Yargı, Atatürk Orman Çiftliği Emniyet Hizmet binası yapımına ilişkin plan değişikliğini iptal etti.
Ankara 10. İdare Mahkemesi, Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin açtığı dava sonucunda, Atatürk Orman Çiftliği, tarihi SİT alanında resmi kurum yapımına (emniyet hizmet alanı) ilişkin yeni plan değişikliğini de iptal etti.
“Kararlar mücadelemize güç veriyor”
Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Atatürk Orman Çiftliği (AOÇ) mücadelesinde bir hukuk zaferi daha kazandı. Atatürk’ün şartlı bağış ve vasiyetine aykırı olarak AOÇ’de Emniyet Hizmet Binası yapımını yargıya taşımıştı.
Mimarlar Odası Ankara Şubesi, AOÇ’de daha önce farklı parsel ve adada emniyet hizmet binası yapımına ilişkin plan değişikliğini de iptal ettirmişti. Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Atatürk Orman Çiftliği Mahallesi, aynı alanda farklı parselde yeni plan değişikliği yapılınca, bu plan değişikliğini de yargıya taşıdı.
Ankara 10. İdare Mahkemesi, Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin açtığı dava sonucunda, Atatürk Orman Çiftliği, tarihi SİT alanında resmi kurum yapımına (emniyet hizmet alanı) ilişkin yeni plan değişikliğini de iptal etti.
Kararı değerlendiren Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş -Candan, şöyle dedi:
“Mimarlar Odası Ankara Şubesi olarak, AOÇ’de talanda ısrar edenlerin peşini bırakmadık. AOÇ’de atılan her adımı titizlikle takip ediyoruz. Ankara 10. İdare Mahkemesi, 8619 ada 6,7,8 parsel sayılı taşınmazları kapsayan alanda ‘resmi kurum alanı (emniyet hizmet alanı)’ amaçlı 1/10000 koruma amaçlı nazım imar planı değişikliği ve 1/1000 ölçekli koruma amaçlı uygulama imar planı değişikliğini iptal etti. Böylece AOÇ’deki hukuksuzluk bir kez daha yargı kararıyla ortaya kondu. Peş peşe elde ettiğimiz hukuk zaferleri, kamu yararı ve AOÇ mücadelemizde bize güç veriyor.”
Karardan detaylar
Karakuş- Candan, karar gerekçesinde yer alan şu cümlelere dikkat çekti:
“Atatürk Orman Çiftliği arazisi üzerinde tarihi SİT statüsündeki taşınmazda yapılan planlama ile getirilen emniyet hizmet alanı kullanımının, Atatürk Orman Çiftliği’nin özel statüsü, açık ve yeşil alan kullanımı, tarihi sit alanı ilan edilme gerekçeleri, ilke kararı ve yargı kararları ile bilirkişi raporundaki tespitlerle birlikte bir bütün olarak değerlendirildiğinde, tarihi SİT alanları içerisinde, bu statünün özelliği gereği ve bu özelliğin bir sonucu olarak tarihi SİT statüsü ile uyumlu yapılaşma ve kullanım kararlarının getirilebileceği, uyuşmazlık konusu alan özelinde ise ancak müze gibi tarihi dokuya uygun yapılara veya tarihi dokuya uygun düşecek ve Atatürk Orman Çiftliği arazisinin gelişimine katkı sağlayacak nitelikte tarımsal yapılaşmalara imkan sağlayacak planlamaların yapılabileceği, getirilen emniyet hizmet alanı kullanımının özellikle uyuşmazlık konusu alanın tarihi SİT statüsünün mevcut niteliği ile bağdaşmayacağı, bu kullanımın Atatürk Orman Çiftliği arazisinin tarihi statüsünün korunup geliştirilmesine herhangi bir katkısının olmayacağı sonucuna varıldığından dava konusu planlama kararında bu yönüyle hukuka uyarlık bulunmamaktadır.”
“Cumhurbaşkanlığının yeri Çankaya Köşkü’dür”
Karakuş- Candan mahkemenin ilke kararına atıfta bulunmasına işaret ederek, şunları söyledi:
“Yargının sarayı kaçak hale düşüren 1700 sayılı ilke kararı ile gerekçelendirmesi, Atatürk Orman Çiftliği alanlarında yürüttüğümüz bütünlüklü hukuk süreci için açısından büyük önem taşımaktadır.
“Karar gerekçesinde bir kez daha Kaçak Saray’ın kaçaklığının altı çizilmiştir. Mahkeme daha önce de, tarihi SİT alanlarında kamu kurumu alanı yapılamayacağı gerekçesi ile telafisi mümkün olmayan zararlar doğuracağı için yürütmeyi durdurma kararı vermişti. Söz konusu plan değişikliğinin iptal edilmesi, haklılığımızın tescilidir. Cumhurbaşkanlığının yeri Çankaya Köşküdür. ”
SİT alanı nedir?Her devlet sınırları içerisinde ve egemenliği altında bulunan topraklarla ilgili düzenlemeler yapar. Sit alanları da işte böyle özel sebeplerle yasal koruma altında bulunan yerlerdir. Kamu yararı dikkate alınarak doğal ve kültürel mirasların korunması gayesiyle devlet tarafından belli arsa ve arazilerde yapılaşma ve herhangi bir değişime izin verilmeyen, koruma altında bulunan alanlara SİT alanları denir. Niteliklerine göre Sit alanları şöyle sınıflandırılır: Doğal Sit Alanları: Bunlar ender bulunan tarihi ve kültürel öneme sahip alanlardır. Kendi içinde A, B, C olmak üzere 3 dereceye ayrılır. Atatürk Orman Çiftliğinde ne oldu?Atatürk Orman Çiftliği, Mustafa Kemal Atatürk tarafından satın alınan 20 bin dekar arazi üstünde 1925’te kurulmaya başlandı. Bozkırda ağaç yetiştirmek yerli ve yabancı uzmanlarca çılgınlık olarak nitelendirilse de birkaç yılın ardından çabalar sonuç vermeye başladı. 1937’ye kadar çevre arazilerin de satın alınmasıyla Çiftlik 52 bin dekarlık bir alana ulaştı. Mustafa Kemal, ölümünden bir yıl önce 1937’de yazdığı vasiyet mektubu ile Çiftliği üstündeki bütün zirai işletmeler, taşınır ve taşınmazlarla birlikte Hazine’ye bağışlayarak emanet etti. Çiftlik 1950’lere kadar toprak bütünlüğünü nispeten korumayı başardı. Bunda arazilerin devri için kanun çıkarılması zorunluluğu da etkili oldu. Ancak Mimarlar Odası verilerine göre 1950-1983 yılları arasında çıkarılan kanunlarla Çiftlik arazisinin genelde merkezden uzak kısımları çeşitli resmi kuruluşlara devredilir ya da satılır ve yüzölçümü 30 bin dekara kadar indi. Kanunlarla kamu kurumlarına devredilen arazilerin bir kısmı daha sonra yapılan özelleştirmeler ile özel mülkiyete de geçti. 2006’ya kadar AOÇ’yi göreceli olarak koruyan husus, sit alanı olarak ilan edilmesi kararları oldu. Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu 1992’de Çiftliği “doğal ve tarihi sit alanı” ilan etti. 1998’de ise birinci derece sit alanı olarak belirledi. Doğal sit alanlarını yasalar “kamu yararı açısından mutlaka korunması gerekli olan” alanlar olarak tanımlayarak, bazı zorunlu altyapı hizmetleri dışında bitki örtüsü, topografya, siluet etkisini bozabilecek, tahribata yönelik eylemlerde bulunulmasını yasakladı. Kurulun bu kararları kayıpların önüne geçilmesinde bir derece etkili oldu ancak sit alanları içinde ruhsatsız ve kaçak yapılaşmalar açılan davalara rağmen yine de devam etti. Çiftlikle ilgili her türlü imar planını yapma yetkisinin 2006’da Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne verilmesi ise yeni bir tahribat sürecinin başlangıcı oldu. Belediyenin AOÇ’nin tarihi çekirdek olarak da adlandırılan alanlarını “hızlandırılmış trafiğe” dahil ederek 40 metre gibi geniş profile sahip otoyolları geçirmesi, yol kenarında yapılaşmaları ve Çiftliğin halktan kopmasını beraberinde getirdi. 2011’de AOÇ’deki bazı bölümlerin sit alan statüleri kaldırılarak Cumhurbaşkanlığı Külliyesi yapımının temelleri atıldı. Bir sit alanı olarak korunan Atatürk Orman Çiftliği’nde inşaat yasağı bulunduğu için sarayın inşasının durdurulmasına dair çeşitli mahkeme kararları çıksa da inşaat tamamlandı. Muhalefet, bunu hukukun üstünlüğünün açıkça ihlal edilmesi olarak değerlendirdi. Proje; inşaat sürecinde yolsuzluk, yaban hayatına zarar verilmesi ve yeni yollar yapılması için çiftlikteki hayvanat bahçesinin tahribi gibi konularda eleştirilerle gündemde kaldı. Hemen ardından ise Çiftlik içindeki hayvanat bahçesi kapatılarak Ankara eski Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in tartışmalı projesi olan Ankapark’ın inşasına başlandı. Çiftlik’teki bir toprak kaybı da 2019’da 555 bin metrekarelik bir alanının Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın eskiden sahibi olduğu Medipol grubunu kuran TEBA vakfına kiralanmasıyla oldu. |