plana çıkmaktadır.
Verinin saklanması ve otomotiv sanayiinin Ar-Ge faaliyetlerinin gelişimine katkı sağlanması adına işlenmesi için ciddi yatırımlar ve mühendislik çalışmaları yapılmaktadır. Veri Yönetimi ve Uluslararası
Veri Transferi Avrupa Komisyonu’na göre, uzun vadede otomotiv değer zincirinin %30-40’ı dijital platformlar aracılığıyla dijital servisler tarafından ele geçirilecek, bağlantılı araçlarla ilgili hizmetler bu gelişimin önemli bir parçası olacaktır.
Bu dönüşümde her geçen gün önem kazanan “Veri”nin yönetimine ilişkin politikalar, ülkelerin rekabetçiliğinde kritik bir unsur olarak ön plana çıkmaktadır. Verinin saklanması ve otomotiv sanayiinin Ar-Ge faaliyetlerinin gelişimine katkı sağlanması adına işlenmesi için ciddi yatırımlar ve mühendislik çalışmaları yapılmaktadır.
Verinin saklanması ve anlamlandırılması için küresel OEM’ler merkezi olarak IT yatırımlarını yapmakta, böylelikle mükerrer yatırımın önüne geçerek birim araç başı maliyetlerini düşürmekte, küresel rekabetçilikte avantaj sağlamaktadırlar.
Küresel markaların verilerini tek noktada saklama ve yönetmeleri ile Ar-Ge faaliyetlerinde etkin yönetim sağlamaktadır. Yeni proje yatırımlarının veya sıfırdan yepyeni bir yatırım çekilmesinde, veri yönetim politikaları yatırım kararında önemli bir unsur olarak ön plana çıkmaya başlamıştır. Giderek daha fazla kompleksleşen ve sürekli yeni teknolojilerin devreye girdiği Bilgi Teknolojileri dünyasında, esneklik avantajı ve neredeyse limitsiz kapasiteleri sayesinde en mantıklı çözümleri artık Bulut Platformlar sunabilmektedir.
Bulut Platformlar, şirketlere en yeni teknolojik çözümleri daha az maliyet ile ve daha yüksek güvenlik koşulları altında sunabilme imkanı sağlamaktadır. Bu nedenle, global ölçekte kullanımları giderek artmakta, bir nevi vazgeçilmez olmaya başlamaktadır.
Bulut Platformlarını kullanan şirketler rekabette avantaj elde etmektedir. Daha “düşük maliyet” ile operasyonlarını sürdürebilen şirketlerimiz, ülkemize “daha fazla yatırım” gelmesine ön ayak olabilmektedir.
Mevcut KVKK regülasyonunun müşterilerin kişisel verilerini bahsi geçen Bulut Platformlarda tutmasını pratik anlamda zorlaştırıcı yapıya sahip olduğu görülmektedir. Dolayısı ile Türk şirketleri, Bulut Platformlar ile sağlanabilenlere göre çok daha pahalı çözümleri lokal sistemler olarak devreye almak yükü ile karşılaşmış durumdadır, bu da verimlilik ve rekabette dezavantaj yaratmaktadır.
Konu sektör uzmanları ile birlikte detaylıca incelendiğinde, kişisel verilerimizin, Güvenli Ülkeler veya Bulut Platformlarında saklanmasını pratikte engelleyecek veya zorlaştıracak düzenlemelerin ülke ekonomisine, sanayinin rekabet gücüne, sanayinin gelişimine ve Türk tüketicisine sunulabilen ürün ve hizmetlerin çeşitliliğine zarar verdiği değerlendirilmektedir. Milli Fayda’yı odağa alacak, aynı zamanda sanayi ve Türk Tüketicileri için en verimli ve güvenli yapıya imkan sağlayacak mevzuat ve standartların oluşturulması sanayimiz için kritik öneme sahiptir.
Teknolojik Riskler
Yıkıcı teknolojiler, otomotiv üretim şekillerinin yanı sıra kullanıcıların alışkanlıklarını ve beklentilerini de değiştirmektedir.
Türkiye’nin sıçrama yapmak ve yatırım yapmış olan OEM’lerin rekabetçiliğini korumak için teknolojik dönüşüm dalgasını yakalaması gerekmektedir. Türkiye’nin otomotiv sanayii, değişen koşullar altında rekabet gücünü korumak ve/veya artırmak için teknolojik gerekliliklere hızla adapte olmak zorundadır. Çekirdek ihracat pazarlarında yapısal değişiklikler, Türk otomotiv endüstrisinin faaliyet gösterdiği hukuki, teknolojik ve altyapısal zeminin de bunlara ayak uydurabilmesini gerektirmektedir.
Küresel olarak, otomotiv sanayiine yönelik arz ve talep dinamikleri, giderek büyüyen bir dizi yapısal değişiklik geçirmektedir. Yeşil büyüme politikaları, yıkıcı teknolojik gelişmeler, satın alma gücündeki değişim, gelişmekte olan pazarlarda hızlı kentleşme ve tüketici davranışlarının değişmesi gibi bir dizi küresel trend otomotiv sanayiinin dinamiklerini değiştirecek çekici ve itici faktörler yaratmaktadır. Bunlar arasında aşağıdaki trendler öne çıkmaktadır:
Bağlantılı Araçların Artışı
Otonom Sürüş
Paylaşımlı Mobilite ve İlgili Hizmetler
Elektrikli Araçlar ve Alternatif Yakıtlı Araçlar
Bu bağlamda, Türk otomotiv sanayiinin rekabet gücünü daha da artırmak için, bu değişimin nerede ve nasıl hissedileceğini analiz etmek amacıyla, OSD tarafından “Gelişen Yıkıcı Teknolojiler lşığında Türk
Otomotiv Sanayinin Sürdürülebilir İhracat Rekabetçiliği Projesi” hazırlatılmıştır.
Tedarik Yönetimi Riskleri
Gerek pandemi, gerek iklim değişikliğinin yol açtığı küresel değişimler nedeniyle otomotiv üretiminde kullanılan çelik, plastik, kauçuk ve yarı iletkenler gibi önemli madde ve parçaların üretiminde sıkıntılar ortaya çıkarak, fiyatların katlanarak artmasına ve tedarik sıkıntıları yaşanmasına yol açmıştır. Sekteye uğrayan lojistik operasyonlar, hızla artan konteyner ve navlun fiyatları da ham maddelerin bir kısmını ithal etmek zorunda kalan otomotiv üreticilerini son derece olumsuz etkilemiştir. Bu nedenle üreticilerin tüm tedarik zinciri planlamalarını ve satış tahminlerini sıklıkla değiştirmeleri gerekmiştir.
Dünya genelinde otomotiv parça ticaretine bakıldığında, sırasıyla Avrupa, Asya ve Amerika’nın ön plana çıkarken, Asya ülkelerinin otomotiv parça tedariğinde önemli bir oyuncu olduğu görülmektedir. Asya ülkeleri küresel parça ihracatından %29 pay alırken, ithalatından %19 pay almaktadır. Yeşil büyüme
politikaları, yıkıcı teknolojik gelişmeler, satın alma gücündeki değişim, gelişmekte olan pazarlarda hızlı kentleşme ve tüketici davranışlarının değişmesi gibi bir dizi küresel trend otomotiv sanayiinin dinamiklerini değiştirecek çekici ve itici faktörler yaratmaktadır.
Nesnelerin interneti, robotik, otomasyon ve “süper şebekeler” gibi trendler, otomotiv ve lojistiğin daha da entegre olacağı anlamına gelmektedir. Bir aracın toplam maliyet yapısı içinde lojistik etkinlik payı %10 olup, lojistikte maliyet ve zaman verimliliği otomotiv sektöründeki rekabet üzerinde doğrudan ve belirleyici sonuçlar doğurmaktadır. Otomotiv sanayi ülkemizin dış ticaret dengesine pozitif katkı sağlayan konumda olmakla birlikte, ana ve tedarik sanayi kırınımına bakıldığında parça ihracatımızın ithalatımızı karşılamadığı görülmektedir. AB’ye parça ihracatımızda önemli bir rakip konumunda olan ve küresel otomotiv sektöründe hızla önemli bir oyuncu haline dönüşen Çin’in rekabetçilik kriterleri ve lojistik performansında ülkemizden daha iyi derecelendirildiği görülmektedir.
Önemli bir değişim sürecinde olan otomotiv eko-sisteminde 2020 yılı başından bu yana süre gelen Covid-19 pandemisi ile daha da değişen küresel ticaret ortamının tedarik zinciri üzerinde oluşan etkilerinin değerlendirilmesi amacıyla OSD tarafından bir çalışma hazırlanmıştır. Söz konusu çalışmada, Covid-19 ile birlikte değişen tedarik zinciri yaklaşımları çerçevesinde, ülkemizin AB’ye coğrafi yakınlığının ticaretin geliştirilmesinde önemli bir fırsat olacağı değerlendirilmektedir. Bu fırsatı değerlendirmek için tedarik sanayiinin değişen otomotiv eko-sistemi içinde gelişimini sağlaması, ülkemizin rekabetçiliğinin kuvvetlenmesi, lojistik altyapısının geliştirilmesi önem taşımaktadır.
Lojistik Riskleri
Bir aracın toplam maliyet yapısı içinde lojistik etkinlik payı %10 olup, lojistikte maliyet ve zaman verimliliği otomotiv sektöründeki rekabet üzerinde doğrudan ve belirleyici sonuçlar doğurmaktadır.
Nesnelerin interneti, robotik, otomasyon ve “süper şebekeler” gibi dev trendler, gelecekte otomotiv ve lojistiğin daha da entegre olacağı anlamına gelmektedir. Temelde 4 büyük trend- Bağlantılı Taşımacılık, Otonom Taşımacılık, İsteğe Bağlı Lojistik ve Elektrik Yük Taşımacılığı – hem otomotiv hem de lojistik sektöründe kökten değişikliklere sebep olmaktadır. Bu değişiklikler ise hazırlıklı olan ve uyum sağlayabilen kazananlar ve uyum sağlayamayan kaybedenler yaratacaktır. Tedarik zincirinin verimliliği açısından, otomotiv sanayiinin, elektrikli araç modelleri için de tek veya az sayıda fabrika ile üretim yapması
beklenmektedir. Bu merkezileşme, tedarik akışını yalınlaştırırken; sevkiyat sürelerini ve sevkiyat akışının maliyetini artıracaktır.
Çeşitli coğrafyalara dağılmış bir üretim kapasitesi yerine, merkezileşmiş mega-fabrikalarda üretim yapılması, elektrikli araçların lityum iyon bataryalarının üretiminde seçilen yol olmuştur. Bu mega yatırımlar aynı zamanda tedarik zincirinin coğrafi eksen ve ağırlığını da değiştirerek, Lityum iyon batarya için Asya Pasifik bölgesinde güçlü bir üretim kapasitesi yaratmıştır. Lityum iyon batarya üretim ve paketleme sürecinin lojistiği, geleneksel otomotiv lojistiğinden daha karmaşık olup, elektrikli araçlarda tedarik lojistiğinin bu yeni tedarik zinciri düzenlemesine uyum sağlaması gerekecektir.
Türkiye’nin Lojistik Performans İndeksi puanı ve sıralamasının son yıllarda gerilediği gözlenmektedir. Türkiye’de otomotiv sanayiinin büyümesi beklenirken, otomotiv lojistiği riskinin de artacağı ve bunun da ihracat potansiyeline zarar vereceği öngörülmektedir. Karayolu taşımacılığının baskın olması ve limanlarla fabrikalar arasındaki demiryolu bağlantısının yetersizliği, Türkiye’nin intermodal potansiyeline ket vurmaktadır.
Ağırlıklı olarak karayolu taşımacılığı yapılması, limanlara giden demiryolu bağlantılarının ve genel olarak intermodal taşımacılığın yetersiz olması yüksek nakliye maliyetleri ile sonuçlanmaktadır. Türk otomotiv sanayiinin dönüşüm ivmesini ve rekabet gücünü tehlikeye atacak engelleri tespit etmek ve Türkiye’nin lojistiğin geleceğine hazırlık ve uyum kabiliyetini geliştirmek için somut politika önerileri sunulması amacıyla PwC firmasına “Otomotiv Sanayii’nin Geleceğindeki Lojistik Trendleri” isimli bir çalışma yaptırılmıştır.
Söz konusu çalışmada, otomotiv tedarik zincirinin geleceğine ayak uyduran lojistik ağının temini, Türkiye’nin kendini, değişen otomotiv değer zincirinin lojistik ağı üzerinde daha iyi konumlandırması ve Türkiye’nin mevcut lojistik kapasitesinin ölçek ekonomilerini destekleyecek şekilde gelişiminin sağlanması hususları ayrıntılı şekilde incelenerek, politika önerileri oluşturulmuştur.
Söz konusu çalışmanın gerek sanayimizin sürdürülebilir ihracat artışını sağlamasına, gerek kamu otoritesinin gelecekte geliştireceği lojistik politikalarında sanayimizin ihtiyaçlarını dikkate almasına katkı sağlaması hedeflenmiştir. Türk otomotiv sanayiinin dönüşüm ivmesini ve rekabet gücünü tehlikeye atacak engelleri tespit etmek ve Türkiye’nin lojistiğin geleceğine hazırlık ve uyum kabiliyetini geliştirmek için somut politika önerileri sunulması amacıyla PwC firmasına “Otomotiv Sanayii’nin Geleceğindeki Lojistik Trendleri” isimli bir çalışma yaptırılmıştır. Otomotiv sanayii için ihtiyaç duyulacak ilave istihdam, sanayimizin gelişmesinde ve rekabetçiliğimizin artmasında kilit rol oynayacaktır.
Otomotiv teknolojilerindeki gelişmeler, dijital dönüşüm, artan kalite ve verimlilik ihtiyaçları, yurt içi ve yurt dışı pazarlarda yükselen müşteri beklentileri ve zorlu rekabet koşulları gibi sebeplerle otomotiv sanayiinde
yetkin, nitelikli, üretimde çalışmaya istekli ve kalıcı çalışanlara ihtiyaç duyulmaktadır.
Nitelikli İş Gücünün Korunmasına İlişkin Riskler
On Birinci Kalkınma Planı kapsamında, imalat sanayiinde belirlenen öncelikli sektörler başta olmak üzere yerli üretimin artırılması ve sanayileşmenin hızlandırılması öngörülmektedir. Bu çerçevede Planda, öncelikli sektörler arasında Otomotiv de yer almaktadır.
Otomotiv teknolojilerindeki gelişmeler, dijital dönüşüm, artan kalite ve verimlilik ihtiyaçları, yurt içi ve yurt dışı pazarlarda yükselen müşteri beklentileri ve zorlu rekabet koşulları gibi sebeplerle otomotiv sanayiinde yetkin, nitelikli, üretimde çalışmaya istekli ve kalıcı çalışanlara ihtiyaç duyulmaktadır. Ancak sanayimizdeki büyümeye paralel olarak artan nitelikli iş gücü ihtiyacının anılan yetkinlikteki çalışanlarla karşılanması yönünde zorluklar yaşanmaktadır.
Ülkemiz otomotiv sanayiinde yaşanan olumlu gelişmeler çerçevesinde, önümüzdeki dönemde otomotiv sanayii için ihtiyaç duyulacak ilave istihdam, sanayimizin gelişmesinde ve rekabetçiliğimizin artmasında kilit rol oynayacaktır. Bu dönemde önemi daha da artacak konuların başında inovasyon ve sürdürülebilir yüksek kalite gelmektedir. Bu bağlamda yeniliğe açık, yaratıcı ve özgün fikirler sunabilen, otomotive karşı ilgili ve kendini sürekli geliştiren çalışanlara sahip olmak kritik önem taşımaktadır.
Günümüzde ihtiyaç duyduğumuz iş gücünde teknik formasyon eksiklikleri, yabancı dil, lise/üniversite – sanayi işbirliklerinin yetersizliği, otomotiv sanayiine karşı ilgiyi arttırıcı eğitim programlarının ve faaliyetlerinin azlığı, iş güvenliği, kalite, verimlilik gibi endüstriyel bilincin zayıf olması, nitelikli iş gücünün temin ve gelişim sürecini zorlayıcı unsurlar arasındadır. Öte yandan uluslararası platformda çalışma tecrübesine sahip, yetkin iş gücünün yurt dışına veya farklı sektörlere geçişi ciddi bir risk olarak ön plana çıkmaktadır.
Ülkemiz ekonomisinin lokomotifi konumunda olan sanayimizin iş gücünün korunması için, kamu nezdinde en yüksek seviyede yaklaşım ve politika geliştirilmesinin önemli olduğu düşünülmektedir.
Nitelikli iş gücünün temini ve gelişimi çok boyutlu ele alınması gereken bir konu olup, sanayinin ihtiyaçları doğrultusunda hayat boyu öğrenme politikaları ile desteklenmiş, güncel ihtiyaçlara uygun müfredata sahip (Veri bilimi, siber güvenlik / bilgi güvenliği, yapay zeka v.b.) bir eğitim sistemi esas alınmalı ve bu sistemin kamu kurum ve kuruluşları ile özel sektör koordinasyonu sağlanmalıdır.
Koronavirüs salgını nedeniyle ara verilen üretime yeniden başlama sürecinde, otomotiv ana sanayii özel koşulları ve süreçleri paralelinde İnsan Kaynakları Komitesi tarafından ‘’OSD İşe Dönüş Rehberi’’ hazırlanmış ve ilgili Bakanlıklar ve paydaşlara iletilmiştir. Koronavirüs’le mücadele kapsamında alınması gereken hijyen ve güvenlik koşulları ile tüm çalışanların, taşeron/alt yüklenici firmaların ve ziyaretçilerin uymaları gereken kuralları içeren rehberde belirtilen uygulamalar tavsiye niteliğinde oluşturulmuştur. kısıtlamalarının ve ekonomik büyüme üzerinde yarattığı baskının azaltılması amacı ile çok sayıda konuda, ilgili tüm kamu kurum kuruluşları ile temasa geçilerek girişimlerde bulunulmuştur.
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK YÖNETİMİ
Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları, ülkelerin 2030’a kadar gerçekleştirmesi için 17 küresel
hedefi içermektedir.
Yoksulluğu ortadan kaldırmak, gezegenimizi korumak, eşitsizlik ve adaletsizlikle mücadele etmek hedefiyle 2030 yılında tamamlanan bir yol haritası olan 17 evrensel hedef, ülkelerin olduğu kadar iş dünyasının da yönetim modellerine entegre edilmektedir.
Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) Birleşmiş Milletlere üye ülkeler tarafından Eylül 2015’te Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda kabul edilip, 1 Ocak 2016 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Yoksulluğu ortadan kaldırmak, gezegenimizi korumak, eşitsizlik ve adaletsizlikle mücadele etmek hedefiyle 2030 yılında tamamlanan bir yol haritası olan 17 evrensel hedef, ülkelerin olduğu kadar iş dünyasının da yönetim modellerine entegre edilmektedir.
“2030 için Küresel Amaçlar”da gerçekleşen ilerlemeyi SKA Endeksi ve Gösterge Tabloları ile izleyen Sürdürülebilir Kalkınma Raporu’nun 2020 yılı ilerlemesini inceleyen
Sürdürülebilir Kalkınma 2021 Raporu
Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı (SDSN) tarafından yayımlanmıştır. Bu rapora göre Türkiye 165 ülke arasında 70,4 endeks puanı ile 70. sırada yer almaktadır. Türkiye’nin 17 hedefin gerçekleştirilmesi yönünde hızlı adımlar atması gerektiğine işaret eden raporda; yoksulluğun ve açlığın sona erdirilmesi, sağlıklı bireyler, nitelikli eğitim, temiz su ve sıhhi koşullar, sürdürülebilir şehirler, sorumlu tüketim ve üretim ve hedefler için ortaklıklar başlıklarında bir ilerleme içinde olduğu kaydedilmektedir. Raporda Türkiye’nin; toplumsal cinsiyet eşitliği, insana yakışır iş ve ekonomik büyüme, sanayii, yenilikçilik ve altyapı, eşitsizliklerin azaltılması, iklim eylemi, sudaki yaşam, karasal yaşam, barış ve adalet başlıklarında 2030 hedeflerine ulaşmak için çalışmalarını hızlandırması gerektiğine vurgu yapılmaktadır.
2030 yılına giden yolda “Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları”nın 17 hedefinde sadece ülkelerin değil aynı zamanda iş dünyasının da sorumlulukları bulunmakta olup, ülkemizin SKA hedeflerinde ilerlemesi için sanayimizin de sorumluluklarının bilinci ile etki ve katkıları rapor içinde sunulmuştur.
OSD Sürdürülebilirlik Yönetimi
OSD sürdürülebilirlik odağında, sürdürülebilirlik kültürünün yaygınlaştırılması ve sürdürülebilirlik olgusunun içselleştirilmesi, paydaşlar nezdinde de bu olgunun etki alanının genişletilmesi, kurumsal sosyal sorumluluk projelerinin sürdürülebilirlik doğrultusunda yürütülmesi bulunmaktadır. Bu amaçla ve sürdürülebilirlik faaliyetlerini sistematik ve etkin bir şekilde gerçekleştirebilmek için her bir komite ve çalışma grubundan en az bir kişinin ilgili komite/çalışma grubunu temsilen katılımıyla Sürdürülebilirlik Çalışma Grubu kurulmuştur. Çalışma grubu otomotiv sanayisinin topyekûn sürdürülebilirlik ve sürdürülebilirlik kültürünü ortaya koymak amacıyla faaliyet göstermektedir.
Otomotiv sanayisinin sürdürülebilir kalkınma ilkeleri çerçevesinde, küresel rekabetçiliğinin korunması ve geliştirilmesi amacıyla aşağıda sıralanan hususlarda faaliyetler sürdürülmüştür.
OSD sürdürülebilirlik yönetimine tüm komite ve çalışma gruplarının dahil edilmesi için bilinçlendirme
ve farkındalık artırıcı çalışmalar düzenlenmesi, Temsil ettikleri komitenin/çalışma grubu çalışmalarının sürdürülebilirlik perspektifinden ele alınması ve komite/çalışma grupları arasında sürdürülebilirlik iletişimi,
Sürdürülebilirlik kültürünün yaygınlaştırılması ve etki alanının genişletilmesi, Otomotiv sanayisinin mevcut iyileştirme çalışmalarının takip edilmesi, Dernek faaliyetlerinin sürdürülebilirlik çizgisinde yürütülmesi. OSD sürdürülebilirlik odağında, sürdürülebilirlik kültürünün yaygınlaştırılması ve sürdürülebilirlik olgusunun içselleştirilmesi, paydaşlar nezdinde de bu olgunun etki alanının genişletilmesi bulunmaktadır.
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK YÖNETİMİ
OSD, yurt içi ve yurt dışı paydaşlara yönelik ekonomik, çevresel ve sosyal sorumlulukların bilincinde bir sürdürülebilirlik anlayışına sahiptir. OSD Sürdürülebilirlik Raporu’nun kapsamında iç ve dış paydaşların beklentilerini ortaya koymak için paydaş önceliklendirme anketi yapılmıştır. Paydaş Katılımı Ekonomik, çevresel ve sosyal sorumlulukların bilincinde bir sürdürülebilirlik anlayışı olan OSD, yurt içi ve yurt dışı paydaşlarının ihtiyaç ve beklentileri doğrultusunda bir dernek kültürü oluşturmaktadır. Kültürünü yansıtan, vizyonunu destekleyen ve üye firmaları tarafından benimsenen kurumsal değerleri bulunmaktadır. Bu çerçevede; sürdürülebilirlik kültürü ve bilincini tüm paydaşlarına ulaştırmak için sosyal, etik ve çevresel yönetimle ilgili, paydaşların katılımını ve memnuniyetini önceliklendiren bir bütünlük esastır.
OSD, bu değerler doğrultusunda, paydaşları ile olan iletişimini güçlendirmeyi ve karşılıklı iş birliği içinde çalışmayı sürdürüyor. Üyelerinin sürekli gelişimine katkı sağlayacak noktalarda sürdürülebilirlik performansının iyileştirilmesi için destek sağlamakta, ilgili tüm paydaşlara ve taraflara sürdürülebilirlik konularında farkındalık kazandırmayı da bir görev ve sorumluluk olarak görmektedir.
Bu ortak amaçlar çerçevesinde sürdürülebilirlik anlayışı ve uygulamalarının sürekli geliştirilerek devamlılığının sağlanması ve tüm değer zincirine yayılımı için çalışılmaktadır. Çalışanlar, tedarikçiler, kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları ve uluslararası organizasyonlar başta olmak üzere; birçok paydaş ile ekonomik, çevresel ve sosyal konularda değer yaratmak için iş birlikleri yapılmaktadır.
Sürdürülebilirlik Öncelikleri
OSD Sürdürülebilirlik Raporunun hazırlık süreci iç ve dış paydaşların beklentileri doğrultusundan önceliklerin belirlenmesi ile başlatılmıştır. Sürdürülebilirlik önceliklerinin belirlenmesi konusunda OSD Sürdürülebilirlik Çalışma Grubu ile ön değerlendirme ve görüşmeler yapılmış, akabinde yurt içi ve dışı paydaşlara ulaşılarak anket çalışması yapılmıştır. Toplam 247 kişiden gelen geri bildirimler yurt içi paydaşlar, yurt dışı paydaşlar ve Sürdürülebilirlik Çalışma Grubu üyeleri kırılımında irdelenmiştir. Yapılan bu çalışma, raporun içeriğini şekillendirmenin yanında GRI Endeksi’nin oluşturulmasına da katkı sağlamıştır.
Yapılan analiz ve değerlendirme sonucunda önceliklendirme matrisi ortaya çıkmış ve sürdürülebilirlik raporu bu eksende şekillendirilmiştir.
OTOMOTİV SANAYİİNİN TÜRKİYE EKONOMİSİNE KATKISI
Otomotiv sanayii tüm sanayileşmiş ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de ekonominin lokomotifi niteliğindedir.
2 milyon adetin üzerinde kurulu kapasiteye sahip Türk otomotiv sanayii, 1,3 milyon adetlik üretimi ile 2020 yılında motorlu araç üretiminde dünyada 14., Avrupa Birliği ülkeleri arasında 4. sırada yer almıştır Otomotiv sanayii tüm sanayileşmiş ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de ekonominin lokomotifi niteliğindedir.
Demir-çelik, cam, lastik, tekstil, plastik, petro-kimya, elektronik gibi sanayi dallarının alıcısı rolündeyken, ulaştırma, turizm, altyapı, inşaat ve tarım gibi sektörlerin ihtiyaç duydukları ürünleri sağlayıcısıdır. Aynı zamanda tedarik sanayi ile birlikte lojistik, satış, pazarlama, servis ağı, yakıt dolumu, finans ve sigortacılık gibi sektörlerle de ilişkilidir. Savunma sanayisine de en önemli destek otomotiv sektöründen verilmekte ve sektörün gelişimi için katkıda bulunulmaktadır.
Otomotiv sanayi ülkemiz ekonomisine sağladığı direkt ve dolaylı katkısının yanı sıra, ülkemizin teknolojik ve toplumsal gelişiminde önemli rol oynamaktadır. Yeni yatırımların 2 milyon adetin üzerinde kurulu kapasiteye sahip Türk otomotiv sanayii, 1,3 milyon adetlik üretimi ile 2020 yılında motorlu araç üretiminde dünyada 14., Avrupa Birliği ülkeleri arasında 4. sırada yer almıştır. Pandeminin tüm dünyayı sosyoekonomik olarak etkilendiği 2020 yılında bir önceki yıla göre üretimi %11 daralma göstermiş, küresel olarak %16, Avrupa’nın da %25 daraldığı motorlu araç üretimine göre daha iyi performans ortaya koymayı başarmıştır.
15 yıldır ülkemizin ihracat lideri konumunda olan ve ekonomimiz için stratejik öneme sahip otomotiv sanayi, TİM verilerine göre 2020 senesinde 26 milyar dolar ile ülkemiz ihracatının %15’ini gerçekleştirmiştir.
çekilmesi, ülke imajına pozitif etki, yerli marka otomobil projesinin hayata geçmesinde sağladığı kuvvetli know – how ile ülkemiz için kritik öneme haiz olduğu bilinmektedir.
Pandemi koşullarına rağmen ülkemizin dış ticaretine pozitif katkı
Dış ticaret dengesine sağlanan pozitif katkı, yaklaşık 7 milyar dolar ile pandemiye rağmen sürdürülmüştür.
Araç ihracatının yanı sıra 157 ArGe merkezi, 4 bin üzerinde Ar-Ge çalışanı ile sanayi 2,4 milyar TL Ar-Ge harcaması ve 100 milyon dolar üzerinde Ar-Ge ihracatı gerçekleştirilmiştir.
2020 yılında devletin vergi gelirinin %7,5’luk kısmını otomotiv ürünlerinin MTV ve ÖTV ödemeleri oluşturmuştur. Gelir vergisi, kurumlar vergisi ve araç satışındaki KDV tutarları göz önüne alındığında sanayiinin vergi gelirlerine sağladığı katkının çok daha yüksek olduğu bilinmektedir. Otomotiv sanayiinin en kuvvetli yanlarından ve en önemli yatırımlarından biri sahip olduğu nitelikli iş gücüdür.
Sanayiinin doğrudan iş gücü 53 binin üzerinde olmasının yanı sıra tedarik sanayi, satış ve satış sonrası hizmet ağı gibi dolaylı istihdam hacmi dikkate alındığında 500 bin adetin üzerinde bir istihdam sağlamaktadır. Nitelikli iş gücünü korumak pandemi döneminde sanayinin en önemli önceliği olmuş, bu dönemde istihdam korunmanın ötesinde %6 oranında artmıştır. Otomotiv sanayiinin en kuvvetli yanlarından ve en önemli yatırımlarından biri sahip olduğu nitelikli iş gücüdür.
OTOMOTİV SANAYİİ ÜRETİMİ
Türk otomotiv sanayii, 1996 yılından bu yana üretim kapasitesini üç kat artırmayı başarmıştır.
2 milyonun üzerinde kurulu kapasiteye sahip sanayi daha önce benzeri görülmemiş küresel bir krize dönüşen koronavirüs pandemisini başından beri çok iyi şekilde yönetmeyi başarmıştır. 2020 yılının Ocak ayından itibaren hem sağlık tedbirlerini hem de araç üretiminin sürekliliğini sağlamaya yönelik alternatif planlarını kurgulamaya ve kademeli olarak devreye almaya başlamıştır. Koronavirüs salgınının dünya ve ülkemizde etkilerinin artışı ile birlikte Mart ayı itibariyle aşağıda sıralanan üç ana sebep neticesinde fabrikaların üretimlerine ara vermeleri kaçınılmaz hale gelmiştir.
En önemli ihraç pazarımız olan AB pazarlarının ani düşüşü ve sipariş iptalleri Tedarik süreçlerinde yaşanan kesinti ve yavaşlamalar. Ülkemizde vaka sayısının artması ile sağlık önlemlerini artırma gerekliliği
2020 Mart ayında sanayinin aylık ortalama duruş süresi 6 gün olarak gerçekleşirken, Nisan ayında 18 güne ulaşmıştır. 11 Mayıs itibariyle ise tüm OSD üyeleri üretimlerine yeniden başlamıştır.
Pandemi ile birlikte, hem fiziki mesafe gerekliliği hem talebin kademeli canlanması sebebi ile düşük seyreden kapasite kullanımı ve alınan birçok tedbirin etkisi ile yüksek maliyetli ve düşük verimlilik ile bir süre üretim sürdürmek durumunda kalınmıştır. Ancak yılın ikinci yarısından itibaren üretim temposu yükselmiştir.
Otomotiv sanayi pandeminin zorlu koşullarına rağmen, 2019 yılına göre %11 daralma ile 1,3 milyon adetlik üretim gerçekleştirmiştir.
Küresel olarak %16, Avrupa’da ise %25 daralma gösteren otomotiv üretimi ile karşılaştırıldığında Türk otomotiv sanayi daha iyi bir performans ortaya koymayı başarmış, küresel üretim içindeki payını %1,53’ten %1,66’ya yükseltmiştir. Traktör üretimi iç pazardaki ertelenmiş talep ve hızlı toparlanma neticesinde bir önceki yıla göre %59 oranında artış göstermiştir.
Traktör Üretimi (x1.000 Adet)
Küresel olarak %16, Avrupa’da ise %25 daralma gösteren otomotiv üretimi ile karşılaştırıldığında Türk otomotiv sanayi daha iyi bir performans ortaya koymayı başarmış, küresel üretim içindeki payını %1,53’ten %1,66’ya yükseltmiştir.
OTOMOTİV SANAYİİ İHRACATI
Otomotiv sanayii, 2020 yılında %15 pay ile sektörel ihracat sıralamasında ilk sıradaki yerini korumaya 15. yılında da devam etmiştir. Türkiye AB’nin gerek otomobil gerekse ticari araç segmentinde en önemli ticaret ortağı konumundadır. Pandemi ile birlikte AB pazarlarındaki %24 oranındaki daralma sanayimiz ihracatını ciddi seviyede etkilemiş, 2020 yılında ihracat adet bazında %27 değer bazında ise %17 oranında azalmıştır.
Katma değeri daha yüksek araç üretimi ile 2020 yılında kg başına ihracatını %7 oranında artırarak 10,18’e çıkarmıştır. Türkiye AB’nin gerek otomobil gerekse ticari araç segmentinde en önemli ticaret ortağı konumundadır. AB’nin ithal ettiği otomobillerin adet bazında %16’sı, ticari araçların ise değer bazında %54’ü Türkiye’den gelmektedir.
2020 yılında TİM’in açıkladığı değerlere göre otomotiv sanayii %15 pay ile sektörel ihracat sıralamasında ilk sıradaki yerini korumaya 15. yılında da devam etmiştir.
AB’ye Otomobil İhracatı AB’ye Ticari Araç İhracatı
Yapan Ülkeler (Adet) 2020 % Pay Yapan Ülkeler (€) 2020 % Pay
Birleşik Krallık 503.282 16,5
Türkiye 494.149 16,2
Japonya 483.626 15,8
ABD 386.877 12,7
Güney Kore 318.479 10,4
Fas 240.479 7,9
Çin 170.244 5,6
Meksika 170.153 5,6
Güney Afrika 124.335 4,1
İsviçre 48.059 1,6
Türkiye 3.445.296.660 53,8
Son 10 yıllık dış ticaret verilerine göre; otomotiv sanayi 2011 ve 2015 yılları haricinde her yıl dış ticaret fazlası vermiştir. Otomotiv sanayiinin son 10 yıllık dış ticaret fazlası ortalama olarak 4,7 Milyar $ seviyesinde gerçekleşmiştir. Pandeminin olağanüstü koşullarına rağmen 2020 yılında 6,8 Milyar $ dış ticaret fazlası ile dış ticaret dengesine pozitif katkı sürdürülmüştür.
Küresel otomotiv sektörü ve ülkemizin küresel platformdaki konumuna ilişkin detaylar “OSD Küresel Otomotiv Sektör Değerlendirmesi Raporu”nda yer almaktadır.
TÜRKİYE OTOMOTİV PAZARI
Ülkemizde pandemi sürecinin başarı ile yönetilmesi neticesinde otomotiv iç pazarı, 2020 yılında bir önceki yıla göre %62 oranında artmıştır.
Son iki yılda ertelenen talep ve artan tarımsal faaliyetler ile birlikte traktör iç pazarı da 2020 yılında gelişim göstermiş, bir önceki yıla göre %87 oranında büyümüştür. 2015-2017 yılları arasında 1 milyon adet seviyesine çıkan otomotiv pazarı, 2018 yılında %35, 2019 yılında ise %23’lük küçülme ardından 500 bin adetin altına gerilemiştir.
Pandemi sürecinde değişen tüketici ulaşım alışkanlıkları, ötelenen talebin etkisi ve ülkemizde pandemi sürecinin başarı ile yönetilmesi neticesinde iç pazar 2020 yılında bir önceki yıla göre %62 oranında artmıştır. 2020 yılında otomobil satışları bir önceki yıla göre %58 artarken, toplu taşımaya hizmet eden midibüs ve otobüs pazarının sadece %10 arttığı gözlemlenmiştir. Pandemi sürecinde satın alım trendlerinin değişimi ile artan lojistik ihtiyacı ticari araç satışlarını olumlu etkilemiştir. Son iki yılda ertelenen talep ve artan tarımsal faaliyetler ile birlikte traktör iç pazarı da 2020 yılında gelişim göstermiş, bir önceki yıla göre %87 oranında büyümüştür.
İç pazar gelişiminin kişi başına düşen reel gelir, döviz kuru gelişimi, taşıt kredi faiz oranları, ekonomik beklentiler ve vergi politikaları gibi faktörlerden fazlasıyla etkilendiği bilinmektedir. Ülkemizde 1000 kişi başına düşen araç sahipliği sayısı 153’tür, ülkemiz benzer gelir seviyesine sahip Brezilya, Meksika gibi ülkeler ile karşılaştırıldığında oldukça düşük bir araç sahiplik oranına sahiptir. Bu değerlendirmeye göre ülkemizde iç pazarın gelişimi için ciddi bir potansiyel olduğu değerlendirilmektedir.
Sanayimiz açısından iç pazarın sürdürülebilir büyümesi ve öngörülebilirliği çok önemlidir. Dönemsel tedbirlerden ziyade stratejik bakış açısı ile uzun soluklu politikalar geliştirilmesi önem taşımaktadır.
Teknolojik gelişim ile birlikte değişen araç yapıları sebebiyle önümüzdeki dönemde vergi sistemi yapısının yeniden düzenlenmesi ve araç park yaşının gençleştirilmesi için kalıcı ve etkili bir hurda teşvik programının devreye alınması önemlidir. Uzun soluklu politikalar geliştirilmesi ile birlikte iç pazarın sürdürülebilir büyüyen bir yapıya kavuşması, ülkemizin yatırım çekiciliğini olumlu etkileyecek en kritik unsur olarak görülmektedir.
Kişi Başına Düşen Araç Sahip Sayısı (2019)
Polonya 635
Rusya 341
Brezilya 269
Meksika 255
Türkiye 153
OTOMOTİV SANAYİİ YATIRIMLARI
Küresel çapta önemli bir oyuncu olan Türk otomotiv sanayii, teknoloji ve inovasyon yatırımlarına sürekli olarak devam etmektedir. Türkiye’nin jeopolitik konumu nedeniyle, Avrupa, Asya, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’ya olan yakınlığı ihracat ve üretim öncesi ve sonrası lojistik odaklarında güçlü bir rekabet avantajı sağlamaktadır. Otomotiv yapısı gereği sürekli gelişim gerektiren bir sanayi koludur. Küresel rekabetin sert koşulları ve dönüşen tüketici beklentileri otomotiv sanayiinin daha fazla teknoloji ve inovasyon yatırımı yapmasına neden olmaktadır.
Üretiminin büyük bölümünü ihraç ederek küresel otomotiv sanayinin önemli bir oyuncusu olan ülkemiz otomotiv sanayii de teknoloji ve inovasyon yatırımlarına sürekli olarak devam etmiştir. Bugün geldiği noktada ürün ihracatının yanı sıra mühendislik ihracatı da gerçekleştiren sanayinin teknoloji ihracatının da her geçen yıl artması gücüne ivme kazandırmaktadır.
Türkiye’nin jeopolitik konumu nedeniyle, Avrupa, Asya, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’ya olan yakınlığı ihracat ve üretim öncesi ve sonrası lojistik odaklarında güçlü bir rekabet avantajı sağlamaktadır. Sektörün ihracat odaklı yapısı ve küresel pazarın büyümeye devam edeceği gerçeği düşünüldüğünde, Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda ihracat etki alanının genişleyeceği öngörülmektedir. Burada kritik olan husus, sanayinin en kuvvetli
yanlarından biri olan tedarik sanayimizin bu dönüşüme ayak uydurarak teknoloji geliştirme yetkinliğini daha da kuvvetlendirmesidir.
Pandemiye rağmen otomotiv sanayiindeki yatırımlar hız kesmeden devam etmiştir Tüm dünyanın dönüşüm odağında olan elektrifikasyon Türkiye için de kritiktir. Bu konuda önemli adımlar atılmakta olup, ülkemiz otomotiv sanayiinin elektrikli araç üretmek üzere yeni yatırımlarını açıklaması sanayinin sürdürülebilirliği için büyük öneme sahiptir.
AR-GE VE İNOVASYON
Otomotiv sanayii, bugün dünyada en çok Ar-Ge harcaması yapan sektörler arasında yer almaktadır.
Ar-Ge Personeli, İklim krizi ve sera gazlarının azaltılması hedefleri ile beraber küresel otomotiv sektörü günümüzde köklü bir değişim geçirmektedir.
Otomotiv sanayisinin küresel rekabetçiliğini koruyabilmesi için elektrifikasyon, batarya teknolojileri, otonom sürüş, bağlılık, alternatif yakıtlar, sürücü destek ve güvenlik sistemleri ve bu sistemlere ilişkin arayüz geliştirme, ağırlık azaltma ve malzeme teknolojileri, dijitalleşme gibi konularda Ar-Ge çalışmaları ve inovasyon ön plana çıkmaktadır.
Otomotiv sanayii, bugün dünyada en çok Ar-Ge harcaması yapan sektörler arasında olup, sanayimizin küresel rekabetçiliğini korumak için hem Ar-Ge yatırımları artmakta hem de bu alanda nitelikli iş gücü desteklenmektedir.
Her geçen yıl Ar-Ge yatırımlarını artıran OSD üye firmaları 2008 yılından 2020 yılına Ar-Ge istihdamını 5 kat artırmıştır. Ar-Ge personelinin gelişimine büyük önem verilirken, personellerin akademik alandaki yüksek lisans ve doktora faaliyetleri de desteklenmektedir.
Teknolojik dönüşümün sağlanabilmesi ve inovasyon için üniversite ve sanayii iş birliğinin öneminin farkında olan OSD üye firmaları, her yıl ortalama 50 üniversite ile iş birliği yaparak, 2008’den 2020 yılı sonuna kadar toplam bütçesi 2 milyar TL’yi bulan 500’e yakın proje gerçekleşmesine olanak sağlamıştır.
Ar-Ge çalışmalarının başladığı ilk zamandan bugüne büyük bir gelişim ve dönüşüm gerçekleştiren OSD üye firmaları Ar-Ge merkezleri 2020 yılı itibarıyla 2,4 milyar TL bütçeye ulaşmış, otomotiv sanayisinin sürdürülebilir ve yeni teknolojilerini kullanarak Ar-Ge ihracatı gerçekleştirecek seviyeye gelen Ar-Ge merkezleri 2015 yılından 2020 yılı sonuna kadar 750 milyon dolar Ar-Ge Mühendislik ihracatı gerçekleştirmişlerdir.
Avrupa Ufuk 2020 Ar-Ge ve inovasyon projelerinde yer alan OSD üye firmaları (Ford Otosan, Tofaş, Mercedes Benz Türk, Otokar ve Anadolu Isuzu) akıllı ve yeşil ulaşım, bilgi ve iletişim teknolojileri, gelişmiş üretim ve proses ve gelişmiş malzemeler ana başlığı ile 33 adet projede 13 milyon Euro destek alarak AB ile iş birliği projelerine katılmaktadır. Hem OSD üye firmalarının yer aldığı hem de diğer tüm proje ve detaylara Ufuk 2020 Bilgi Platformu linkinden ulaşabilirsiniz.
Ülkemiz ve sanayimizin küresel bazda rekabetçiliğini sürdürebilmesi adına son derece önemli rol oynayan Ar-Ge konularında güncel gelişmeleri takip etmek ve proaktif bir yaklaşımla sanayimizi ileri seviyelere taşıyabilecek çalışmalar yapmak amacıyla Ar-Ge Komitesi düzenli toplantılarla çalışmalarına devam etmektedir. Ar-Ge çalışmalarının başladığı ilk zamandan bugüne büyük bir gelişim ve dönüşüm gerçekleştiren OSD üye firmaları Ar-Ge merkezleri 2020 yılı itibarıyla 2,4 milyar TL bütçeye ulaşmıştır.
DİJİTALLEŞME VE BAĞLANTILI SERVİSLER
Büyük veri, yapay zekâ ve nesnelerin interneti gibi uygulamalar odak noktaları olarak değerlendirilmektedir.
Dijitalleşme, şirketlerin tedarik zincirleri ve müşterileriyle daha yakından etkileşimde bulunmaları ve sürekli değişen tüketici alışkanlıklarına ayak uydurmaları için gerekli Yeni teknolojilerle birlikte gelişen dünyada, dijital çözümlerin entegrasyonu sektörlerin sürdürülebilirliği için büyük bir önem taşımaktadır.
Büyük veri, yapay zekâ ve nesnelerin interneti gibi uygulamalar odak noktaları olarak değerlendirilmektedir.
Dijitalleşme ile gelebilecek yenilikleri ve bu yeniliklerle ortaya çıkabilecek fırsatları sektörün iyi değerlendirmesi gerekmektedir. Dijitalleşmenin üretim süreçlerinin iyileştirilmesi bakımından enerji ve kaynak verimliliğine de katkı yaparak çevresel sürdürülebilirliğe pozitif etkisi olacaktır.
Dijitalleşme aynı zamanda şirketlerin tedarik zincirleri ve müşterileriyle daha yakından etkileşimde bulunmaları ve sürekli değişen tüketici alışkanlıklarına ayak uydurmaları için de gerekli görülmektedir. Otomotiv sektörünün dijital dönüşümü için önerilen konu başlıkları ve politika önerileri aşağıda özetlenmiştir.
Otomotiv Sektörü Dijital Dönüşüm Politika Önerileri
Konu Başlığı Politika Önerileri
Farkındalık Düzeyi • Otomotiv sanayinin dijital dönüşümle ilgili sektörel ve firma bazlı farkındalık düzeyi, kamu sektörünü de içerecek şekilde artırılmalıdır.
Dijital Uyum Politikası ve Yönetişim Dijital uyum politikaları, risk yönetimi ve yasal süreçleri içeren bir dair yol haritası hazırlanmalıdır.
Dijital dönüşüm sürecini koordine edecek kurumsal bir yapı kurulmalıdır.
Firma içi dijital dönüşüm koordinasyon süreci güçlendirilmelidir.
İnsan Kaynakları Dijital dönüşümün sağlanması ve sürdürülmesi için ihtiyaç duyulan yetenek ve yetkinlikler belirlenmeli ve nitelikli iş gücü yetiştirilmelidir.
Dijital yetkinliklere sahip iş gücünün otomotiv imalat sanayinde çalışması özendirilmelidir.
Dijital Teknoloji Alanları • Öncelikli dijital teknoloji alanlarında teknolojik ve yenilikçi kapasite artırılmalı ve yetenekler geliştirilmelidir.
Teknik Altyapı Veri iletişim altyapısı güçlendirilmelidir.
IT mimarisi, dijital dönüşüm ihtiyaçlarına göre güçlendirilmelidir
Dijital Teknoloji Tedarikçileri Dijital teknoloji tedarikçilerinin teknoloji edinim ve geliştirme kapasite ve yetenekleri güçlendirilmelidir.
Dijital teknoloji tedarikçilerinin ürün ve hizmetlerinin müşteriye erişimi artırılmalıdır
İş Birliği • Otomotiv sanayi ekosisteminde yer alan paydaşlarla iş birliği artırılmalıdır.
Otomotiv sanayiinde dijitalleşmenin insana da dokunan en güzel örneklerinden bir tanesi sektör tarafından hayata geçirilen Uyumlaştırılmış Araç İçi Acil Çağrı Sistemi projesidir. e-Call olarak bilinen bu sistem, araç kaza yaptığında otomatik olarak devreye girerek acil çağrı merkezini aramakta ve Acil Çağrı Merkezi’nde (Polis – Jandarma – Ambulans – İtfaiye) bulunan tüm görevliler tarafından kaza yapan araca gerekli müdahale yapılmaktadır.
2018 yılında uygulamaya giren bu sistemin kullanımı yıllara göre artarak 2020 yılının son çeyreği içerisinde 1.500 çağrıya ulaşmıştır. Sistemin kullanıldığı araç sayısının artması ile birlikte bu rakamların daha da artması ve kazalarda hayat kurtarma oranlarının artması beklenmektedir. Teknolojik gelişmelere paralel olarak otonom araçlar adım adım sanayinin geleceğini oluşturacaktır. Oldukça teknolojik ve iletişim bazlı faaliyet gösteren, çevresini algılayabilecek ve sürücüsüz olarak bir noktadan bir başka noktaya seyahat edebilecek bu araçların, en güvenli şekilde tüketicilere sunulmasını temel hedef alan otomotiv sanayimiz için siber güvenlik büyük önem taşımakta ve bu çerçevede de olası riskleri en düşük seviyeye indirgemek için çalışmak konusunda kararlıdır.
Araçlarda siber güvenlik ve kablosuz yazılım güncellemeleri konusunda UN/ECE Otonom Araçlar Alt Komitesi’nde değerlendirilen taslak düzenlemeler hakkında OSD’nin Akıllı Ulaşım Sistemleri ve Teknik komiteleri tarafından gerekli takipler yapılmaktadır. Dünyadaki gelişmeler çerçevesinde, sistem ve altyapıların uyumluluğu ve bağlantılı sürüş gerekliliklerine uygun olarak altyapı yatırımları, mevzuat uyumu, güvenlik & emniyet unsurlarının geliştirilmesi gibi alanlarda ülkemizde hazırlık yapılması gerekmektedir.
Otomotiv sanayiinde dijitalleşmenin insana da dokunan en güzel örneklerinden bir tanesi sektör tarafından hayata geçirilen Uyumlaştırılmış Araç İçi Acil Çağrı Sistemi projesidir.
TEDARİK SANAYİİ VE DEĞER ZİNCİRİ
Rekabetçiliğin arttığı otomotiv sanayiinde, Türkiye’nin ulaştığı başarılı ve rekabetçi konumda tedarik sanayiinin rolü kritik öneme sahiptir.
Ana sanayimizin tedarik sanayi ile olan ilişkilerini objektif bir şekilde ve gizlilik çerçevesinde değerlendirmek, durum tespiti yapmak ve alınması gereken tedbirleri saptamak amacıyla OSD iki yılda bir Tedarikçi Memnuniyet Araştırması düzenlemektedir. Küreselleşme, teknolojik gelişmeler, mevzuat ile ilgili değişiklikler ve yeni üretici ülke / markaların devreye girmesi ile rekabetçiliğin her geçen gün arttığı otomotiv sanayiinde, Türkiye’nin bugün ulaştığı başarılı ve rekabetçi konumda tedarik sanayiinin rolü kritik öneme sahiptir.
Bu zorlu rekabet ortamında, sanayimizin sürdürülebilir rekabetçiliğini devam ettirmek ve geliştirmek adına ana ve tedarik sanayisine önemli görevler düşmektedir. Bu çerçevede, ana sanayimizin tedarik sanayi ile olan ilişkilerini objektif bir şekilde ve gizlilik çerçevesinde değerlendirmek, durum tespiti yapmak ve alınması gereken tedbirleri saptamak amacıyla OSD iki yılda bir Tedarikçi Memnuniyet Araştırması düzenlemektedir. Araştırmanın 4.’sü 2020 yılında gerçekleştirilmiştir. Otomotiv ve lojistik, tedarik zinciri entegrasyonu ve küresel değer zinciri dönüşümü gibi ortak temalar yoluyla birbirlerini dönüştürmektedir.
Bir aracın toplam maliyet yapısı içinde lojistik etkinlik payının %10 seviyelerinde olduğu göz önünde bulundurulduğunda, lojistikte maliyet ve zaman verimliliğinin otomotiv sektörünün rekabetçiliği ve sürdürülebilirliği açısından doğrudan ve belirleyici sonuçları bulunduğu açıktır.
Aynı zamanda geleceğin araçları için tedarik edilecek malzeme miktarı geleneksel araçlardan çok daha düşük olacaktır.
Bu doğrultuda diğer bir perspektif ise; bu dönüşüm olurken özellikle tedarik sanayii anlamında değişimin gerçekleşecek olmasıdır. Bu dönüşüm sancılı olabilir ama otomotiv sektörü bu sonuçların risk yönetimini değerlendirerek tedarik sanayii için fırsatlar oluşturmaya odaklanmıştır. Bir diğer önemli konu ise; yeşil satın alma sürecinin gündeme gelmiş olmasıdır. Satın alma bölümlerinin satın almalarını yaparken fayda maliyet analizlerinde çevresel ve sosyal süreçleri de değerlendirmeleri gerekmektedir.
YERLİLEŞTİRME
Tedarik sanayinin değişen ve dönüşen ürün gruplarını en hızlı, en güvenilir ve en rekabetçi şekilde devreye alması maliyet yapısında önemli bir yere karşılık gelen belirli alanlarda (sac şekillendirme, plastik, dövme vb.) ciddi bir teknolojik ve rekabetçilik birikimine sahiptir. Ancak otomotiv sanayinde görülen gelişmeler ve teknolojik değişim sonucu, geleceğin araçlarının değer yapısında ciddi değişikliklere neden olacaktır. Kısaca yıkıcı teknolojiler olarak bilinen bu gelişmelere otomotiv sanayinin ayak uydurması dolayısıyla tedarik sanayinin bu ürün gruplarını en hızlı, en güvenilir ve en rekabetçi şekilde devreye alması gereklidir.
Ana sanayiinin ihtiyaç duyduğu komponentler de değişmekte, sanayimizin rekabetçiliğinde önemi çok büyük olan yüksek yerlilik oranları gelecekte düşme riski ile karşı
karşıya kalmaktadır. Tedarik sanayiine bu dönüşümde yol göstermek adına OSD Üyeleri tedarikçilerini geliştirmeye yönelik birçok faaliyet gerçekleştirmektedir. Öte yandan, OSD ilk olarak 2019 yılında Taşıt
Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği (TAYSAD) ile birlikte gerçekleştirdiği Vizyon Toplantısı ile dikkat çektiği bu konuda Otomotiv Teknoloji Platformu (OTEP) çatısı altındaki çalışma grupları ile bilgi birikimini aktarmaya devam etmektedir.
Türkiye tedarik sanayi, günümüz araç maliyet yapısında önemli bir yere karşılık gelen belirli alanlarda (sac şekillendirme, plastik, dövme vb.) ciddi bir teknolojik ve rekabetçilik birikimine sahiptir.Otomotiv sanayinin içinden geçtiği dönem ülkelerin rekabetçiliklerini yeniden tanımlama gereğini ortaya çıkarmıştır. Rekabetçiliğin yeniden tanımlanmasına yönelik çalışmalar içinden geçilen dönemi ve bu dönemin getirdiği değişim ihtiyacının anlaşılmasını gerekli kılmaktadır. Değişim çok boyutlu olduğundan bu yönde yapılacak çalışmalar da disiplinler arası olmak durumundadır.
Yerlileştirme Komitesi kurulmuştur. Hükümetimizin yerlileştirme konusundaki politikası çerçevesinde Türkiye’ye kazandırılması sanayimiz açısından kritik olan konuların ve parça / aksamların tespit edilmesi ve bu konuda otomotiv sanayinin temsilcisi olarak ilgili kurumlarla iş birliği yapılması / koordinasyon sağlanması amacıyla paydaşlar ile koordinasyon içerisinde çalışmalar yürütülmektedir.
Bu çalışmaların en önemli çıktılarından bir tanesi 2021 yılında açıklanan Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı Mobilite çağrısı olup, çağrıya konu olan ürün listesinin oluşturulması noktasında OSD, OTEP ve TAYSAD, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile yakın iş birliği içinde çalışmıştır. çalışmalar yapmak, piyasadaki talebi artırmaya yönelik dijital dönüşüm gibi adımlara katkıda bulunmak amacıyla Yerlileştirme Komitesi kurulmuştur.
ÇEVRE PERFORMANSI
Gezegenimizin karşı karşıya bulunduğu iklim değişikliği, tüm insanlık için önemli bir risk faktörü olarak ön plana çıkmaktadır. Birleşmiş Milletler’e göre İklim Değişikliği ve Pandemi dünyamızın en büyük küresel sorunları olarak gösteriliyor. 2020 yılında tüm dünyada hem iklim krizinin getirdiği yıkıcı etkiler hem de pandeminin olumsuz etkileri yoğun bir şekilde yaşanmıştır. Gezegenin karşı karşıya bulunduğu iklim değişikliği ve bu değişikliklerden kaynaklanan gerek ekonomik gerekse çevresel ve sosyal etkiler tüm insanlık için önemli ve öngörülmesi gereken bir risk faktörü olarak ön plana çıkmaktadır.
Küresel riskler içinde çevresel sorunlar ön plana çıkıyor.
Dünya Ekonomik Forumu’nun yayımladığı Küresel Riskler Raporu ’na göre çevresel kaygılar hala gelecek on yıl için olasılık ve etki açısından listenin başında gelmektedir. Küresel Riskler Raporu’nda Küresel riskler “etki sıralamasına” göre dizildiğinde ilk 8 riskten 5’i doğrudan çevresel risk olarak görülmektedir: “İklim eylemi başarısızlığı”, “Biyoçeşitliliğin kaybı”, “Doğal kaynak krizleri”, “İnsanın çevreye zararı”, “Aşırı hava olayları”.
21. Taraflar Konferansı’nın (COP21), 2015 yılında Fransa’nın Paris kentinde gerçekleştirilmesi ile birlikte 2020’den sonra geçerli olacak Paris Anlaşması kabul edilmiştir.
Türkiye ise Paris Anlaşması’nı, 22 Nisan 2016 tarihinde, New York’ta düzenlenen Yüksek Düzeyli İmza Töreni’nde 175 ülke temsilcisiyle birlikte imzalamış, Niyet Edilen Ulusal Katkı Beyan’ını
30 Eylül 2015 tarihinde Sözleşme Anlaşma, sürdürülebilir kalkınma ve yoksulluğun ortadan kaldırılması bağlamında Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin uygulamasını geliştirmeyi hedeflemektedir. Anlaşmanın uzun dönemli hedefi, küresel ortalama sıcaklık artışının sanayileşme öncesi döneme göre 2°C altında tutulması; ilave olarak ise bu artışın 1,5°C’nin altında tutulmasına yönelik küresel çabaların sürdürülmesi olarak ifade edilmiştir. İklim değişikliğinin olumsuz etkilerine karşı uyum kabiliyetinin ve iklim direncinin artırılması hedeflenmektedir.
İklim değişikliği ile mücadele için Paris Anlaşması ile ortaya konan küresel ısınmanın 1,5°C’nin altında tutulması hedefine ulaşılamaması halinde, iklim krizinin çok ciddi ekonomik, sosyal ve çevresel sonuçları olacaktır. 1,5°C İklim değişikliği ile mücadele için Paris Anlaşması ile ortaya konan küresel ısınmanın 1,5°C’nin altında tutulması hedefine ulaşılamaması halinde, iklim krizinin çok ciddi ekonomik, sosyal ve çevresel sonuçları olacaktır. Türkiye’nin ulusal katkı beyanına göre, sera gazı emisyonlarının 2030 yılında referans senaryoya (BAU) göre artıştan %21 oranına kadar azaltılması öngörülmüştür.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ, KÜRESEL GELİŞMELER VE OTOMOTİV
Türk otomotiv ana sanayii, 2050 karbon nötr olma yolundaki çabaları, iklim krizi ile mücadele yönünde önemli bir adım olarak görmektedir.
Avrupa Komisyonu’nun Aralık 2019’da açıkladığı Avrupa Yeşil Mutabakatı ile, AB’nin 2030’da %55 azaltım ve 2050’de iklim nötr kıta olma hedefi küresel çabalar konusunda önemli bir dönüm noktası olmuştur. İklim uzmanları Paris Anlaşması kapsamında verilen ülke hedeflerinin küresel ortalama sıcaklık artışının 1,5 – 2°C altında tutulması için yeterli olmadığı görüşündedir. Avrupa Komisyonu’nun Aralık 2019’da açıkladığı Avrupa Yeşil Mutabakatı ile AB’nin Paris Anlaşması 2030 hedefini %40’tan %55’e yükselteceği ve 2050’de iklim nötr kıta olacağını açıklaması küresel çabalar konusunda önemli bir dönüm noktası olmuştur.
AB yeni büyüme stratejisi olarak açıkladığı Avrupa Yeşil Mutabakatı ile ulaşım, binalar, tarım, sanayi, finans, dijitalleşme ve dış ticaret konularında önemli bir dönüşümden geçmekte olup, komisyon tüm politikalar ve yasal mevzuatta bu yönde güncellenmeye yönelik yol haritasını oluşturmuştur.
Diğer taraftan; Birleşik Krallık’ın 2050’de karbon nötr olma hedefi halihazırda yasalaşmış bulunmaktadır. AB’nin 2050 karbon nötr hedefi açıklaması ardından, Amerika Birleşik Devletleri ve Kanada 2050, Çin 2060 yılları için karbon nötr açıklamaları, dünyanın en büyük ekonomilerinin karbonsuz ekonomiye geçişi için önemli adımlar atılmakta olduğunu göstermektedir.
İklim konusunda Paris Anlaşması hedefleri ile ulaşım kaynaklı sera gazlarının azaltılması kapsamında otomotiv ürün standartları, elektrikli ve alternatif yakıtlı araçlara yönelim, alternatif yakıtlı araçlar için altyapı oluşturulması ile birlikte otomotiv pazarında önemli bir dönüşüm yaşanmaktadır. Sanayimizin sürdürülebilirliği için teknolojik altyapının hazırlanması, Ar-Ge ve inovasyonlar ile bu dönüşüme hazır hale gelmek büyük önem taşımaktadır.
Türk otomotiv ana sanayii, 2020 yılında başta AB olmak üzere gelişmiş ekonomilerin Paris Anlaşması kapsamındaki hedeflerin artırılması yönündeki açıklamalarını ve 2050 karbon nötr olma yolundaki çabalarını iklim krizi ile mücadele yönünde önemli bir adım olarak görmektedir.
İklim değişikliği ülkelerin olduğu kadar iş dünyasının da sürdürülebilirliği için önceliklendirmesi gereken en önemli konulardan biri olarak değerlendirilmektedir.
Otomotiv sanayisi iklim krizinin getirdiği risk ve fırsatların belirlenmesi, sera gazlarının azaltılması, düşük karbon ekonomisine geçiş, değişen iklim koşullarına uyum konusunda gerekli adımları atmaktadır. Bu kapsamda otomotiv firmaları da 2030 ve 2050 iklim hedeflerini yayınlamakta, iş süreçlerini bu hedefler ile yeniden şekillendirmektedir.
Ayrıca otomotiv ana ve yan sanayisi olan firmalardan Bilim Temelli Hedefler girişimine (Science Based Targets) dahil olan firmalar da bulunmakta olup, imzacı firmalar üretimde sera gazı salımını bilimsel verilere dayanarak hesaplamayı ve azaltmayı da taahhüt etmekteler. Avrupa Otomobil Üreticileri Derneği’nin (European Automobile Manufacturers’Association-ACEA)
Ağır Vasıta Yol Haritası Ortak Açıklaması’na ülkemizde ağır vasıta üretimi yapan Ford Otosan, Daimler Truck AG ve MAN Truck and Bus SE firmaları da imza atmıştır. Bu deklarasyon ile AB’nin 2050 karbon nötr hedefine ulaşılabilmesi için 2040 yılından itibaren AB’de satılan tüm yeni kamyonların fosil yakıtsız olacağı hedefi belirlenmiştir.
Avrupa Otomobil Üreticileri Derneği (ACEA)’nin Ağır Vasıta Yol Haritası Ortak Açıklaması’na ülkemizde ağır vasıta üretimi yapan Ford Otosan, Daimler Truck AG ve MAN Truck and Bus SE firmaları da imza atmıştır.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ, KÜRESEL GELİŞMELER VE OTOMOTİV
Avrupa Yeşil Mutabakatı ile ulaşım, binalar, tarım, sanayi, finans, dış ticaret vb. her alanda önemli bir dönüşüm olacaktır.
Avrupa Komisyonu tarafından 2050’de karbon nötr AB için 2050’ye kadar ulaşım kaynaklı sera gazlarının %90 azaltımının gerekli olduğu belirtilmektedir. Avrupa Yeşil Mutabakatı AB’nin 2050’de karbon nötr kıta olması için yeni büyüme stratejisi olarak açıklanan Avrupa Yeşil Mutabakatı ile ulaşım, binalar, tarım, sanayi, finans, dış ticaret vb. her alanda önemli bir dönüşüm olacaktır.
Türkiye’nin otomotiv ihracatının %80’lik diliminin AB ülkelerine yönelik olduğu göz önüne alınırsa, özellikle AB’de Avrupa Yeşil Mutabakatı ile yapısal değişiklikler ve dış ticarette getirilecek yeni kuralların sanayimiz açısından yakından takip edilerek önemli adımlar atılması sürdürülebilirliğimiz açısından oldukça kritik bir konu olarak görülmektedir.
Bu bağlamda AYM ve AB’deki mevzuat değişikliklerinin sanayimize etkilerini 4 ana alanda ele alarak Yönetim Kurulu ve ilgili çalışma gruplarında hem AB’deki gelişmelerin takibi hem de sanayimizin uyumu için gerekli adımların atılması konusunda çalışılmaktadır. Ürün Standartları ve AB Pazarındaki Dönüşüm
Dış Ticaret ve Finansmana Erişim
Döngüsel Ekonomi
İklim ve Temiz Üretim
2020 yılında tüm bu alanlarla ilgili hem AB tarafındaki gelişmeler hem de Türkiye’de mevzuat/ altyapı
anlamındaki uyum ve dönüşüm konuları ilgili Komite ve Çalışma Grupları gündemine alınmıştır.
2050 İklim Hedeflerinde Otomotiv
Özellikle ulaşım alanına bakıldığında;
Avrupa Komisyonu tarafından 2050’de karbon nötr AB için 2050’ye kadar ulaşım kaynaklı sera gazları %90 azaltımının gerekli olduğu belirtilmektedir.
AB’de ulaşım kaynaklı sera gazları; AB’nin toplam sera gazlarının %22’si karayolu taşımacılığı ise ulaşım sera gazlarının %95’i Otomobil ve hafif ticari araç kaynaklı sera gazları AB’nin toplam karayolu taşımacılığının %73’ü (Ulaşım kaynaklı emisyonların, %70’i) 1990 yılından itibaren ulaşım kaynaklı sera gazları artıştadır.
AB’de Avrupa Yeşil Mutabakatı’na göre sürdürülebilir ulaşım konusunda aşağıdaki hedefler önem kazanmıştır;
Fosil yakıtlara olan bağımlılığın azaltılması için, düşük ve sıfır emisyonlu araçlara sahip yenilenebilir ve düşük karbonlu yakıtların kullanımının artırılması.
2030’a kadar en az 30 milyon sıfır emisyonlu aracın trafikte olması.
2050’ye kadar tüm Avrupa’da otomobiller, otobüsler, tırlar ve kamyonların sıfır emisyonlu olması
Ulaşımda otomobiller, kamyonlar, tırlar ve otobüsler için emisyon standartlarının sıkılaştırılması (içten yanmalı motorlu araçlar için çok katı hava kirletici emisyon standartları getirilmesi)
Alternatif Yakıtlar Altyapı Direktifi’ni gözden geçirerek, daha fazla şarj istasyonu ile elektrik ve hidrojenin kullanılabilirliğinin artırılması
Planlanan iklim hedeflerine göre, 2030 yılına kadar ulaşım sektöründe mevcut fosil yakıt kullanımının %40-42 oranında azaltılması gerekmektedir. Ancak toplumun artan mobilite ihtiyaçlarını aynı anda karşılayabilmek için alternatif sürüş teknolojileri ve yakıtlar ile yeni mobilite kavramlarının eş zamanlı olarak pazara sunulması gerekmektedir.
Sürdürülebilir, Akıllı Hareketlilik Stratejisi
Ulaştırma AB’nin sera gazı emisyonlarının dörtte birini oluşturmakta olup, AB ulaştırma alanında iklim nötr olabilmek için bu alandaki emisyonlarda 2050 yılına kadar %90’lık bir düşüşü tüm ulaşım modları dahil olacak şekilde sağlamayı hedeflemektedir. Sıfır emisyonlu araçların artırılması, sürdürülebilir alternatif çözümlerin topluma ve iş dünyasına sunulması, dijitalleşme ve otomasyonun
desteklenmesi, bağlantının ve ulaşılabilirliğin geliştirilmesi için Komisyon “Sürdürülebilir, Akıllı Hareketlilik Stratejisi”ni1 09.12.2020’de yayımlamıştır.
AB Sürdürülebilir, Akıllı Hareketlilik Stratejisi (Sustainable and Smart Mobility Strategy):
https://ec.europa.eu/transport/sites/default/files/legislation/com20200789.pdf
https://www.uab.gov.tr/uploads/announcements/ulusal-akilli-ulasim-sistemleri-strateji-belgesi-v/ulusal-akilli-ulas-im-sistemleri-strateji-belgesi-ve2020-2023-eylem-plani.pdf
ÜRÜN EMİSYON STANDARTLARI – TÜRKİYE’DE GELİŞİM
ACEA bünyesinde periyodik olarak düzenlenen “Liaison Commitee” toplantılarına da sanayimizi temsilen katılım sağlanmaktadır.
OSD Teknik Komitesi, sanayinin rekabetçiliğini artırmak için hem AB teknik mevzuatı hem de AB teknik mevzuatının iç mevzuata aktarımı konusunda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile iş birliği içerisinde faaliyet göstermektedir.
Ülkemiz ile Avrupa Birliği arasında Gümrük Birliğinin 01.01.1996 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan, 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı doğrultusunda AB teknik mevzuatının iç mevzuatımıza uyumlaştırılması kararlaştırılmıştır.
Bu kapsamda, OSD Teknik Komitesi sanayinin rekabetçiliğini artırmak için hem AB teknik mevzuatı hem de AB teknik mevzuatının iç mevzuata aktarımı konusunda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile iş birliği içerisinde faaliyet göstermektedir.
Ülkemiz Otomotiv Sanayii açısından önemli bir iş birlikçi olan ACEA (European Automobile Manufacturers’ Association) bünyesinde, periyodik olarak yılda 4 defa düzenlenen ve AB’den ilgili ülke derneklerinin katılımıyla güncel küresel ve yerel gelişmelerin değerlendirildiği “Liaison Commitee” toplantılarına da sanayimizi temsilen katılım sağlanmaktadır.
Üyesi olduğumuz OICA (International Organization of Motor Vehicle Manufacturers) bünyesindeki Teknik Komite çalışmalarına aktif olarak katılmakta ve özellikle küresel teknik mevzuat ile ilgili gelişmeler güncel olarak izlemekte, üyeler ile ilgili kurum ve kuruluşlara gerekli bilgiler iletilmektedir.
Uluslararası düzeyde ACEA ve OICA bünyesindeki teknik komitelere katılım haricinde, ulusal düzeyde de Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı koordinasyonunda yürütülmekte olan MARTEK (Motorlu Araçlar Teknik
Komitesi) bünyesinde kurulmuş olan Teknik Alt Komite çalışmalarında da aktif olarak rol alınmaktadır.
Türk otomotiv ana sanayii geliştirmekte olduğu yeni motor teknolojileri ve etkin emisyon kontrol sistemleri ile çevrenin korunması ve emisyon azaltımı konusunda sürekli iyileştirme sağlamaktadır.
Ülkemizde ulusal tip onaylı hafif hizmet araçlarında (715/2007/AT) 01.01.2018 tarihinden itibaren Euro 6 emisyon seviyesi zorunlu olup, ağır hizmet araçlarında (595/2009/ AT) 01.01.2016 itibariyle Euro VI emisyon seviyesine geçilmiştir. Mevcut durumda hafif ve ağır hizmet araçlarında OBD seviyeleri AB ile aynı seviyededir.
Tarihsel gelişime bakıldığında, 1990 sonrasında geçilen Euro Standartları ile motorlu araçların hem sera gazı (CO2) hem de kirletici emisyon parametreleri (NOx, PM) yıldan yıla önemli ölçüde azalmıştır.
Türkiye’de Araç Parkı
Euro1’den Euro 6’ya geçiş ile araçların hem sera gazları hem de çevreyi kirletici etkisinin ciddi oranda iyileştiği bilinen bir gerçektir. Bu çerçevede, 10 yaşından büyük araçların çevreye çok daha yüksek olumsuz etkisi olduğu tespiti bulunmaktadır. AB ülkelerinin uyguladığı ve bazılarında ise üzerinde çalışmaları sürdürülen hurda teşvik programlarında 10 yaş sınırının dikkate alındığı bilinmektedir.
Euro normları yükseldikçe ortalama yakıt tüketimlerinde de ciddi iyileştirmeler olmaktadır. Bu kapsamda, parkın gençleştirilmesinin hem ülkemizde hava kalitesinin ve sera gazlarının azaltılmasına hem de Türkiye’nin petrol ihtiyacının azalarak ekonomiye büyük katkısı olacağı değerlendirilmektedir.
Değişiklik Önerisi (AB 2019/631 Direktifi Değişikliği): Düşük ve sıfır emisyonlu araçların üretimi ve satışını hızlandırmak için hafif araçların CO2 emisyon standartlarının revizyonu. Değişiklik ile yeni üretilen araçların ortalama emisyonlarının 2021 seviyelerine kıyasla 2030’a gelindiğinde %55; 2035’e ulaşıldığında ise %100 azalması1
Alternatif Yakıt Altyapısı Direktifi
Güncellenme (AB 2014/94
Direktifi): Mevcut Alternatif Yakıt Altyapısı Regülasyonu’nun yerini alacak yeni bir Regülasyon önerisi ile AB ülkelerinin sıfır emisyonlu araç hedefiyle uyumlu olarak şarj kapasitesinin genişletilmesi, yeterli şarj ve yakıt ikmal altyapısı ile her 60 km’de elektrik şarj ikmali ve her 150 km’de hidrojen yakıt ikmali kapasitesi öngörülüyor.
Ülkemizde 03.05.2010 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yayımlanan İklim Değişikliği Eylem Planı (20112023)1 “Ulaştırma Sektörü” başlığı altında “Alternatif yakıt ve temiz araç kullanımını artırmaya yönelik yasal düzenlemelerin yapılması ve kapasitenin geliştirilmesi” ve “Alternatif yakıt ve temiz araç kullanımını artırmaya yönelik yasal düzenlemelerin yapılması ve kapasitenin geliştirilmesi” hedefleri yer almaktadır.
Ayrıca, 16.07.2021 tarihinde Ticaret Bakanlığı tarafından yayımlanan “Yeşil Mutabakat Eylem Planı”2 ile “Sürdürülebilir Akıllı Ulaşım” başlığı altında “Elektrikli araç ve şarj altyapısının geliştirilmesine yönelik strateji geliştirme ve planlama faaliyetlerinin yürütülmesi” hedefi yer almakta, “İklim Değişikliği İle Mücadele” başlığı altında ise 2022 yılında “2023-2030 İklim Değişikliği Eylem Planı ve 2050 İklim Değişikliği Staratejisi’nin hazırlanacağı yer almaktadır.
29.12.2017 tarihinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından yayımlanmış olan Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı (2017- 2023)3 “Ulaştırma Sektörü” başlığı altında “Alternatif yakıt kullanan ve/veya yeni teknolojili araçların yaygınlaştırılması”, “Enerji verimliliği yüksek, emisyon seviyesi düşük, çevre dostu, küçük motor hacimli, yakıt pilli, elektrikli ve hibrit araçlara vergi avantajı getirilmesi” gibi amaçlar tanımlanmıştır. Ülkemizde üretilen yeni binek araç ve hafif ticari araçlar AB emisyon seviyelerine uygun şekilde üretilmektedir.
İklim Değişikliği Eylem Planı (2011-2023): https://webdosya.csb.gov.tr/db/iklim/banner/banner591.pdf
Yeşil Mutabakat Eylem Planı: https://ticaret.gov.tr/data/60f1200013b876eb28421b23/MUTABAKAT%20YE%C5%9E%C4%B0L.pdf
Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı (2017-2023): https://enerji.enerji.gov.tr//Media/Dizin/EVCED/tr/EnerjiVerimlili%C4%9Fi/ UlusalEnerjiVerimlili%C4%9FiEylemPlan%C4%B1/Belgeler/UEVEP.pdf
ÜRÜN YAŞAM DÖNGÜSÜ DEĞERLENDİRMESİ (LCA) VE KARBON AYAK İZİ
Otomotiv sanayiinin üretim kaynaklı çevresel etkilerinin bütünsel olarak anlaşılabilmesi için LCA çalışmaları OSD ve üyeleri tarafından önemsenmektedir.
%70
Ürün Yaşam Döngüsü
Değerlendirmesi (LCA)’ne göre bir aracın karbon ayak izi etkisinin yaklaşık %70’ini kullanım aşaması oluşturmaktadır. Ürün Yaşam Döngüsü
Değerlendirmesi (LCA) çalışması, bir ürünün tüm çevresel boyutlarını ham maddelerin elde edilmesinden başlayarak kullanım ve kullanım sonrası atıkların bertarafına (beşikten mezara) kadar olan tüm aşamaları kapsamlı ve bütünsel bir şekilde değerlendiren ISO 14040 ve 14044 standardında tanımlanan bilimsel bir yöntemdir. Otomotiv sanayiinin üretim kaynaklı çevresel etkilerinin beşikten mezara bütünsel olarak anlaşılabilmesi için LCA çalışmaları OSD ve üyeleri tarafından önemsenmektedir.
Ürün Yaşam Döngüsü ve Otomotiv Öncelikle literatür taraması yapıldığında; bir aracın yaşam döngüsü boyunca geçirdiği aşamalar ve bu aşamalardaki karbon ayak izi etkilerine bakıldığında farklı aşamalarda farklı etkilerinin olduğu görülmektedir. WorldAutoSteel1 çalışmasına göre bir aracın yaşam döngüsü boyunca çevresel etkisi değerlendirildiğinde iklim değişikliği etkileri açısından en büyük etkinin aracın kullanımı kullanımı aşamasında olduğu görülmektedir.
Araç kullanım aşaması, yakıtın üretimi ve kullanımı kaynaklı dolaylı ve doğrudan karbon emisyonlarını kapsamaktadır. Burada yakıt üretimi dolaylı karbon emisyonu etkileri %10 gibi bir orana denk gelirken, doğrudan yani yanma kaynaklı yakıt karbon emisyonları ise toplam emisyonların %70’ine denk gelmektedir. Bu sonuç bize iklim değişikliği konusunda sanayimizin en fazla odaklanması gereken konulardan
birisinin de ürün standartları ve alternatif yakıtlı araçlar olduğunu göstermektedir. Son yıllarda ülkeler elektrikli araç üretimi ve teşvik mekanizmalarına yönelmekte, ancak diğer taraftan elektrikli araçlara geçiş olurken şebekeden kullanılan elektriğin karbon yoğunluğunun emisyon
azaltım fırsatlarını belirleyeceği de bir gerçektir.
Bu nedenle, elektrikli araçlar ve şebeke ilişkisi “Türkiye Otomotiv Sanayii Ürün Yaşam Döngüsü (LCA) Değerlendirme Raporu2’’nda detaylı olarak değerlendirilmiştir.
Araç üreticilerinin üretim kaynaklı iklim değişikliği etkileri ise tedarik zinciri dahil olmak üzere %15 gibi bir oranla kullanım aşamasına göre daha düşük kalmaktadır. Literatür değerlendirmesindeki araç üretimi tanımı, ham maddenin çıkarılması, işlenmesi ve otomotiv tedarik zincirinde otomotiv parçalarının işlenmesi, işlenen parçaların nakliyesi ve son olarak otomotiv ana sanayisinde üretim aşamalarını içermektedir.
Life Cycle Assessment: Why is it Important? – AHSS Guidelines (ahssinsights.org)
“Türkiye Otomotiv Sanayii Ürün Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi Raporu” detaylarına www.osd.org.tr adresinden ulaşılabilir.
Otomobil Ürün Yaşam Döngüsü Karbon Ayak İzi Dağılımı (World Auto Steel Life Cycle Assessment: Why is it Important? makalesinden yararlanılmıştır.)
Otomotiv ana sanayisi tesislerinde araç üretimi kaynaklı iklim değişikliği etkileri burada belirtilen yaklaşık %1-5’lik kısmın küçük bir miktarını oluşturduğu bilinmektedir. Düşük etkilere rağmen üye üretici firmalarımız mevcut etkilerinin azaltmak için üretim aşamasında kaynak ve enerji verimliliğinin öneminin bilincinde faaliyetlerini sürdürmektedir.
Araçların yaşam sonunda piyasadan çekilmesi ve geri kazanımı/bertarafı kaynaklı sera gazı emisyonları ise toplamda %5 gibi daha küçük bir etkiye sahiptir. Ömrünü Tamamlamış Araçlar (ÖTA) yönetmeliği ile yüksek geri kazanım, geri dönüşüm ve yeniden kullanım oranları hedefi için araçların tasarım aşamasında konu ele alınmakta, döngüsel ekonomiye olan katkısı nedeniyle de bu aşama önem arz etmektedir. Üretici firmalarımız çevreye olan etkilerini azaltmak için üretim aşamasında kaynak ve enerji verimliliğinin öneminin bilincinde faaliyetlerini sürdürmektedir.
ÜRÜN YAŞAM DÖNGÜSÜ DEĞERLENDİRMESİ (LCA) VE KARBON AYAK İZİ
Otomotiv sanayiinin çevresel etkilerinin daha iyi anlaşılması için LCA gibi bilim temelli bir değerlendirme ile ölçülmesi gerektiğine inanıyoruz.
Üretim
Ham Madde
Lojistik
OSD LCA Çalışması Kapsamı
Ham Madde ve Malzemeler
OSD LCA Çalışması Kapsamı: Hafif araç sınıfında araç üretimi yapan 6 OSD üye firmasının üretim öncesi tedarikçilerinden almış oldukları ürün ve malzeme girdileri, bu girdilerin üretim tesislerine olan nakliyesi, üretimde kullanmış oldukları enerji (elektrik, doğal gaz ve diğer), su gibi kaynak tüketimlerini, üretim kaynaklı Uçucu Organik Bileşenlerin (VOC) ve ürünlerin nihai müşterilere dağıtımı kaynaklı karbon ayak izi başta olmak üzere diğer çevresel etkilerin de bütüncül bir yaklaşımla hesaplanmasını içermektedir.
Otomotiv sanayisinin tedarik zinciri çok katmanlı olduğu için bu çalışmada ürün üzerindeki malzeme (çelik, alüminyum, plastik vs.) kırılımının veri tabanları kullanılarak karbon ayak izi gibi çevresel performans hesabı değerlendirilmiştir. Yapılan LCA değerlendirmesinin iklim değişikliği özelinde Karbon Ayak İzi sonuçları aşağıda grafiksel olarak gösterilmiştir. OSD özelinde üye üretici firmaların verileri kullanılarak yapılan bu değerlendirmede üretime odaklanmak amacıyla araçların kullanım aşaması ve geri kazanım/bertarafı kapsam dışı tutulmuştur.
Türkiye’de üretilen ortalama bir hafif araç için LCA çalışması yaptık.
Üretimde kullanılan malzemeler toplam emisyonun %88,6 gibi büyük bir kısmını oluşturmaktadır. Araç üretiminde kullanılan malzemeler kaynaklı karbon ayak izi değeri ton hafif araç başına 4.136 kg CO2 e’dir. Bu etkinin kullanılan malzemeler arasındaki dağılımı yan tarafta gösterilmiştir.
Üründe kullanılan malzemeler bazında bakıldığında ağırlık olarak en çok kullanılan metal olan çelik bu anlamda ön plana çıkmaktadır.
Avrupa Komisyonu’nun açıklamış olduğu Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında AB’de 2030 yılında sıfır karbon çelik üretimine geçileceği hedefi bulunmakta olup, bu çalışma ile çelik üretimindeki karbonsuzlaşmanın otomotiv ürün yaşam döngüsündeki karbon ayak izine önemli etkisinin olacağına işaret etmektedir. Malzemeler kaynaklı karbon ayak izi değerlerinin içinde ham maddenin çıkartılması, üretim sahasına lojistiği ve yarı mamule ya da ürüne dönüştürülmesi süreçleri de dahildir.
Çelik üretiminde sera gazlarının azaltılması önümüzdeki süreçte daha da ön plana çıkacaktır.
Türkiye’de ortalama hafif araç üretimi aşamalarına göre karbon ayak izi dağılımı ton hafif araç başına karbon ayak izi dağılımı
ÜRÜN YAŞAM DÖNGÜSÜ DEĞERLENDİRMESİ (LCA) VE KARBON AYAK İZİ
LCA çalışmamıza göre üretim öncesi lojistik karbon ayak izi %2,7, üretim sonrası lojistik %1,5 olarak hesaplanmıştır. Lojistik kaynaklı emisyonların düşük olmasının sebeplerinden biri de ham madde ve malzemelerin satın alınmasında ve nihai ürünlerin dağıtımında kullanılan lojistik seçeneklerinde deniz yolunun yüksek bir oran teşkil etmesinden kaynaklandığı söylenebilir.
OSD LCA çalışmasına göre Türkiye’de üretilen hafif araçların üretim öncesi lojistiği %2,7, üretim sonrası lojistiği %1,5 olarak hesaplanmıştır. Üretim öncesi ve sonrası lojistik modları dağılımı ve buna bağlı sera gazları dağılımları grafiklerde verilmiştir. Lojistik kaynaklı emisyonların düşük olmasının sebeplerinden biri de ham madde ve malzemelerin satın alınmasında ve nihai ürünlerin dağıtımında kullanılan lojistik seçeneklerinde deniz yolunun yüksek bir oran teşkil etmesinden kaynaklandığı söylenebilir.
SORUMLU ÜRETİM
Otomotiv üretim tesislerinde mevcut en iyi teknolojilerin kullanımı ve yapılan yatırımlarla enerji kullanımı ve sera gazlarının azaltılması konusunda önemli iyileşme sağlanmıştır.
OSD üyelerinin çevre sorumluları/ mühendislerinin bilgi ve tecrübe paylaşımı amacıyla bir araya gelmesiyle
1996 yılında OSD Çevre Komitesi kurulmuştur. BM ve iklim uzmanları Sürdürülebilir
Kalkınma Amaçları’na ve Paris Anlaşması hedeflerine ulaşmak için son 10 yılın içine girdiğimizin altını çizmektedir.
Bu hedefler dâhilinde düşük karbonlu ekonomiye geçişte ve çevresel kirliliğinin azaltılmasında, etki alanı göz önünde bulundurulduğunda otomotiv sektörüne de sorumluluk düşmektedir.
OSD tüm üyeleri ile, tam çevresel uyum için, verimlilik odağında projeler geliştirmek, doğal kaynak kullanımlarını azaltmak, yenilikçi süreçleri takip etmek, kirliliğin önlenmesini sağlamak, çevre üzerindeki olumsuz etkileri en aza indirebilmek için çalışmalarda bulunmak, yaşam döngüsü kapsamında çevrenin korunması için bilinçlendirme faaliyetlerinde bulunmak gibi hedeflere odaklanmıştır.
Üyelerimizin üretim süreçlerinde kullandıkları mevcut en yeni teknolojiler ve takip edilen kalite/ çevre sistem ve standartları ulusal ve uluslararası değerlendirme ve denetimlerde öne çıkıyor.
1996 yılında ISO 14001 Çevre Yönetim Standart belgelendirme süreçlerinde OSD Çevre Komitesi, çevre mevzuatına uyum konusunda bilgi ve tecrübe paylaşımı amacıyla OSD üyelerinin çevre sorumluları/ mühendislerinin bir araya gelmesiyle kurulmuştur.
Kurulduğu tarihten bu yana çevre konusundaki gelişmelerle beraber aylık düzenli çalışmalarına hiç ara vermeden devam etmektedir. İklim Krizi ve Üretim (Enerji Yönetimi ve Üretim Karbon Ayak İzi) Üretimde enerji verimliliği iklim kriziyle mücadelede önemli bir yere sahip olup, enerji verimliliği çalışmaları ile üretim kaynaklı hem çevresel etkiler hem de sera gazı salımları azaltılmaktadır.
Üye firmalarımız tesis bazında hem Türkiye hem de yurt dışındaki tesisler ile benchmark çalışmaları yapmakta ve sürekli iyileştirme konusunda hedefler koymakta olup, uluslararası benchmark değerlendirmelerinde de tesislerin en iyi teknolojilerin kullanımı ile ileri seviyede olduğu görülmektedir.
Enerji tüketimi takibi, enerji tüketimi yüksek alanlarda enerji performanslarını iyileştirmeye yönelik çalışmaları, enerji tasarruflu ekipman ve yeni teknoloji kullanımı, aydınlatma (LED dönüşüm)
projeleri, boyahane ısı yalıtım ve geri kazanım projeleri, ekonomizer uygulamaları, yenilenebilir enerji kaynak kullanımının artırılması ve tesis optimizasyonları gibi enerji verimliliği çalışmaları sayesinde birim araç başına eşdeğer enerji kullanımında azaltım sağlanmıştır.
Örneğin 2015-2020 yılları arasında birim hafif araç üretimi başına enerji kullanımı değerleri (Hafif araç üretimi yapan 6 tesis değeri) incelendiğinde; üretim %3 azalırken, toplam enerji kullanımı %18 azalmış ve aynı dönemde birim araç başına eşdeğer
Raporlama dönemi içinde çevre yasa enerji kullanımı %16 azalmıştır.
ve yönetmeliklerine göre uygunsuzluk yaşanmamıştır.
Aynı dönemde ağır ticari araç üretimi %42 azalırken, toplam enerji kullanımı %75 azalmış, aynı dönemde birim araç başına eşdeğer enerji kullanımı %56 azalmıştır.
17.05.2014 Tarihinde yayımlanan “Sera
Gazı Emisyonlarının İzlenmesi ve Raporlanması Hakkında Yönetmelik” ile kapsam içinde yer alan tesislerin izleme planı hazırlaması, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na sunması ve onay almaları, yetkilendirilmiş doğrulayıcı kuruluşlara doğrulatılmış yıllık sera gazı raporlarını Bakanlığa sunma yükümlülüğü getirilmiştir.
Yönetmelik kapsamı ve yükümlülükleri AB’nin MRV Direktifi ile uyumlu olup, anma ısıl gücü 20 MW ve üzeri olan otomotiv tesisleri kapsam içine girmektedir.
Hafif araç üretimi yapan 6 üretim tesisinin 2015-2020 kapsam 1 ve kapsam 2 sera gazı verileri incelendiğinde ise üretimde birim araç başına sera gazlarının %16 azaltıldığı görülüyor.
OSD bünyesinde üyelerin enerji yöneticilerinin katılımı ile 2017 yılında Enerji Verimliliği Çalışma Grubu oluşturulmuştur.
(Enerji yönetimine ilişkin çıktılara Ek-3 Çevresel Performans Göstergeleri başlığı altında yer alan enerji tablosundan erişilebilir.)
Milyar kWh kWh/Araç
2015 2016 2017 2018 2019 2020
Bin Ton Ton/Araç
2015 2016 2017 2018 2019 2020
* Hafif araç üretimi yapan 6 tesis değeri
Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında AB’nin 2050’de iklim nötr olma hedefinin yanında ayrıca sıfır kirlilik
hedefi de bulunmaktadır.
Endüstriyel Emisyonlar ve Uçucu
%17
Yeni yatırımlar ve iyileştirme çalışmaları ile otomobil üreten otomobil tesislerinin boyahane uçucu organik bileşik parametresi 20102020 arasında %17 azaltılmıştır. Organik Bileşik
Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında AB’nin 2050’de iklim nötr olma hedefinin yanında ayrıca sıfır kirlilik hedefi de bulunmaktadır.
Bu kapsamda 2010/75/AT sayılı Endüstriyel Emisyonlar Direktifi (EED) ve uygulamaları güncellenecektir.
Ülkemizde de bu direktifin çevre mevzuatına aktarım hedefi bulunmaktadır. Direktif kirliliğin üretim sürecinde önlenmesi amacıyla tesislerde mevcut en iyi teknikler (MET) ve bu tekniklerin uygulanması ile elde edilebilecek referans limitlerine (BREF) dayalı izin sürecini içermektedir. Bu kapsamda otomotiv tesisleri için uygulanacak olan
MET referans dokümanı STS BREF
(Organik Solvent Kullanılarak Yapılan
Yüzey İşlemler-Surface Treatment Using Organic Solvents)’dir. Buna göre en kritik konu otomotiv boyahane tesisleri Uçucu Organik Bileşik (UOB) emisyonlarıdır.
UOB (gr/m2)
43,6
42,6
36,1
2010 2011 2012 2013 2014 2015 2016 2017 2018 2019 2020
2016 yılında Çevre ve Şehircilik
Bakanlığı tarafından “Entegre
Çevre İznine Tabi Otomotiv Üretim Tesislerinin Uyum Durumları ve Gerekliliklerinin Belirlenmesi Projesi (EÇİ Projesi)” yapılmıştır. Proje kapsamında OSD üyelerinin tesislerinin uyum durumu ve yatırım gereklikleri değerlendirilmiştir. Türkiye’nin Sanayi Kaynaklı Hava Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği otomotiv UOB limitleri ile AB’de uygulanan direktif limitlerinin aynı olduğu, Türkiye’deki tesislerin AB’nin mevcut mevzuatı ile uyumlu olduğu raporlanmıştır.
EÇİ projesinde ele alınan ve Otomotiv
Sektöründe Solventle Yapılan
Yüzey İşlemleri İçin Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrol Tebliği Taslağında kullanılan STS BREF 2007 versiyonu AB’de güncellendi ve STS BAT Sonuç dokümanı 09.12.2020 tarihinde yayımlanmış, 2020’de yayımlanan STS BAT Sonuç dokümanı önemli değişiklikler (yeni parametreler ve daha düşük limitler) içermektedir.
OSD Çevre Komitesi gündeminde 2010/75/AT sayılı Endüstriyel
Emisyonlar Direktifi (EED) ve ilgili BAT sonuç dokümanı gelişmeleri ele alınmaktadır. Yeni yatırım kararlarında tesislerin parametre ve limitleri göz önünde bulundurulmaktadır. Yeni yatırımlar ve iyileştirme çalışmaları ile otomobil üreten otomobil tesislerinin boyahane uçucu organik bileşik parametresi 2010-2020 arasında %17 azaltılmıştır.
Ülkemizde otomotiv sanayisi üretime başladığı yıllardan bu yana üretim kaynaklı atıkların geri kazanılarak ekonomiye kazandırılması konusunda ülkemizde öncü olmuştur. Özellikle 90’lı yılların sonunda boya çamuru, fosfat çamuru, atık lastik, atık yağ vs. Gibi otomotiv sanayisine özel atıkların da çimento fabrikalarında enerji geri kazanımında kullanılması için girişimlerde bulunmuştur. Bugün gelinen noktada sanayimiz atıklarının %97’si geri kazanılarak ekonomiye kazandırılmakta, Sıfır Atık Yönetmeliği kapsamında iyi uygulama örnekleri sunmaktadır. Ülkemizde otomotiv sanayisi üretim atıklarının %97’den fazlası geri kazanılmaktadır.
Döngüsel Ekonomi ve Atık Yönetimi Döngüsel ekonomi; ürün, malzeme ve kaynakların ekonomik değer içinde mümkün olan en fazla sürede kalması ve atık üretiminin mümkün olan en az seviyeye azaltılmasını sağlayacak ekonomik sistem olarak tanımlanmaktadır. Avrupa Komisyonu küresel sera gazı salımlarının yarısının ham madde çıkarma ve üretim kaynaklı olduğunu, Avrupa’nın karbon nötr hedefine 2050’de ulaşmanın döngüsel bir ekonomiye geçmeden mümkün olmadığını belirtmektedir.
Global Resources Outlook (2019) a göre 1970-2017 yıllık global ham madde çıkarılması üç kat artmış ve artmaya devam etmektedir. Biyoçeşitliliğin azalması ve su kıtlığının %90’dan fazlası ham madde çıkarılması ve işlenmesinden kaynaklanmaktadır.
Avrupa Komisyonu 11.03.2020 Tarihinde Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında Yeni Döngüsel Ekonomi Aksiyon Planı (New Circular Economy Action Plan) iletişim dokümanını yayımlamıştır. Buna göre Avrupa Yeşil Mutabakatının öngördüğü radikal dönüşümü hızlandırmak ve 2015’ten bu yana uygulanan döngüsel ekonomi eylemlerini ileriye taşımak hedeflenmektedir.
Çevreyi korumak ve atıkların geri kazanımı adına ömrünü tamamlayan araçlar için AB’de ve Türkiye’de yasal mevzuat
bulunmaktadır.
%95
Ömrünü tamamlamış araçlarda yeniden kullanım-geri kazanım oranları ortalama araç ağırlığının en az %95’idir. Ömrünü Tamamlamış Araçlar (ÖTA) Otomotiv ürünlerinin ürün yaşam döngüsünü tamamladıktan sonra toplanması geri kazanımı/bertarafı süreçleri ürünlerin tasarımından itibaren ele alınmakta, kullanım ömrü dolan ve piyasadan çekilen araçların hem çevresel etkilerinin azaltılması hem de ekonomiye kazandırılması sağlanmaktadır. Çevreyi korumak ve atıkların geri kazanımı adına ömrünü tamamlayan araçlar için AB’de ve Türkiye’de yasal mevzuat bulunmaktadır.
AB: ÖTA Direktifi (2000/53/EC – End of Life Vehicle ELV Directive): 2000 yılında yayımlanan yönetmelik ile hurda araçlardan kaynaklanan atıkların önlenmesi ve çevreyi koruma amaçlı olarak bu araçların parçalarının toplanması, yeniden kullanılması ve geri dönüştürülmesinin yaygınlaştırılması amaçlanmaktadır. ÖTA Direktifi yeniden kullanım, geri dönüşüm ve araçlar ile araç parçalarının geri kazanımı konusunda net hedefler belirlerken, üreticileri geri dönüştürülebilir araçlar üretmeleri konusunda da teşvik etmektedir.
Türkiye: Ömrünü Tamamlamış
Araçların Kontrolü Hakkında
Yönetmelik (ÖTA Yönetmeliği)
(30.12.2009 Tarih ve 27448 No’lu
RG) 2009 Yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yayımlanan yönetmelik, AB’nin ÖTA Direktifi (2000/53/EC – End of Life Vehicle ELV Directive) ile büyük ölçüde uyumludur. 01.01.2020 tarihinden itibaren kullanım-geri kazanım oranlarının ortalama araç ağırlığının en az %95’ine ve yeniden kullanımgeri dönüşüm oranlarının ise ortalama araç ağırlığının en az %85’ine çıkarılmış, üye firmalar bu hedeflere uyum sağlamaktadır.
Batarya Yönetimi
Ülkelerin 2050 Karbon Nötr hedefleri ile beraber elektrikli araç pazarı önemli ölçüde artacak olup, 2050 ye giden bu yolda özellikle batarya tedariki ve yönetimi ön plana çıkmaktadır. Avrupa Komisyonu’nun Yeni Döngüsel Ekonomi Aksiyon Planı’na bakıldığında belirlenen 7 sektör/alandan birinin de bataryalar olduğu görülmektedir.
Batarya teknolojisi hem otomotiv hem de enerji sektörleri için dönüştürücü bir teknoloji olmakla birlikte, enerji kullanımı ve iklim değişikliğine gerçek anlamda katkısı ancak döngüsel ve sürdürülebilir ekonomi standartlarına bağlı bir sanayi geliştirilmesi durumunda mümkün olacaktır. Bu ekonomik anlayış, batarya için gerekli maddenin
çıkarılmasından, malzeme üretimine, batarya hücresi üretim süreçlerinden, kullanım alanlarına ve şekillerine kadar uzanmalıdır. Bu doğrultuda, otomotivde kullanılan bataryaların kapasitesi ilk kapasitesine göre yaklaşık %80 azaldığında, daha ucuz araçlarda ya da enerji depolama alanında ikinci el batarya olarak kullanılması beklenmektedir. Bu sebeple ikinci el batarya pazarının özellikle 2025 yılından itibaren önem arz edeceği tahmin edilmektedir. Bu kapsamda AB’de olduğu gibi, ülkemizde de ömrünü tamamlayan bataryaların enerji depolama amaçlı ikincil kullanım olanakları ve sonrasında ise geri kazanılarak özellikle değerli minerallerin ülkemize kazandırılması konusunda projeler yürütülmektedir.
Su ve Atıksu Yönetimi
İklim krizi ile mevcut su kaynakları üzerinde tehditler oluşmakta, su kıtlığı dünya nüfusunun önemli bir kısmını tehdit etmektedir. Bunun yanında küresel su kullanımı da giderek artmaktadır. The United Nations World Water Development Report 2021’a göre son yüz yılda küresel su kullanımı %15 oranında artış gösterirken, kullanım her yıl %1 oranında artmaya devam etmektedir.
Tüm bu nedenlerle OSD Üyesi
firmaları üretim faaliyetlerinde sorumlu su yönetimi yaklaşımını benimsemektedir. Yapılan yatırım, iyileştirme faaliyetleri ve özellikle boyahanelerde en iyi teknolojilerin kullanımı ile hem su kullanım verimliliğini artırmak hem de suyun yeniden kullanımı konusunda projeler geliştirilmektedir. %36
Son 15 yılda birim araç başına su kullanımı azaltımı
Kişi başına kullanılabilir su miktarı göz önünde bulundurulduğunda Türkiye artık su stresi çeken bir ülke olarak kabul edilmektedir. WWF Türkiye raporuna göre, Türkiye’de 2030 yılında 100 milyonluk nüfusla kişi başına düşen su miktarı 1100 m3’e düşecek ve ülkemizdeki su stresi iyiden iyiye kendini gösterecektir. 2015-2020 yılları arasında birim su kullanımı açısından önemli bir değişiklik görülmemekle birlikte, 2015 yılı öncesi değerlendirildiğinde (2010-2020 yılları arasında) birim hafif araç üretimi başına su kullanımı %17 azalmıştır. Daha da geçmiş yıllara göre değerlendirme yapıldığında (son 15 yıl) birim araç başına su kullanımının %36 gibi önemli ölçüde azaldığı görülmektedir.
Atıksu tüketimine bakıldığında 2010-2020 yılları arasında toplam atıksu miktarı yapılan yatırım ve projelerle %30 azalırken, birim atıksu %43 azalmıştır. Bu başarılar, sektörü önümüzdeki dönemde proses suyu geri dönüşümü anlamında çalışmalar yapmaya teşvik edecektir.
Üretimde Su Kullanımı ve Atıksu*
Üye tesislerimiz, yapmış oldukları su teknolojileri yatırımları ile 2020 yılında 300 bin m3’den fazla atıksuyu geri kazanarak yeniden kullanmıştır.
Operasyon süreçleri için temin edilen su, şebeke ve yer altı su kaynaklarından sağlanmaktadır.
Operasyon süreçleri için temin edilen su, şebekeden ve yer altı su kaynaklarından sağlanmaktadır. Yer altı suyu kullanımları yasal mevzuat ile kontrol altına alınmıştır. Bu kapsamda yer altı suyu kullanan OSD üyeleri ilgili mevzuat yükümlülüklerini yerine getirerek, akifere olan etkilerini kontrol altında tutmayı hedeflemektedir.
Suyun verimli kullanılmasının yanı sıra üretim süreçleri sonucunda ortaya çıkan endüstriyel atıksular ve tesislerde oluşan evsel atıksular arıtma tesislerinde arıtılmakta olup, alıcı ortama verilen arıtılmış sular Su Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği Tablo 18.2 parametre ve limitlerine göre deşarj edilmektedir.
Ayrıca arıtma tesislerine ilave olarak üye tesislerimiz, yapmış oldukları su teknolojileri yatırımları ile 2020 yılında 300 bin m3’den fazla atıksuyu geri kazanarak yeniden kullanmıştır.
Çalışanların farkındalığının artırılması için verilen çevre yönetimi eğitimleri içinde su ve atıksu yönetimi hakkında bilgi paylaşımı yapılmaktadır.
BİYOÇEŞİTLİLİK
Tüm faaliyetlerde mevcut flora ve faunayı korumak ve oluşabilecek etkileri yönetmek için gerekli tüm önlemler alınmaktadır.
Üye firmalar fidan dikim etkinlikleriyle biyoçeşitliliğin korunmasına katkıda bulunmaktadır.
Biyoçeşitliliğin korunması gereği tüm faaliyetlerinde mevcut flora ve faunayı korumak ve oluşabilecek etkileri yönetmek için gerekli tüm önlemleri alıyoruz. Bu önlemlerin başında, gerçekleştirilecek projelerin Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporlarının hazırlanması ve bu raporlar kapsamında, proje etki alanı içinde kalan flora ve faunanın
ve ilgili önlemlerin belirlenmesi gelmektedir. Bu kapsamda, OSD üyeleri sivil toplum kuruluşları ve üniversiteler gibi paydaşlarla iş birlikleri kurularak arazi çalışmaları ile tükenme tehlikesi barındıran türlerin belirlenmesi, izlenmesi ve koruması için önlem ve tavsiyeleri içeren programlar oluşturup iş birlikleri gerçekleştirmektedir. Aynı zamanda, üye firmalar ıhlamur, incir, fıstık çamı ve sedir fidanı gibi fidan dikimi etkinlikleriyle biyoçeşitliliğin korunmasına katkıda bulunmaktadır. Üye firmaların, yüksek biyoçeşitlilik alanında yer alan operasyonları ve IUCN Kırmızı Liste’de yer alan yaşam alanlarında faaliyetleri bulunmamaktadır.
İNSAN KAYNAKLARI
Otomotiv sanayiinin en önemli rekabetçilik unsurlarından birisi olan nitelikli iş gücünün korunması ve geliştirilmesi 2020 yılının en öncelikli konusu olmuştur.
İnsan Kaynakları Politikası ve
53 Bin+
Yüksek Nitelikli
İş Gücü İstihdam Gelişimi
Stratejik hedefler ve sürdürülebilir
öncelikler ile ilgili istihdam kültürü oluşturmak, yetenek yönetimi ile nitelikli çalışanları sektöre kazandırmak, çalışanların performansını yükseltecek çalışma ortamları yaratmak, çeşitliliği gözetmek, fırsat eşitliğini sağlamak ve insan kaynakları süreçlerini sürekli iyileştirmek OSD üyelerinin insan kaynakları politikalarının öncelikleridir.
Otomotiv Ana Sanayi İstihdam Gelişimi
Adet
2020 yılı ilk çeyreğinde ortaya çıkan pandemi nedeniyle, özellikle Mart ve Nisan aylarında üretim duruşları kaçınılmaz hale gelmiş olsa da, sanayide proje çalışmaları, ve yatırımlar planlandığı şekilde devam etmiştir. Gerek yeni projeler gerekse pandemi nedeniyle üretimde yaşanabilecek aksaklıklara karşı önlem amacıyla otomotiv ana sanayisinde istihdam %6 artış göstererek 53 bin adeti aşmıştır. Otomotiv sektörünün lokomotif gücü konumundaki ana sanayinin, tüm değer zinciri üzerindeki çarpan etkisi dikkate alındığında, sektörün toplam istihdamı 500 bin kişi üzerinde hesaplanmaktadır.
Otomotiv sanayiinin en önemli rekabetçilik unsurlarından birisi olan nitelikli iş gücünün korunması ve geliştirilmesi 2020 yılının en öncelikli konusu olmuştur. 2021’de de proje çalışmalarına devam eden ve yeni yatırım kararlarını açıklayan sanayide, istihdam artışı devam edecektir.
Sanayinin en kuvvetli yönlerinden birisi olan Ar-Ge faaliyetleri 4.008 Ar-Ge çalışanı ile 2020 yılında da hız kesmeden devam etmiştir.
Demografik Göstergeler
Otomotiv sanayiinin nitelikli iş gücü, yüksek eğitim ve yetkinlik seviyesi ile küresel iş dünyasına örnek teşkil eden kurumsal iş yapış tarzı sayesinde ülkemize yeni yatırım çekilmesinde önemli bir kriter olarak ön plana çıkmaktadır. Toplam istihdamının %22’sini ofis çalışanlarının oluşturduğu OSD üyeleri, yüksek kalibreli iş gücünün sanayimizde uzun soluklu istihdamını korumak amacı ile çalışmalarını sürdürmekte ve ciddi yatırımlar yapmaktadır.
Örnek seviyede eğitimli istihdama sahip otomotiv sanayiinde saha çalışanlarının %60’dan fazlası meslek okulu mezunlarından oluşmaktadır. Mesleki gelişim için meslek okullarının öneminin farkındalığı ile OSD üyeleri meslek okullarının geliştirilmesi için birçok faaliyet sürdürmektedir. Ofis çalışanlarının kabaca %90’ının lisans ve üstü mezuniyete sahip olduğu sanayide, firmalar kendi bünyelerinde yer alan akademilerinde
eğitim faaliyetlerine sürekli olarak devam etmektedir. Değişen dünyada iş gücünün yetkinlik seviyesinin sürekli gelişiminin sağlanması otomotiv sanayiinin iş süreçlerinin olağan bir parçası konumundadır. Nitelikli iş gücünün sanayi bünyesinde korunması rekabetçilik için önemli bir unsur olarak görülmekte ve bu amaçla stratejiler geliştirilmektedir. Beyin göçü sanayimizin rekabetçilik kaybı için önemli bir risk olarak görülmektedir.
Saha Çalışanı Ofis Çalışanı
İlköğretim %7,7 %0,5
Lise %32,9 %2,2
Meslek/Teknik Lise %39,3 %3,3
MYO %18,1 %7,0
Üniversite %2,0 %64,9
Yüksek Lisans %0,1 %19,5
Doktora – %0,8
Diğer – %2,0
Toplam %100 %100
İNSAN KAYNAKLARI
OSD ve üyeleri, kuruluşlarından günümüze insan haklarına her zaman saygılı davranmış ve çalışanlarının memnuniyetini ön planda tutmuştur.
Genç bir istihdama sahip olan ana sanayide ortalama yaş 35’tir. Bilgi birikiminin ve tecrübenin korunmasının önem taşıdığı sanayide ortalama kıdem 9 yılın üzerindedir.
İnsana Verilen Değer (Çeşitlilik, bilgi paylaşımı ve takdir)
OSD ve üyeleri, kuruluşlarından günümüze, kurum kültürünün bir parçası olarak insan haklarına her zaman saygılı davranmış, farklılıkları zenginlik olarak görerek avantaja çevirmiş ve çalışanlarının memnuniyetini ön planda tutmuştur. Bu ilkelerden hiçbir koşul altında taviz vermeyen OSD ve üyeleri, en öncelikli paydaş grubunu oluşturan çalışanlarını, başarısında ve sürdürülebilirliğinde rol oynayan en önemli değer olarak görmektedir. OSD üyeleri çalışan bağlılığı anketi gibi kurum içi iletişim kanalları aracılığıyla çalışanlar tarafından iletilen talepler dikkate alınarak gerekli çalışmaları hedefler.
Kadın Çalışanlar
Kadın çalışan iş gücünün desteklenmesine ve istihdamına öncelik veren OSD ve üyeleri, kadınların her seviyede finansal hayatın içinde yer alabilmesini sağlamayı hedeflemektedir. Aynı zamanda kadınları otomotiv dünyasına çekmek için fırsatlar yaratmakta ve kariyer yolunda desteklemektedir.
Dünyada ve Türkiye’de yapılan birçok çalışmanın ortak sonucu kadınların ekonomik hayattaki varlıklarının hem yaratılan değerler zincirinde hem de elde edilen kazançlar üzerinde pozitif etkisi olduğunu göstermektedir. Kadınların ekonomik hayata erkeklerle eşit katılımının sağlanması, Türkiye’nin en önemli meselelerinden biri olarak görülmektedir.
OSD ve üyeleri otomotiv sanayiinde kadın istihdamını artırmak üzere birçok çalışma sürdürmektedir. Bu kapsamda, OSD 2017 yılında
Deloitte ile birlikte “Türkiye Otomotiv Sanayiinde Kadın” başlıklı bir araştırma hayata geçirmiştir.
OSD üyelerinde çalışan toplam 1.143 beyaz yaka kadın çalışanın katıldığı bu çalışmada elde edilen verilerle Türk kadınlarının otomotiv sanayiinde konumlarının resmedilmesinin ötesinde Avrupa ve Amerika’daki hemcinslerinin de durumlarıyla karşılaştırmalı analizlerine yer verilmiştir. Kadınların sektörden beklentilerini, ayrıca sektörün kadınlar için nasıl daha çekici hale getirilebileceği kadınların gözünden anlatılmaya çalışılmıştır. Araştırmaya katılan beyaz yakalı kadınların %95’i üniversite ve üstü seviyede eğitimli ve %57’si mühendislik eğitimi almış kişilerden oluşmuştur.
Araştırmaya göre katma değeri yüksek üretim yapabilmek için daha fazla yüksek nitelikli kadın iş gücünün sektöre çekilmesi önem arz etmektedir. Otomotiv sanayiindeki kadınlar, kadın liderler ve kadın çalışan temsiliyetinin azlığına da dikkat çekmektedirler.
Katılımcıların %85’i endüstri içerisinde kadın lider eksikliğini vurgularken, %78’i kendi çalıştıkları şirketler içerisinde yeterli kadın üst düzey yönetici olmadığının altını çizmektedirler.
Otomotiv sanayii başta olmak üzere iş hayatında kadınların seslerinin daha fazla duyulması, dengeli kurumsal yapının kurulması, yaratıcı bakış açılarının geliştirilmesi; ekonomik performansın artırılmasında çok büyük rol oynayacaktır.
Kadınlar otomotiv dünyasının geleceği için elzem bir güç olarak karşımıza çıkmaktadır. Kadın istihdamını hem genel anlamda hem de otomotiv sanayii özelinde artırmak zorlu ama kadınların istihdama katılması, Türkiye’nin sosyo-ekonomik anlamda gelişimi, kadınların toplumdaki statülerinin iyileşmesi ve otomotiv sanayiinin geleceğe güçlenerek yürümesi için hayati bir öneme sahiptir.
İNSAN KAYNAKLARI
OSD ve üyeleri, çalışanlarının potansiyellerini ortaya çıkarabilecekleri süreçler tasarlayıp sürekli gelişimleri için fırsat ve ortam sunmaktadır.
Üniversite-sanayi iş birliği projeleri, staj ve işveren markası süreçleri ile nitelikli ve potansiyele sahip iş gücünün kazandırılması sağlanmaktadır. OSD 2019 yılında ise KPMG Türkiye ile birlikte otomotiv ana sanayisinde faaliyet gösteren çeşitli büyüklükteki organizasyonların teknoloji bölümlerinde çalışan üst düzey kadın yöneticilerle, yüz yüze derinlemesine görüşmeler yaparak “Otomotiv Sanayiinde Teknolojide Kilidi Kırmak” başlıklı araştırmayı hayata geçirmiştir. Araştırma kapsamında otomotiv sanayiinde teknolojide çalışan kadın yöneticilere kariyerleri, başarılarının sırrı, karşılaştıkları zorluklar, işözel hayat dengesi, cinsiyet eşitliği konularında sorular yöneltildi ve kadın yöneticilerin iş dünyasına yönelik tavsiyeleri konusunda görüşleri 2020 yılı verilerine göre ortalama yaşı 32 olan toplam 5.312 kadın, otomotiv sanayiinde saha görevlerinden üst yönetime farklı kademelerde görev almaktadır. Ofis çalışanları arasında %25, saha çalışanlarında %6 olan kadın çalışan oranı toplam çalışanlar içinde %10 seviyesindedir. Sanayi kadın çalışan oranını artırma hedefi ile çalışmalarını sürdürmektedir. OSD’nin Dernek olarak yönetim kadrosunda ise kadın çalışan oranı %60’ın üzerindedir.
Yetenek Yönetimi
OSD ve üyeleri, sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmada en önemli güç
alınmıştır. ve her birini yetenek olarak gördüğü
çalışanlarının potansiyellerini ortaya Araştırmaya OSD üyesi şirketlerde çıkarabilecekleri süreçler tasarlayıp görev yapan 19 kadın yönetici sürekli gelişimleri için fırsat ve ortam katılmıştır. %89’u mühendis olan sunmaktadır. Birer yetenek olarak katılımcıların %68’i lisans, %32’si ise işe aldığı çalışanlarının gelişimini yüksek lisans mezunu. Yaşları 35- sürekli desteklemeyi ve onları üst 53 arasında değişen ve sanayide pozisyonlara hazırlamayı, etkili 13-30 yıllık tecrübeye sahip kadın iletişim kurarak yenilikçi ve yaratıcı yöneticiler, kadın çalışan oranının yönlerini ortaya çıkarmayı, eğitim az olduğu otomotiv dünyasında programları aracılığıyla çalışan bu dengeyi kadınlar lehine nasıl yetkinliğini artırmayı, mesleki ve çevirdiklerini paylaşmıştır.1 kişisel gelişimlerine katkı sağlayacak
programlara yönlendirmeyi, çalışanlara yaşam alanı olarak tasarlanan ortamlar sunmayı ve güvenli çalışma alanları sağlamayı hedeflemektedir.
1 http://www.osd.org.tr/sites/1/upload/files/otomotiv-sanayisinde-teknolojide-kilidi-kirmak-5520.pdf
%60
OSD Kadrosundaki Kadın Çalışan Oranı
Yetenek yönetimine ilişkin bazı örnek uygulamalar aşağıda sıralanmaktadır;
Üniversite-sanayi iş birliği projeleri, staj ve işveren markası süreçleri ile nitelikli ve potansiyele sahip iş gücünün kazandırılması sağlanmaktadır. Meslek liseleri-sanayi iş birliği kapsamında, endüstri meslek liselerinde eğitim gören öğrencilere staj imkanları sunulmaktadır.
Farklı gruplara yönelik kısa süreli ve uzun süreli yetenek kazanım programları uygulanmaktadır. Bu programlar sayesinde ihtiyaç olan yetenekler henüz lise/ üniversite öğrenimlerini sürdüren öğrenciler arasından seçilmektedir.
Yapılandırılmış yetenek kazanım programları ile iş hayatında sahip olunması gereken bilgi ve becerilerin kazanmaları sağlanmakta, mezuniyet sonrasında istihdam olanakları sunulmaktadır.
Sektör için nitelikli iş gücünün erken teşhis edilmesi için üniversitelerin yönetimleri, kariyer kulüpleri ve öğrenci toplulukları ile iletişim halinde kalıp, yıl boyunca düzenlenen etkinliklere (Zirve, Fuar, Seminer, Davetler) katılım göstererek öğrenciler sektörde yetişmiş ve aranılan profil, yetkinlik, bilgi ve beceri setleri hakkında bilgilendirilmektedir.
Çalışanların kariyerleri fırsat eşitliği ilkesi ile işletilen şeffaf bir kariyer yönetim sistemleri ile desteklenmektedir.
İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ
Üye firmalarımız çalışanlarının iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili gerekli
tüm önlemleri almaktadır.
Üye tesislerin tamamında İş Sağlığı ve Güvenliği yönetim sistemi oluşturulmuş, üye tesislerden 13 tanesi ISO 45001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi Standardı ile belgelendirilmiştir.
Otomotiv sanayisi İş Sağlığı ve
Güvenliğine İlişkin İşyeri Tehlike Sınıfları Tebliğ’ine göre iş sağlığı ve güvenliği bakımından tehlikeli sınıfta yer almaktadır. Sektör olarak tüm çalışanlarımıza güvenli ve sağlıklı bir çalışma ortamı oluşturmayı, çalışanların bedenen, ruhen ve sosyal olarak koruma gerekliliğini en temel sorumluluğumuz olarak görüyoruz.
Üye firmalarımız faaliyetleri ile ilgili iş sağlığı ve güvenliği risklerini belirleyerek hem çalışanlarının hem de sahalarında hizmet veren tüm tedarikçilerinin iş sağlığı ve güvenliği (İSG) ile ilgili gerekli tüm önlemlerini almaktadır. Ulusal ve uluslararası mevzuatlara uyum sağlanmakta ve İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi kurulmuş olup, tüm tesislerde İSG Kurulları İş Kanunu’nda belirtilen çerçevede görev almaktadır. Üye firma çalışanları İSG konularında görüş ve önerilerini firmalarındaki İSG kurulları ve diğer iletişim kanalları aracılığıyla yönetimlerine iletebilmektedir.
Üye tesislerin tamamında İş Sağlığı ve Güvenliği yönetim sistemi oluşturulmuş olup üye tesislerden 13 tanesi ISO 45001 İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi Standardı ile belgelendirilmiştir.
Her yıl periyodik olarak üyeler İSG eğitimleri gerçekleştirmekte, sağlık gözetimi yapmakta, meslek hastalığı riski yüksek olan çalışanlar için önlemler alınmakta, güvenli çalışma ortamının devamlılığı için risk analizi faaliyetleri gerçekleştirmekte, iş kazaları ve ramak kala olaylarının takibi için aksiyon planları oluşturmakta ve takibini sağlamaktadır.
6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği
Kanunu’na göre işveren, çalışanların İSG eğitimlerini almasını sağlar. Otomotiv sanayii gibi “Tehlikeli” sınıfta yer alan işyerlerinde eğitimler, 2 yılda en az bir defa 12 saatten az olmamak üzere gerçekleştirilir. Eğitimin asgari olarak hangi konuları içereceği Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği
Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik’in Ek-1’inde tanımlanmıştır. İSG eğitimi özellikle; işe başlamadan önce, çalışma yeri veya iş değişikliğinde, iş ekipmanının değişmesi veya yeni teknoloji uygulanması halinde verilmektedir. Eğitimler, değişen veya ortaya çıkan yeni riskler de dikkate alınarak yenilenmekte, gerektiğinde ve düzenli aralıklarla tekrarlanmaktadır. İş kazası geçiren veya meslek hastalığına yakalanan çalışana işe başlamadan önce ilave eğitim verilmektedir. Ayrıca, işten 6 aydan fazla süreyle uzak kalanlara, işe tekrar başlamadan önce eğitim verilmektedir. Destek elemanları ve çalışan temsilcilerine ise görevlendirileceği konularla ilgili ayrıca eğitim verilmekte ve/ veya aldırılmaktadır. Genç çalışanlar, engelli, gebe ve emziren çalışanlar gibi özel politika gerektiren çalışanların özellikleri dikkate alınarak gerekli eğitimler verilmektedir. Bu doğrultuda İSG olgusunun
içselleştirilmesi ve politika haline getirilmesi hedeflenirken, çalışanlar için güvenli çalışma ortamları yaratılması için de çalışmalar yürütülmektedir.
2020 yılında, OSD üye firmaları tarafından yaklaşık 563 bin saatlik iş sağlığı ve güvenliği (İSG) eğitimi gerçekleştirilmiştir. OSD üye firmaları tarafından gerçekleştirilen eğitimler sonucu çalışan başına yaklaşık 12 saat/çalışan İSG eğitimi verilmiştir. Pandemi nedeniyle, beyaz ve mavi yaka için yüz yüze eğitimlerin yanı sıra uluslararası standartlara uygun, yönetilebilir, izlenebilir ve çalışanların ulaşmakta güçlük çekmeyeceği online platformlar üzerinden İSG eğitimleri verilmiştir.
İSG mevzuatı bilgi ve tecrübe paylaşımı amacıyla OSD üyelerinin İSG uzmanı/ yöneticilerinin bir araya gelmesiyle OSD İSG Komitesi kurulmuş ve 2008 yılından buyana faaliyet göstermektedir. İSG
Komitesinin güncel İSG Mevzuatının takip edilmesi, İSG Mevzuatı kapsamında bilgilendirme çalışmaları yapılması, üyelerden gelen sorunların çözümünde ilgili kurum/kuruluşlar ile iş birliği yapılması ve çözüm önerileri oluşturulması, uygulama örnekleri (çalışan katılımı, üst yönetimin rol model olması, ergonomi, risk değerlendirme, acil durum ve tatbikatları, kimyasal yönetimi, İSG liderlik ve kültür oluşturulması, alt işveren İSG uygulamaları vb.) konusunda bilgi ve tecrübe paylaşımı, İSG konusunda farkındalığı artırmak için olumlu ve başarılı çalışmaların ilgili platformlarda sunulması konularında çalışmaktadır. OSD üyelerinin İş Sağlığı ve Güvenliği konusunda yapmış olduğu çalışmalar ve iyi uygulamalar hem Türkiye hem de uluslararası düzeyde ödüller almakta ve örnek gösterilmektedir. Konunun öneminin bilinci ile İSG
Komitesi faaliyetleri kapsamında OSD üyeleri, 2016 yılında bu başarıyı bir sosyal sorumluluk projesine dönüştürme kararı almıştır. Komite, İSG uygulamaları konusunda otomotiv tedarik sanayii firmalarında farkındalığı artırmak amacıyla sosyal sorumluluk projesi olarak “Otomotiv
Sanayiinde İSG İş Güvenliği İyi Uygulamaları Seminerleri”ni düzenlemektedir. Bu sayede üyelerin yapmış olduğu çalışmalar ile iyi uygulamalar geleneksel hale getirilen “Otomotiv Sanayiinde İş Sağlığı ve Güvenliği İyi Uygulamaları Semineri” ile diğer paydaşlara aktarılmaktadır.
OSD bünyesinde üyelerin 2016 yılından bu yana İSG verileri sürdürülebilirlik nezdinde takip edilen bir metrik haline dönüştürülmüş, üyelerin benchmark çalışması yapması ve iyi uygulamalarını paylaşmasına olanak tanınmıştır. Üyeler nezdinde, iş kazası oranlarının düşürülmesi amacıyla stratejik çalışmalar yapılmaktadır.
İş kazası sıklık oranı, belirli bir çalışma süresi diliminde yaşanan iş kazası sayısını ifade etmektedir. Her
1 milyon çalışma saati başına yaşanan iş kazası sayısı genel karşılaştırma yöntemi olarak kullanılmaktadır. İş
kazası sıklık oranı hesaplanırken, hesaplama yapılan dönemde toplam kaç saat çalışma yapıldığı ve kaç adet iş kazası olduğu göz önünde bulundurulmaktadır. OSD bünyesinde üyelerin 2016 yılından bu yana İSG verileri sürdürülebilirlik nezdinde takip edilen bir metrik haline dönüştürülmüş, üyelerin benchmark çalışması yapması ve iyi uygulamalarını paylaşmasına olanak tanınmaktadır.
İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ
2016-2020 yılları arasında kaza sıklık oranı %39, kaza ağırlık oranı %17
azalmıştır.
İş kazası ağırlık oranı, belirli bir
Kaza Sıklık Oranı = Toplam Kayıp Günlü Kaza Sayısı/
Çalışma Saati *1.000.000
2, 7
1,8 1,6
2016 2017 2018 2019 2020
Kaza Ağırlık Oranı = Toplam Kayıp Gün Sayısı*1.000 / Çalışma Saati
0,035
0,025
2017 2018 2019 2020
2.932
616
240
Kayıp Günlü Kaza Adedi Kayıp Günsüz Kaza Adedi Kayıp Gün
çalışma süresi diliminde, meydana gelen iş kazaları nedeniyle oluşan toplam kayıp gün sayısını ifade etmektedir. Her 1.000 çalışma günü başına oluşan kayıp gün sayısı genel karşılaştırma yöntemi olarak kullanılmaktadır. İş kazası ağırlık oranı hesaplanırken, hesaplama yapılan dönemde toplam kaç gün çalışma yapıldığı ve kazalar nedeniyle ne kadar kayıp gün olduğu göz önünde bulundurulmaktadır.
OSD üyeleri tarafından kullanılan hesaplama yöntemleri yan taraftaki kaza sıklık oranı ve kaza ağırlık oranını gösteren grafiklerde paylaşılmıştır.
2016-2020 yılı kaza sıklık oranı ve kaza ağırlık oranı değerlerine bakıldığında, iş sağlığı ve güvenliği alanında güvenli ekipmanların kullanılması, güvenli durum ve davranışların artırılması, İSG kültürünün içselleştirilmesi, yasal mevzuatların yanı sıra ISO 45001 başta olmak üzere uluslararası standartlara uyum ile kaza sıklık oranının %39, kaza ağırlık oranının %17 azaldığı görülmektedir. (NOT:
Mercedes Hoşdere, Hattat, Türk Traktör hariç veri)
2020 yılında tüm tesislerde kayıp günlü kaza adedi 240, kayıp günsüz kaza adedi 616 ve kayıp gün sayısı 2.932 olarak tespit edilmiştir.
OSD üyeleri bünyelerinde İSG performansının iyileştirilmesi, kaza sıklık ve kaza ağırlık oranlarının düşürülmesi amacıyla ölçülebilir hedefler belirlemekte, güvenli çalışma ortamlarının oluşturulması ve korunması amacıyla çalışmalar yapmaktadır. Bu çalışmaların yanında, risklerin ortadan kaldırılması, çalışanların korunması ve verimliliğin artırılmasına yönelik risk analizleri yapılmaktadır.
COVID-19 Pandemi ve Güvenli İş
Ortamı Uygulamaları
firmaların ve ziyaretçilerin uymaları
gereken kuralları içeren rehberde belirtilen uygulamalar ana sanayii için kılavuz olmuştur.
İşe Yeniden Başlama süreci ve sonrasında salgın süresince sağlıklı ve güvenli iş ortamını temin etmek için gerekli prosedürler ve uygulamalar geliştirilmiş, OSD İK Komitesi ve İSG Komitesi toplantılarında iyi uygulama örnekleri paylaşılmıştır. 2020 yılında pandemi ile birlikte otomotiv sanayiinin önceliği çalışanlarının sağlığının korunması ve iş güvencesinin sağlanması olmuştur.
2020 yılında pandemi ile birlikte otomotiv sanayiinin ilk önceliği çalışanlarının sağlığının korunması ve iş güvencesinin sağlanması olmuştur. Pandemi ile birlikte, uzaktan çalışma modelleri hızla devreye alınmış, sağlık tedbirleri en üst seviyeye çıkartılmış, iş ortamında gereken fiziki düzenlemeler ivedilikle yapılmıştır. Ana sanayinin pandemi sürecini yönetim şekli birçok sektöre örnek oluşturmuş, olağanüstü sürece hızlı adaptasyon ile bir başarı ortaya koyulmuştur.
Koronavirüs salgını nedeniyle ara verilen üretime yeniden başlama sürecinde, otomotiv ana sanayii özel koşulları ve süreçleri paralelinde OSD İnsan Kaynakları Komitesi tarafından ‘’OSD İşe Dönüş Rehberi’’ hazırlanmıştır. Bu rehber hem üye firmalar hem de ilgili Bakanlıklar ve paydaşlarla paylaşılmış, Covid-19’la mücadele kapsamında alınması gereken hijyen ve güvenlik koşulları ile tüm çalışanların, taşeron/alt yüklenici
EĞİTİM VE KONFERANSLAR
2020 yılı boyunca, OSD üyeleri birim çalışan başına mesleki ve kişisel gelişimi hedefleyen ortalamada 43 saatlik eğitim faaliyeti gerçekleştirmiştir.
Uluslararası Otomotiv
Mühendisiği Konferansı (IAEC), otomotivdeki mühendislik ve Ar-Ge faaliyetlerine yön verme ve bilgi paylaşımı için 2016 yılından bu yana her yıl düzenlenmektedir.
2020 yılı boyunca, OSD üyeleri birim çalışan başına mesleki ve kişisel gelişimi hedefleyen ortalamada 43 saatlik eğitim faaliyeti gerçekleştirmiştir. Pandemi nedeniyle ofis çalışanları eğitimlerinde dijital kaynak kullanımı %70 seviyesinde olmuştur.
OSD eğitim odağındaki faaliyetlerine 2020 yılında da devam etmiştir.
Uluslararası Otomotiv Mühendisliği
Konferansı (IAEC)
Ülke ekonomisine önemli katkıları olan ve lider sanayi grupları arasında yer alan otomotiv, Ar-Ge ve inovasyon yeteneğinin geliştirilmesine, ürün geliştirme kapasitesinin artırılması için alternatif kaynakların kullanımının teşvik edilmesine ve üniversitesanayi iş birliğinin desteklenmesine gereksinim duymaktadır.
Bu ihtiyaç doğrultusunda, sektörün gelişimine katkı sağlamayı hedefleyen OSD gelişen teknolojiler, sektörel iyi uygulama örnekleri, trendler, tüketici beklentileri ve çevre ekseninde şekillendirdiği eğitim ve konferanslarını sürdürmektedir. Eğitim ve gelişim faaliyetleri, sanayimizin her kademesinde yer alan çalışanlar için gereklidir. Uluslararası Otomotiv Mühendisiği Konferansı (IAEC), bu amaç ve gerekliliklere dayanarak, otomotivdeki mühendislik ve ArGe faaliyetlerine yön verme ve bilgi paylaşımı için 2016 yılından bu yana her yıl düzenlenmektedir. Aynı zamanda otomotiv sanayiinde mühendislik konularında atılması gereken adımları ve mühendisliğin otomotiv sanayindeki mevcut dinamikleri ile uluslararası alanda uzman görüşlerinin teknik bir perspektif ile katılımcılara aktarılması amaçlanmaktadır.
2016 yılında “Otomotivde
Hafifleştirme” teması ile hafifleştirme, otomotiv mühendisliği eğitimi ve otomotiv sektöründe kariyer başlıklarında organize ederek günümüze kadar sektörün gelişimini odağında tutarak çeşitli temalara yer vermiştir. 2017 yılında Gelecekte Hareketlilik, 2018 yılında Otomotivde
Elektronik ve Yazılımın Bu Günü ve
Geleceği, 2019 yılında Elektrikli Araç Teknolojileri ve Geleceği temaları ile organize edilen IAEC, 2020 yılında pandemi nedeniyle online olarak gerçekleştirilmiştir. Bağlantılı Araçlar ve Akıllı Altyapı teması ile, Nesnelerin Interneti ve 5G, Veri Yönetimi, Bulut
Bilişim ve Siber Güvenlik, Bağlantılı
Araçlarda İletişim Güvenliği, Otonom
Araçlar, OPINA Projesi Tanıtımı, Akıllı
Şehirler, Bağlantılı Elektrikli Araçlar, Eğitim ve Ar-Ge başlıklarında 28 saat süren canlı yayına; 8 ana konuşmacı, 26 panelist, 6 farklı ülkeden 20 yabancı konuşmacı ve 7 akademisyen katılmıştır. Aynı zamanda 1039 kişi konferansa kayıt yaptırmıştır.
OSD Eğitim Zirvesi
OSD İnsan Kaynakları Komitesi altında çalışmalarını sürdüren Eğitim Çalışma Grubu, otomotiv ana sanayiinde eğitim alanındaki yeni ve iyi uygulamaların paylaşıldığı “OSD Eğitim Zirvesi”ni 2018 ve 2019 yıllarında gerçekleştirmiştir. OSD üyelerinin yanı sıra tedarik sanayinde faaliyet gösteren firmaların eğitim yöneticilerinin katılım sağladığı zirvede OSD üyelerinin eğitim alanındaki iyi ve yeni uygulamaları katılımcılar ile paylaşılmıştır.
OSD İnsan Kaynakları Komitesi altında çalışmalarını sürdüren Eğitim Çalışma Grubu, otomotiv ana sanayiinde eğitim alanındaki yeni ve iyi uygulamaların paylaşıldığı
“OSD Eğitim
Zirvesi”ni 2018 ve 2019 yıllarında gerçekleştirmiştir.
EĞİTİM VE KONFERANSLAR
OSD Eğitim Çalışma Grubu mühendislik öğrencilerine yönelik Otomotiv Online Yaz Kampı projesini planlayarak hayata geçirmiştir.
Uluslararası
Efficiency
Challenge Elektrikli Araç Yarışları organizasyonlarında TÜBİTAK ile OSD
arasında 3 yıldır iş birliği yapılmaktadır. Elektrikli Araç Yarışları
Uluslararası Efficiency Challenge
Elektrikli Araç Yarışları organizasyonlarında TÜBİTAK
ile OSD arasında 3 yıldır iş birliği yapılmaktadır. Genel amacı temiz ve verimli enerji konseptiyle gelecekte tüm dünyada yaygınlaşacak olan elektirikli araç teknolojileri konusunda öğrencilerin bilgi ve deneyimlerini artırmak, katılımcıların alternatif enerjilerle ilgili araştırma imkânı edinip gelişmeleri takip etmelerini sağlamak olan Uluslarası Efficiency Challenge Elektirkli Araç Yarışları kapsamında
OSD ve üyeleri yarışa katılan Lise ile Üniversite öğrencilerine yarış hazırlık süreçlerinde katkı sağlanmıştır.
Uluslararası Efficiency Challenge
Otomotiv Yaz Kampı
2020 yılında pandemi ile birlikte öğrencilerin staj imkanına erişimi kısıtlı kalmıştır. Bu farkındalık ile 2021 yılında OSD Eğitim Çalışma Grubu sosyal sorumluluk amaçlı, ağırlıklı olarak mühendislik öğrencilerine yönelik Otomotiv Online Yaz Kampı projesini planlayarak, OSD üyelerinden uzman kişilerin deneyimlerini katılımcılara aktardıkları, aktiviteler ile zenginleştirilmiş bir etkinlik hayata geçirmiştir. Online Etkinlik sayesinde katılımcılar sektörü yakından tanıma imkânı yakalamışlardır. Etkinlik kapsamında 50 bin üzerinde öğrenci kayıt yaptırmış olup, gerekli şartları sağlayan öğrenciler online staj katılım belgesi almaya hak kazanmışlardır. Otomotiv Yaz kampı projesi 29 üniversitenin Makina, Endüstri, Elektrik Elektronik Mühendisliği gibi bölümleri tarafından yaz stajı olarak kabul edilmiştir.
Otomotiv Yaz Kampı Genç Sohbetler özel oturumlarında öğrenciler sektörün CEO ve CHR Lider isimleri ile buluşmuş, bu yayınlarda öğrenciler merak ettikleri soruları yöneticilere sorma ve yöneticilerin öğrencilik yılları, tecrübeleri, kendilerini ne zaman keşfettiklerini dinleme şansı elde etmiştir. Online canlı yayınlar anlık 36 binden fazla öğrenci tarafından izlenmiş, CEO ve CHR Liderleri ile gerçekleştirilen 4 özel oturumun toplam izlenme sayısı 188 bini aşmıştır.
OSD ÖDÜLLERİ & SOSYAL SORUMLULUK
2020 yılında üyelerimizden Mercedes
Benz Türk A.Ş. “Her Kızımız Bir
Yıldız Projesi” ile ödül almaya hak
kazanmıştır.
OSD, 90’lı yıllardan bu yana, üyelerine başarı ödülleri takdim etmektedir. OSD üyeleri arasında tutar bazında en yüksek ihracatı gerçekleştiren üç üye ve yıllık bazda ihracatını yüzdesel olarak en fazla artıran bir üye “OSD İhracat Başarı Ödülü” almaya hak kazanmaktadır. Ayrıca OSD üyeleri arasından yıl bazında en fazla patent tescili yapan ilk üç üyeye de “Teknoloji Başarı Ödülü” verilmektedir.
İlk kez 2019 yılında takdim edilmeye başlanan, bağımsız jürinin değerlendirmesi sonucunda belirlenen ‘’OSD Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projesi Ödülü’’nü 2020 yılında üyelerimizden Mercedes Benz Türk A.Ş. “Her Kızımız Bir Yıldız Projesi” ile almaya hak kazanmıştır
Projenin detayları aşağıda verilmiştir.
Kadının her alanda hak ettiği güce, sosyal ve ekonomik hayatta fırsat eşitliğine kavuşması için Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği iş birliği ile yürütülen proje dahilinde eğitim bursları sağlanmakta, kişisel gelişim atölyeleri ve mesleki gelişim programları düzenlenmektedir 2004 yılında 17 ilde 200 kızı destekleyerek başlayan projede bugün her yıl 200’ü üniversite olmak üzere, her yıl 60 ilde 1200 Yıldız Kız Mercedes-Benz Türk bursu ile eğitim görmektedir. Yıldız Kızlar, yaşadıkları şehirlerde ziyaret edilirken kişisel gelişim atölyeleri düzenlenerek, eğitimlerini sürdürmeleri ve meslek sahibi olmaları yönünde destekleniyorlar. 2013’ten bu yana 32 şehirde 750’den fazla Yıldız Kız kişisel gelişim atölyelerine katılmıştır. 300’den fazla Yıldız Kız’a bilgisayar bilimleri ve kodlama eğitimi verilmiştir. Her yıl 5 farklı ilden 25 Yıldız Kız olmak üzere, bugüne kadar 350’den fazla Yıldız Kız İstanbul’da 1 hafta boyunca misafir edilerek çeşitli kültürel etkinliklere katılmaları sağlandı.
Aynı zamanda Mercedes-Benz Türk ve bayileri 2016’da kurulan Yıldız Kızlar veri bankasında özgeçmişleri bulunan bursiyerlerine staj ve iş olanakları da sunmaktadır. MercedesBenz Türk üretim tesisinde çalışan kadınların %20’si Yıldız Kızlar’dan oluşmaktadır.
Otomotiv ana sanayiine parça ikmali yapan başarılı tedarik sanayi kuruluşlarını ön plana çıkarmak, ana sanayii ve tedarik sanayi arasındaki iş birliği ve koordinasyon ortamını geliştirmek, “sistem, kalite, tesis ve kurumsallaşma” konularından gelişmeye teşvik etmek amacıyla 1993 yılından itibaren “Tedarik Sanayi Başarı Ödülleri” verilmektedir. OSD üyelerinin, kalite anlayışı, teslimat güvenirliği, teknoloji geliştirmedeki
yetkinliği ve rekabetçilik kriterleri çerçevesinde değerlendirmeleri ile belirlediği “Başarı Ödülleri” ve “Teknoloji ve Yenileşme” ile “Jüri Özel Ödülü” kategorilerinde tedarik sanayi ödüllerinin sahipleri belirlenmektedir.
OSD üyeleri arasında tutar bazında en yüksek ihracatı gerçekleştiren üç üye ve yıllık bazda ihracatını yüzdesel olarak en fazla artıran bir üye “OSD İhracat Başarı Ödülü” almaya hak kazanmaktadır.
EK 1: PAYDAŞLAR
Paydaşlarımız:
OSD ile İlişkili Paydaşlar Faaliyet
Uludağ İhracatçı Birlikleri (UİB) Otomotiv İhracatını Geliştirmeye Yönelik Çalışmalar
İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği Üzerinde Çalışmalar, Gözlemci Üyelik Statüsü
Otomotiv Teknoloji Platformu (OTEP) Kurucu Üye Statüsünde Ar-Ge ve İnovasyon Rekabetçiliğinin Geliştirilmesine Yönelik Çalışmalar
Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV) Kurucu Üye Statüsünde Teknoloji Geliştirme Çalışmalar
Akıllı Ulaşım Sistemleri Derneği (AUSDER) Kurucu Üye Statüsünde Akıllı Ulaşım Sistemlerine Yönelik Çalışmalar
Sektörel Dernekler Federasyonu (SEDEFED) Üye
International Organization of Motor Vehicle Manufacturers (OICA) Üye
The European Automobile Manufacturers’ Association (ACEA) Liaison Committee Üyesi
Katılım Sağladığımız Platformlar:
Ticaret Bakanlığı koordinasyonunda Gümrük Birliği’nin Güncellenmesi ve BREXIT Çalışma Grubu
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Otomotiv Sanayi Meclisi
Ticaret Bakanlığı koordinasyonunda Avrupa Yeşil Mutabakatı Çalışma Grubu
TOBB Avrupa Yeşil Mutabakatı Çalışma Grubu
TOBB Dijital Dönüşüm Çalışma Grubu
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu koordinasyonunda Elektrikli Araçlar Şarj Altyapısı Grubu
TÜBİTAK koordinasyonunda Motor Teknolojileri Teknoloji Yol Haritası Çalışma Grubu
TÜBİTAK Efficiency Challenge Elektrikli Araç Yarışları İşbirliği Paydaşı
IAEC Düzenleme Kurulu
Uluslararası Motorlu Araç Üreticileri Derneği (OICA) ve Avrupa Otomobil Üreticileri Derneği (ACEA) Komiteleri
Otomotiv Sivil Toplum Kuruluşları (STK’ları) Toplantıları
EK 2: EKONOMİK PERFORMANS GÖSTERGELERİ
EKONOMİK PERFORMANS GÖSTERGELERİ
METRİKLER Birim 2015 2020
Otomobil Üretimi Adet 791.027 855.043
Toplam Üretim* Adet 1.410.034 1.335.981
Toplam Araç İhracatı* Adet 1.007.355 930.031
İhracat Oranı % 71,4 69,6
Toplam Araç İhracat Değeri Dolar 12,9 Milyon 16.5 Milyon
Ar-Ge Harcamaları x1.000 TL 1.313.988 2.406.646
Ar-Ge İhracatı $ 121.379.971 105.765.930
*Traktör üreticileri dahildir.
EK 3: ÇEVRESEL PERFORMANS GÖSTERGELERİ
EKONOMİK PERFORMANS GÖSTERGELERİ
ENERJİ TÜKETİMİ Birim 2015 2020 Değişim
Toplam Enerji Kullanımı (Tüm Araçlar) kWh 2.487.090.142 1.591.304.860 -%36
Birim Enerji Kullanımı (Hafif Araçlar) kWh/adet 1.145 960,7 -%16
Birim Enerji Kullanımı (Ağır Araçlar) kWh/adet 8.663 3.774 -%56
SERA GAZI SALIMLARI (KAPSAM 1 + 2)
Toplam Sera Gazı Salımı (Tüm Araçlar)* ton 693.883 492.508 -%29
Birim Sera Gazı Salımı (Hafif Araçlar) ton/adet 0,424 0,356 -%16
Birim Sera Gazı Salımı (Ağır Araçlar) ton/adet 2,3 1,19 -%48
SU TÜKETİMİ
Toplam Su Kullanımı (Tüm Araçlar) m3 4.281.989 4.008.329 -%7
Birim Su Kullanımı (Hafif Araçlar) m3/adet 2,3 2,3 %0
Birim Su Kullanımı (Ağır Araçlar) m3/adet 20,5 29,4 %44
ATIKSU
Toplam Atıksu (Tüm Araçlar) m3 3.119.312 2.854.569 -%8
Birim Atıksu (Hafif Araçlar) m3/adet 1,9 1,9 %1
Birim Atıksu (Ağır Araçlar) m3/adet 9,7 11,9 %23
ATIK
Toplam Atık (Tüm Araçlar) kg 316.397 250.739 -%26
Birim Atık (Hafif Araçlar) kg/adet 209 176 -%19
Birim Atık (Ağır Araçlar) kg/adet 718 773 %7
Toplam Atık Geri Kazanım Oranı (Tüm Araçlar) % 96 97 –
ÇALIŞAN EĞİTİMİ Birim 2020
Toplam Eğitim Saat 657.082
İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ PERFORMANSI Birim 2015 2020
İş Kazası Sıklık Oranı Oran 3,8 1,6
ÇALIŞAN EĞİTİM DERECESİ Birim Saha Çalışanı Ofis Çalışanı
İlköğretim % 7,7 0,5
Lise % 32,9 2,2
Meslek Lisesi/Teknik Lise % 39,3 3,3
Meslek Yüksek Okulu % 18,1 7,0
Üniversite % 2,0 64,9
Yüksek Lisans % 0,1 19,5
Doktora % – 0,8
Diğer % – 2,0
ÇALIŞAN SAYISI Birim 2015 2020
Çalışan Sayısı Adet 48.748 53.293
YAŞ GRUBUNA GÖRE ÇALIŞANLAR Birim Kadın Erkek Toplam
Saha Çalışanı Ort. Yaş 29,4 34,6 34,1
Ofis Çalışanı Ort. Yaş 34,1 38,2 37,0
Toplam Ort. Yaş 31,9 35,3 34,8
KIDEME GÖRE ÇALIŞANLAR Birim Kadın Erkek Toplam
Saha Çalışanı Ort. Kıdem 4,4 9,7 9,3
Ofis Çalışanı Ort. Kıdem 7,4 10,5 9,5
Toplam Ort. Kıdem 5,9 9,8 9,3
EK 4: SOSYAL PERFORMANS GÖSTERGELERİ
SOSYAL PERFORMANS GÖSTERGELERİ
GRI İÇERİK İNDEKSİ
GRI Standardı Sayfa Numarası/Doğrudan Kaynak Verilmeyen Bilginin Açıklaması
GRI 101: Temel 2016
GRI 102: Genel Bildirimler 2016
KURUMSAL PROFİL
102-1 Rapor Hakkında, sf. 10
102-2 Rapor Hakkında, sf. 10
102-3 Rapor Sahibi Hakkında, Kapak içi (İletişim), sf. 10
102-4 Üyeler, sf. 17
102-5 http://www.osd.org.tr/kurumsal/yonetim-kurulu/ http://www.osd.org.tr/kurumsal/osd-yonetimi/
102-6 Rapor Hakkında, sf. 10
102-7 Rakamlarla 2020 Yılı, sf. 12-15
102-8 Rakamlarla 2020 Yılı, sf. 12-15
Otomotiv Sanayiinin Türkiye Ekonomisine Katkısı, sf. 34-35
İnsan Kaynakları Politikası ve İstihdam Gelişimi, sf. 78
Demografik Göstergeler, sf. 79
Kadın Çalışanlar, sf. 81
Ek 4 Sosyal Performans Göstergeleri, sf. 94
102-9 Tedarik Sanayii ve Değer Zinciri, sf. 50-51
Yerlileştirme, sf. 52-53
102-10 Tedarik Sanayii ve Değer Zinciri, sf. 50-51
Yerlileştirme, sf. 52-53
102-11 Stratejik Yönetim, sf. 20-33
102-12 Ek 1 Paydaşlar, sf. 92
102-13 Ek 1 Paydaşlar, sf. 92
STRATEJİ
102-14 Stratejik Yönetim, sf. 20-33
102-15 Risk Yönetimi, İç Kontrol ve Denetim, sf. 22-29
Otomotiv Sanayiinin Karşılaştığı Riskleri, sf. 23-29
ETİK VE DÜRÜSTLÜK
102-16 Etik, Şeffaflık, sf. 21
102-17 Etik, Şeffaflık, sf. 21
YÖNETİŞİM
102-18 Kurumsal Yönetim, sf. 20
102-19 Stratejik Yönetim, sf. 20-33
102-21 Sürdürülebilirlik Öncelikleri, sf. 32-33
102-22 http://www.osd.org.tr/kurumsal/yonetim-kurulu/
http://www.osd.org.tr/kurumsal/osd-yonetimi/
PAYDAŞ KATILIMI
102-40 Ek 1 Paydaşlar, sf. 92
102-41 Demografik Göstergeler, sf. 79-80
Ek 4 Sosyal Performans Göstergeleri, sf. 94
102-42 Paydaş Katılımı, sf. 32
102-43 Paydaş Katılımı, sf. 32
Ek 1 Paydaşlar, sf. 92
102-44 Sürdürülebilirlik Yönetimi, sf. 30-33
RAPOR PROFİLİ
102-45 Rakamlarla 2020 Yılı, sf. 12-15
Ek 2 Ekonomik Performans Göstergeleri, sf. 93
102-46 Rapor Hakkında- Kapsamı, sf. 10
102-47 Sürdürülebilirlik Öncelikleri, sf. 32-33
102-48 Rapor Hakkında- Kapsamı, sf. 10 OSD’nin ilk sürdürülebilirlik raporudur.
102-49 Rapor Hakkında- Kapsamı, sf. 10 OSD’nin ilk sürdürülebilirlik raporudur.
102-50 1 Ocak – 31 Aralık
102-51 Rapor Hakkında- Kapsamı, sf. 10 OSD’nin ilk sürdürülebilirlik raporudur.
102-52 Yıllık olarak raporlanmaktadır.
102-53 Rapor Hakkında- Kapsamı, sf. 10
102-54 Rapor Hakkında- Kapsamı, sf. 10
102-55 GRI İçerik Endeksi, sf. 95
GRI 200: EKONOMİK STANDART SERİLERİ 2016
EKONOMİK PERFORMANS
GRI 103 Yönetim Yaklaşımı 2016 Açıklama
103-1 Otomotiv Sanayiinin Türkiye Ekonomisine Katkısı, sf. 34-35
Otomotiv Sanayii Üretimi, sf. 36-37
Otomotiv Sanayii İhracatı, sf. 38-41
Türkiye Otomotiv Pazarı, sf. 42-43
Otomotiv Sanayii Yatırımları, sf. 44
Ar-Ge ve İnovasyon, sf. 46-47
Dijitalleşme, sf. 48-49
103-2 Otomotiv Sanayiinin Türkiye Ekonomisine Katkısı, sf. 34-35
Otomotiv Sanayii Üretimi, sf. 36-37
Otomotiv Sanayii İhracatı, sf. 38-41
Türkiye Otomotiv Pazarı, sf. 42-43
Otomotiv Sanayii Yatırımları, sf. 44
Dijitalleşme, sf. 48-50
103-3 Otomotiv Sanayiinin Türkiye Ekonomisine Katkısı, sf. 34-35
Otomotiv Sanayii Üretimi, sf. 36-37
Otomotiv Sanayii İhracatı, sf. 38-41
Türkiye Otomotiv Pazarı, sf. 42-43
Otomotiv Sanayii Yatırımları, sf. 44
Ar-Ge ve İnovasyon, sf. 46-47
Dijitalleşme, sf. 48-51
GRI 201 Ekonomik Performans 2016
Rakamlarla 2020 Yılı, sf. 12-15
Otomotiv Sanayiinin Türkiye Ekonomisine Katkısı, sf. 34-35
Otomotiv Sanayii Üretimi, sf. 36-37
201-1 Otomotiv Sanayii İhracatı, sf. 38-41
Türkiye Otomotiv Pazarı, sf. 42-43
Otomotiv Sanayii Yatırımları, sf. 44
Ar-Ge ve İnovasyon, sf. 46-47
Risk Yönetimi, İç Kontrol ve Denetim, sf. 22-29
201-2
Otomotiv Sanayiinin Karşılaştığı Riskleri, sf. 22-29
201-3 http://www.osd.org.tr/osd-yayinlari/osd-yayinlari/
GRI 300 ÇEVRESEL STANDART SERİLERİ
MALZEMELER
GRI 103 Yönetim Yaklaşımı 2016
103-1 Türkiye Otomotiv Sanayii Ürün Yaşam Döngüsü Çalışması Sonuçları, sf. 64-69
103-2 Türkiye Otomotiv Sanayii Ürün Yaşam Döngüsü Çalışması Sonuçları, sf. 64-69
103-3 Türkiye Otomotiv Sanayii Ürün Yaşam Döngüsü Çalışması Sonuçları, sf. 64-69
GRI 301 Malzemeler 2016
301-1 Türkiye Otomotiv Sanayii Ürün Yaşam Döngüsü Çalışması Sonuçları, sf. 64-69
ENERJİ
GRI 103 Yönetim Yaklaşımı 2016
103-1 İklim Değişikliği, Küresel Gelişmeler ve Otomotiv, sf. 56-59
Avrupa Yeşil Mutabakatı, sf. 58
2050 İklim Hedeflerinde Otomotiv, sf. 58-59
Sürdürülebilir, Akıllı Hareket Stratejisi, sf. 59
Sorumlu Üretim, sf. 70-77
İklim Krizi ve Üretim (Enerji Yönetimi ve Üretim Karbon Ayak İzi), sf. 70-71
103-2 İklim Değişikliği, Küresel Gelişmeler ve Otomotiv, sf. 56-59
Avrupa Yeşil Mutabakatı, sf. 58
2050 İklim Hedeflerinde Otomotivi, sf. 58-59
Sürdürülebilir, Akıllı Hareket Stratejisii, sf. 59
Sorumlu Üretim, sf. 70-77
İklim Krizi ve Üretim (Enerji Yönetimi ve Üretim Karbon Ayak İzi), sf. 70-71
GRI Standardı Sayfa Numarası/Doğrudan Kaynak Verilmeyen Bilginin Açıklaması
GRI Standardı Sayfa Numarası/Doğrudan Kaynak Verilmeyen Bilginin Açıklaması
103-3 İklim Değişikliği, Küresel Gelişmeler ve Otomotiv, sf. 56-59
Avrupa Yeşil Mutabakatı, sf. 58
2050 İklim Hedeflerinde Otomoti, sf. 58-59
Sürdürülebilir, Akıllı Hareket Stratejisi, sf. 59
Sorumlu Üretim, sf. 70-77
İklim Krizi ve Üretim (Enerji Yönetimi ve Üretim Karbon Ayak İzi), sf. 70-71
GRI 302 Enerji
302-1 İklim Krizi ve Üretim (Enerji Yönetimi ve Üretim Karbon Ayak İzi), sf. 70-71
Ek 3 Çevresel Performans Göstergeleri, sf. 93
302-3 İklim Krizi ve Üretim (Enerji Yönetimi ve Üretim Karbon Ayak İzi), sf. 70-71
302-4 İklim Krizi ve Üretim (Enerji Yönetimi ve Üretim Karbon Ayak İzi), sf. 70-71
Ek 3 Çevresel Performans Göstergeleri, sf. 93
SU
GRI 103 Yönetim Yaklaşımı 2016
103-1 Sorumlu Üretim, sf. 70-77
Su ve Atıksu Yönetimi, sf. 75-76
103-2 Sorumlu Üretim, sf. 70-77
Su ve Atıksu Yönetimi, sf. 75-77
103-3 Sorumlu Üretim, sf. 70-77
Su ve Atıksu Yönetimi, sf. 75-78
GRI 303 Su ve Atıksular 2018
303-1 Su ve Atıksu Yönetimi, sf. 75-76
Ek 3 Çevresel Performans Göstergeleri, sf. 93
303-2 Su ve Atıksu Yönetimi, sf. 75-76
303-3 Su ve Atıksu Yönetimi, sf. 75-76
303-4 Ek 3 Çevresel Performans Göstergeleri, sf. 93
303-5 Ek 3 Çevresel Performans Göstergeleri, sf. 93
BİYOÇEŞİTLİLİK
GRI 103 Yönetim Yaklaşımı 2016
103-1 Biyoçeşitlilik, sf. 77
103-2 Biyoçeşitlilik, sf. 77
103-3 Biyoçeşitlilik, sf. 77
GRI 304 Biyoçeşitlilik 2016
304-1 Biyoçeşitlilik, sf. 77 OSD’nin yüksek biyoçeşitlilik alanında yer alan operasyonları bulunmamaktadır.
304-2 Biyoçeşitlilik, sf. 77
304-4 Biyoçeşitlilik, sf. 77 OSD’nin IUCN Kırmızı Liste’de yer alan yaşam alanlarında faaliyetleri bulunmamaktadır.
EMİSYONLAR
GRI 103 Yönetim Yaklaşımı 2016
103-1 İklim Değişikliği, Küresel Gelişmeler ve Otomotiv, sf. 56-59
Avrupa Yeşil Mutabakatı, sf. 58
2050 İklim Hedeflerinde Otomotiv, sf. 58-59
Sürdürülebilir, Akıllı Hareketlilik Stratejisi, sf. 59
Ürün Emisyon Standartları- Türkiye’de Gelişim, sf. 60-63
Ürün Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi (LCA) ve Karbon Ayak İzi, sf. 64-69
Ürün Yaşam Döngüsü ve Otomotiv, sf. 64
Türkiye Otomotiv Sanayii Ürün Yaşam Döngüsü Çalışması Sonuçları, sf. 66-69
Ürün Yaşam Döngüsü (LCA) Perspektifinden Elektrikli Araçlar Ürün Yaşam Döngüsü (LCA)
Perspektifinden Elektrikli Araçlar bölümü Ürün Yaşam Döngüsü (LCA) raporunda yer almaktadır.
Sorumlu Üretim, sf. 70-77
İklim Krizi ve Üretim (Enerji Yönetimi ve Üretim Karbon Ayak İzi), sf. 70-71
Endüstriyel Emisyonlar ve Uçucu Organik Bileşik, sf. 72
2020 Sürdürülebilirlik Raporu
103-2 İklim Değişikliği, Küresel Gelişmeler ve Otomotiv, sf. 56-59
Avrupa Yeşil Mutabakatı, sf. 58
2050 İklim Hedeflerinde Otomotiv, sf. 58-59
Sürdürülebilir, Akıllı Hareketlilik Stratejisi, sf. 59
Ürün Emisyon Standartları- Türkiye’de Gelişim, sf. 60-63
Ürün Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi (LCA) ve Karbon Ayak İzi, sf. 64-69
Ürün Yaşam Döngüsü ve Otomotiv, sf. 64
Türkiye Otomotiv Sanayii Ürün Yaşam Döngüsü Çalışması Sonuçları, sf. 66-69
Ürün Yaşam Döngüsü (LCA) Perspektifinden Elektrikli Araçlar Ürün Yaşam Döngüsü (LCA)
Perspektifinden Elektrikli Araçlar bölümü Ürün Yaşam Döngüsü (LCA) raporunda yer almaktadır.
Sorumlu Üretim, sf. 70-77
İklim Krizi ve Üretim (Enerji Yönetimi ve Üretim Karbon Ayak İzi), sf. 70-71
Endüstriyel Emisyonlar ve Uçucu Organik Bileşik, sf. 72
103-3 İklim Değişikliği, Küresel Gelişmeler ve Otomotiv, sf. 56-59
Avrupa Yeşil Mutabakatı, sf. 58
2050 İklim Hedeflerinde Otomotiv, sf. 58-59
Sürdürülebilir, Akıllı Hareketlilik Stratejisi, sf. 59
Ürün Emisyon Standartları- Türkiye’de Gelişim, sf. 60-63
Ürün Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi (LCA) ve Karbon Ayak İzi, sf. 64-69
Ürün Yaşam Döngüsü ve Otomotiv, sf. 64
Türkiye Otomotiv Sanayii Ürün Yaşam Döngüsü Çalışması Sonuçları, sf. 66-69
Ürün Yaşam Döngüsü (LCA) Perspektifinden Elektrikli Araçlar Ürün Yaşam Döngüsü (LCA)
Perspektifinden Elektrikli Araçlar bölümü Ürün Yaşam Döngüsü (LCA)
raporunda yer almaktadır.
Sorumlu Üretim, sf. 70-77
İklim Krizi ve Üretim (Enerji Yönetimi ve Üretim Karbon Ayak İzi), sf. 70-71
Endüstriyel Emisyonlar ve Uçucu Organik Bileşik, sf. 72
GRI 305 Emisyonlar 2016
305-1 İklim Değişikliği, Küresel Gelişmeler ve Otomotiv, sf. 56-59
Avrupa Yeşil Mutabakatı, sf. 58
2050 İklim Hedeflerinde Otomotiv, sf. 58-59
Sürdürülebilir, Akıllı Hareketlilik Stratejisi, sf. 59
Ürün Emisyon Standartları- Türkiye’de Gelişim, sf. 60-63
Ürün Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi (LCA) ve Karbon Ayak İzi, sf. 64-69
Ürün Yaşam Döngüsü ve Otomotiv, sf. 64
Türkiye Otomotiv Sanayii Ürün Yaşam Döngüsü Çalışması Sonuçları, sf. 66-69
Ürün Yaşam Döngüsü (LCA) Perspektifinden Elektrikli Araçlar Ürün Yaşam Döngüsü (LCA)
Perspektifinden Elektrikli Araçlar bölümü Ürün Yaşam Döngüsü (LCA) raporunda yer almaktadır.
Sorumlu Üretim, sf. 70-77
İklim Krizi ve Üretim (Enerji Yönetimi ve Üretim Karbon Ayak İzi), sf. 70-71
Endüstriyel Emisyonlar ve Uçucu Organik Bileşik, sf. 72
Ek 3 Çevresel Performans Göstergeleri, sf. 93
305-2 İklim Değişikliği, Küresel Gelişmeler ve Otomotiv, sf. 56-59
Avrupa Yeşil Mutabakatı, sf. 58
2050 İklim Hedeflerinde Otomotiv, sf. 58-59
Sürdürülebilir, Akıllı Hareketlilik Stratejisi, sf. 59
Ürün Emisyon Standartları- Türkiye’de Gelişim, sf. 60-63
Ürün Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi (LCA) ve Karbon Ayak İzi, sf. 64-69
Ürün Yaşam Döngüsü ve Otomotiv, sf. 64
Türkiye Otomotiv Sanayii Ürün Yaşam Döngüsü Çalışması Sonuçları, sf. 66-69
Ürün Yaşam Döngüsü (LCA) Perspektifinden Elektrikli Araçlar Ürün Yaşam Döngüsü (LCA)
Perspektifinden Elektrikli Araçlar bölümü Ürün Yaşam Döngüsü (LCA) raporunda yer almaktadır.
Sorumlu Üretim, sf. 70-77
İklim Krizi ve Üretim (Enerji Yönetimi ve Üretim Karbon Ayak İzi), sf. 70-71
Endüstriyel Emisyonlar ve Uçucu Organik Bileşik, sf. 72
Ek 3 Çevresel Performans Göstergeleri, sf. 93
305-4 İklim Krizi ve Üretim (Enerji Yönetimi ve Üretim Karbon Ayak İzi), sf. 70-71
Ek 3 Çevresel Performans Göstergeleri, sf. 93
305-5 İklim Krizi ve Üretim (Enerji Yönetimi ve Üretim Karbon Ayak İzi), sf. 70-71
Ek 3 Çevresel Performans Göstergeleri, sf. 93
GRI Standardı Sayfa Numarası/Doğrudan Kaynak Verilmeyen Bilginin Açıklaması
GRI Standardı Sayfa Numarası/Doğrudan Kaynak Verilmeyen Bilginin Açıklaması
ATIK
GRI 103 Yönetim Yaklaşımı 2016
103-1 Döngüsel Ekonomi ve Atık Yönetimi, sf. 73
103-2 Döngüsel Ekonomi ve Atık Yönetimi, sf. 73
103-3 Döngüsel Ekonomi ve Atık Yönetimi, sf. 73
GRI 306 Atık 2020
306-1 Döngüsel Ekonomi ve Atık Yönetimi, sf. 73
306-2 Döngüsel Ekonomi ve Atık Yönetimi, sf. 73
306-3 Döngüsel Ekonomi ve Atık Yönetimi, sf. 73
Ek 3 Çevresel Performans Göstergeleri, sf. 93
ÇEVRESEL UYUM
GRI 103 Yönetim Yaklaşımı 2016
103-1 Çevresel Performans, sf. 54-77
103-2 Çevresel Performans, sf. 54-77
103-3 Çevresel Performans, sf. 54-77
GRI 307 Çevresel Uyum 2016
307-1 Sorumlu Üretim, sf. 70-77 Raporlama dönemi içerisinde çevre yasa ve yönetmeliklerine göre uygunsuzluk yaşanmamıştır.
GRI 400 SOSYAL STANDART SERİLERİ
İSTİHDAM
GRI 103 Yönetim Yaklaşımı 2016 Açıklama
Rakamlarla 2020 Yılı, sf. 12-15
Otomotiv Sanayiinin Türkiye Ekonomisine Katkısı, sf. 34-49
İnsan Kaynakları Politikası ve İstihdam Gelişimi, sf. 78
103-1
Demografik Göstergeler, sf. 79-80
Kadın Çalışanlar, sf. 81
Ek 4 Sosyal Performans Göstergeleri, sf. 94
Rakamlarla 2020 Yılı, sf. 12-15
Otomotiv Sanayiinin Türkiye Ekonomisine Katkısı, sf. 34-49
İnsan Kaynakları Politikası ve İstihdam Gelişimi, sf. 78
103-2
Demografik Göstergeler, sf. 79-80
Ek 4 Sosyal Performans Göstergeleri, sf. 94
GRI 401 İstihdam 2016
401-2 Yetenek Yönetimi, sf. 82-83
ÇALIŞAN-YÖNETİM İLİŞKİLERİ
GRI 103 Yönetim Yaklaşımı 2016
İnsan Kaynakları Politikası ve İstihdam Gelişimi, sf. 78
103-1
İş Sağlığı ve Güvenliği, sf. 84-87
İnsan Kaynakları Politikası ve İstihdam Gelişimi, sf. 78
103-2
İş Sağlığı ve Güvenliği, sf. 84-87
İnsan Kaynakları Politikası ve İstihdam Gelişimi, sf. 78
103-3
İş Sağlığı ve Güvenliği, sf. 84-87
GRI 402 Çalışan – Yönetim İlişkileri 2016
İnsan Kaynakları Politikası ve İstihdam Gelişimi, sf. 78
402-1
İş Sağlığı ve Güvenliği, sf. 84-87 Operasyonel değişiklikler nedeniyle minimum ihbar süreleri yasa ve yönetmeliklere tam uyumludur.
2020 Sürdürülebilirlik Raporu
İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ
GRI 103 Yönetim Yaklaşımı 2016
103-1 İş Sağlığı ve Güvenliği, sf. 84-87
103-2 İş Sağlığı ve Güvenliği, sf. 84-87
103-3 İş Sağlığı ve Güvenliği, sf. 84-87
GRI 403 İş Sağlığı ve Güvenliği 2018
403-1 İş Sağlığı ve Güvenliği, sf. 84-87
403-2 İş Sağlığı ve Güvenliği, sf. 84-87 Raporlama döneminde ölüm veya ciddi yaralanmalara neden olan iş kazası yaşanmamıştır.
403-3 İş Sağlığı ve Güvenliği, sf. 84-87 OSD’de çalışanların yüksek riskli hastalığa maruz kalmalarına neden
olacak bir iş süreci bulunmamaktadır.
403-4 İş Sağlığı ve Güvenliği, sf. 84-87
403-5 İş Sağlığı ve Güvenliği, sf. 84-87
403-6 İş Sağlığı ve Güvenliği, sf. 84-87
403-7 İş Sağlığı ve Güvenliği, sf. 84-87
403-9 İş Sağlığı ve Güvenliği, sf. 84-87
Ek 2 Ekonomik Performans Göstergeleri, sf. 93
EĞİTİM VE ÖĞRETİM
GRI 103 Yönetim Yaklaşımı 2016
103-1 Yetenek Yönetimi, sf. 82-83
Eğitim ve Konferanslar, sf. 88-90
Ek 4 Sosyal Performans Göstergeleri, sf. 94
103-2 Yetenek Yönetimi, sf. 82-83
Eğitim ve Konferanslar, sf. 88-90
Ek 4 Sosyal Performans Göstergeleri, sf. 94
103-3 Yetenek Yönetimi, sf. 82-83
Eğitim ve Konferanslar, sf. 88-90
Ek 4 Sosyal Performans Göstergeleri, sf. 94
GRI 404 Eğitim ve Öğretim 2016
404-1 Eğitim ve Konferanslar, sf. 88-90
404-2 Yetenek Yönetimi, sf. 82-83
404-3 Ek 4 Sosyal Performans Göstergeleri, sf. 94
ÇEŞİTLİLİK VE FIRSAT EŞİTLİĞİ
GRI 103 Yönetim Yaklaşımı 2016
İnsana Verilen Değer (Çeşitlilik, bilgi paylaşımı ve takdir), sf. 80
103-1
Ek 4 Sosyal Performans Göstergeleri, sf. 94
İnsana Verilen Değer (Çeşitlilik, bilgi paylaşımı ve takdir), sf. 80
103-2
Ek 4 Sosyal Performans Göstergeleri, sf. 94
İnsana Verilen Değer (Çeşitlilik, bilgi paylaşımı ve takdir), sf. 80
103-3
Ek 4 Sosyal Performans Göstergeleri, sf. 94
GRI 405 Çeşitlilik ve Fırsat Eşitliği 2016
İnsana Verilen Değer (Çeşitlilik, bilgi paylaşımı ve takdir), sf. 80
405-1
Ek 4 Sosyal Performans Göstergeleri, sf. 94
AYRIMCILIĞIN ÖNLENMESİ
GRI 103 Yönetim Yaklaşımı 2016
İnsana Verilen Değer (Çeşitlilik, bilgi paylaşımı ve takdir), sf. 80
103-1
Ek 4 Sosyal Performans Göstergeleri, sf. 94
İnsana Verilen Değer (Çeşitlilik, bilgi paylaşımı ve takdir), sf. 80
103-2
Ek 4 Sosyal Performans Göstergeleri, sf. 94
İnsana Verilen Değer (Çeşitlilik, bilgi paylaşımı ve takdir), sf. 80
103-3
Ek 4 Sosyal Performans Göstergeleri, sf. 94
GRI 406 Ayrımcılığın Önlenmesi 2016
İnsana Verilen Değer (Çeşitlilik, bilgi paylaşımı ve takdir), sf. 80
406-1
Ek 4 Sosyal Performans Göstergeleri, sf. 94 Raporlama döneminde ayrımcılıkla ilgili herhangi bir vaka yaşanmamıştır.
GRI Standardı Sayfa Numarası/Doğrudan Kaynak Verilmeyen Bilginin Açıklaması
RAPOR SAHİBİ:
OTOMOTİV SANAYİİ DERNEĞİ
Atilla Sok. No:10 Altunizade 34676
İstanbul/Türkiye
TELEFON: +90 216 318 29 94 FAKS: +90 216 321 94 97 www.osd.org.tr osd@osd.org.tr
DESTEKLEYİCİ KURUM:
LCA ve RAPORLAMA DANIŞMANLIĞI:
FİNAR tarafından özenle üretilmiştir.
www.finarkurumsal.com
Cevap bırakın