Suriyeli mülteci çocukların sosyal uyumlarını ve iyilik hallerini artırmayı hedefleyen Türkiye’nin Her Yerinde YanYana Projesi Bir İZ Derneği tarafından, AB Demokrasi ve İnsan Hakları için Avrupa Aracı (DIHAA) desteği ve Millî Eğitim Bakanlığı iş birliğiyle yürütüldü. İlk uygulaması 2017-2018 yıllarında İstanbul’da gerçekleştirilen proje, etki alanı ve hedef grubu genişletilerek Aralık 2019’dan bugüne Türkiye’nin 10 ilindeki ilkokul ve ortaokullara yaygınlaştırıldı.
20 Haziran Dünya Mülteciler Günü’nde düzenlenen proje basın toplantısında konuşan Bir İZ Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Özlem Mumcuoğlu şunları ifade etti: ‘İlk döneminde 4000 çocuğa ulaştığımız YanYana Projemizin bu ikinci döneminde, öncelikle Türkiye’nin mülteci nüfus oranı en yüksek 10 ilinden 800 psikolojik danışmana 3 günlük uygulayıcı eğitimi verdik. Eğitim alan öğretmenlerimiz okullarında Psikososyal Destek Programlarımızı uygulamaya başladılar ve böylece 40 binden fazla ilkokul ve ortaokul öğrencisine ulaştık. Ayrımcılığı azaltma ve kaynaştırma odaklı interaktif etkinliklerden oluşan programımız kapsamında çift dilli olarak tasarladığımız YanYana kutu oyunlarını da çocuklarla buluşturduk. Öğretmenlerimizi uygulama süresince yalnız bırakmadık ve düzenli olarak çevrimiçi süpervizyonlarda bir araya geldik.’
AB Türkiye Delegasyonu’ndan Stefano Calabretta ise YanYana Projesini iki dönemdir desteklemekten memnuniyetlerini dile getirirken; ‘Projeyle sürdürülebilir bir model geliştirilmiş oldu ve bu bizim için çok önemli.’ dedi. Ayrıca, Avrupa Birliği’nin bu alanda pek çok kurum ve projeyi desteklediğini, 9 milyar Euro’luk hibe sağlandığını belirtti.
Basın toplantısında projenin etkisine dair ön bulgular da paylaşıldı. Okulda uygulanan psikososyal destek programlarının ilkokul düzeyinde çocukların arkadaşları ile daha yakın bağlar geliştirmelerine, öğretmen algılarının değişimine ve çocukların okulda mutlu hissedişinde artışa yol açtığı tespit edildi. Ortaokul düzeyinde ise gençler yeni şeyler öğrendiklerini dile getirip, bunun yanı sıra gençlerin beden algılarında ve kendilik gelişiminde program araçlarının yarar sağladığı gözlendi. Öğretmenler akran öğrenmesi modeli ile birbirinden çok kültürlü okul ortamına ilişkin yararlı bilgiler edinip, proje eğitimlerinde travma ve ayrımcılık ile nasıl çalışacaklarına ilişkin yeni araçlar edindiklerini ifade ettiler.
YanYana Projesi’ne katılan proje uygulayıcısı öğretmenler ise basın toplantısında şunları söyledi:
İzmir’den Psikolojik Danışman Tülay Kaya: ‘7. sınıftaki Suriyeli öğrencimiz adeta istenmeyen kişi ilan edilmiş. Bu öğrenci sık sık devamsızlık yapıyor ve onun gelmediği günlerde sınıf adeta bayram ediyormuş. İlk iş bu öğrenciyle görüştüm. Hikayesini öğrendim. Acı bir savaş ve göç hikayesi. Bu arada Suriye’deyken okulunda çok başarılı bir öğrenci olduğunu, okul birincisi olduğunu söyledi. Dil sorunu nedeniyle kendini burada gösteremiyordu. Etkinlikler devam ederken konularla bağlantılı olarak anlattıklarından örnekler vermem hem öğrenciye iyi geldi hem de diğerlerinin onu anlamasına yaradı. O’nun sınıfında diğer öğrenciler arasında da ciddi kutuplaşmalar vardı. Buzlar yavaş yavaş eridi, yeni arkadaşlıklar başladı. Gruplaşmalar dağıldı. Hepsi birbiri ile iletişim ve etkileşime kurdu. Bunları gözlemlemek çok keyifliydi.’
Şanlıurfa’dan Psikolojik Danışman Mehmet Ağaç: ‘Okulumuz Şanlıurfa’nın dezavantajlı bir bölgesinde ve son dönemde hem köyden kente hem de savaştan kaçmak zorunda kalan Suriyeli aileler tarafından çokça tercih edilen bir mahallede. Okulumuzun yaklaşık olarak beşte biri Suriyeli öğrencilerden oluşmaktadır….. Sekiz haftalık veli programının sonunda karşımızda artık sadece sınıfın velileri değil, birbirlerinin kültürü hakkında bilgi sahibi olan, yemekten şarkılara kadar iki toplumun yaşayışı ve zevklerini tanıyan ve önyargılarının çoğu kırılmış büyük bir aile vardı. Grup çalışmalarını sonlandırdığımızda gururla söyleyebilirim ki hemen hemen tüm velilerimiz oradaydı ve herkes ilk hafta olduğu yerden çok farklı bir konumdaydı. Daha 100 yıl önce beraber yaşamış bu insanlarımızın bakış açılarını bir nebze olsun iyiye ve güzel yönlendirebilmişsek ne mutlu bize.’
Mersin’den sınıf öğretmeni Suna Yelçi: ‘Pandemi döneminde yalnızlığa, bencilliğe alışan çocukların birbirlerine tahammülü, hoşgörüsü kalmamıştı. Okulun ilk dönemi okulda, sınıfta bu durumun olumsuz etkileri bizi çok yordu. Projedeki etkinlikleri uyguladıkça ise, birlikte hareket etme, paylaşma, empati kurma, hoşgörülü olma duygularını tekrar hatırladılar. Birlikte oyun oynayarak, birlikte sorun çözerek bir olmanın, takım olmanın keyfini ve gücünü keşfettiler.’
Şanlıurfa’dan Ayda Yılmaz: ‘Toplumsal meselelerde sahada çalışmanın bir ekip işi, dönüşmenin bir süreç ve her zaman üstüne koya koya büyüdüğümüz bir yol olduğunun altını çizmek istiyorum. Proje yürütücüleri olarak bizlerin kişisel motivasyonlarını destekleyen, ketleyici unsurları ortadan kaldıran, birilerine ulaşmamızı sağlayan odağımızın ‘dayanışmak’ olduğuna inanıyorum.’
Proje ile ilgili detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
Bir İZ Hakkında:
Birey ve Toplum Ruh Sağlığında İZ Derneği (Bir İZ), toplumsal barışa hizmet edecek önleyici ruh sağlığı hizmetlerinin okullardan cezaevlerine, özel sektör kurumlarından sivil toplum örgütlerine toplumun her kesimi tarafından erişilebilir olması hayali ve umuduyla 2013 yılında kuruldu. Kuruluşundan bu yana, kadın, çocuk ve mülteciler başta olmak üzere bireyi ve toplumu güçlendirmeyi merkeze alan projeler geliştiriyor, eğitsel kutu oyunları, materyaller ve programlar üretiyor. Geliştirdiği ürünleri daha fazla faydalanıcıya ulaştırabilmek ve böylece çarpan etkisi yaratabilmek amacıyla, özellikle sosyal dezavantajlı gruplarla çalışan öğretmen, sağlık personeli ve sivil toplum üyeleri gibi kilit paydaşlara yönelik eğitimler ve kapasite güçlendirme faaliyetleri yürütüyor. Kamu, sivil alan ve özel sektör iş birlikleriyle gerçekleştirdiği kapsayıcı ve disiplinler arası projelerle toplumun ruh sağlığına duyarlı yaklaşımların geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması için çalışıyor.
Cevap bırakın