Hayvanlar üzerinde deneye HAYIR derneği kuruldu

Türkiye’de Bir İlk: Deneye Hayır Derneği Kuruldu

Türkiye’de bir ilk olarak, deneylerde kullanılan hayvanları ve onların haklarını korumak için bir sivil toplum kuruluşu kuruldu: Deneye Hayır Derneği… Dernek, Türkiye’de kısa vadede, hayvan deneylerine karşı alternatif yöntemlerin geliştirilerek deneylerde kullanılan hayvan sayısının düşürülmesini; uzun vadede ise hayvan deneylerinin tamamen yasaklanmasını sağlamayı amaçlıyor.

2014’te Hayvanları Koruma Kanunu’nun değişikliğine dair tasarı ve teklifler, parlamentoda tartışılırken, deneylerde kullanılan ve öldürülen hayvanlara yönelik zulme dikkat çekmek ve hayvan deneylerine son verilmesini talep etmek için çalışmalarına başlayan Deneye Hayır Platformu, kısa süre önce tüzel kişilik kazandı ve Deneye Hayır Derneği olarak faaliyetlerine devam edeceğini duyurdu.

Farklı alanlarda mücadele veren hak savunucularının bir araya gelmesi ile tüzel kişilik kazanan Deneye Hayır Derneği’nin kurucuları arasında Aslı Alpar (karikatürist), Burak Özgüner (veteriner sağlıkçı), Melda Onur (gazeteci), Oğuz Kınıkoğlu (uzman doktor), Şeyda Taluk (iletişimci), Tolga Öztorun (turizmci), Yağmur Özgür Güven (müzisyen) yer alıyor.

“Türkiye’de her yıl ortalama 266 bin hayvan, deneylerde kullanılıyor, öldürülüyor”

Deneye Hayır Derneği Kurucu Başkanı Yağmur Özgür Güven, deneylerde kullanılan hayvanların büyük bir gizlilik içinde sistematik şiddete maruz bırakıldığını ifade ederek “İstatistiklere göre, Türkiye’de her yıl ortalama 266 bin hayvan, deneylerde kullanılıyor, öldürülüyor. Hiçbir güvenilirliği olmaması kanıtlanmasına rağmen, bilimin kötüye kullanılması ile yılda yüz binlerce hayvan, deneylerde kullanılıyor ve öldürülüyor ve bu hayvanlar, kimsenin umrunda değil. Biz bu hayvanlara uygulanan sistematik zulmün son bulması için yola çıktık ve hak mücadelesi vermek için de Deneye Hayır Derneği’ni kurduk” diye konuştu.

“Bilimsel makaleler ve veriler de eğitimde hayvan kesip biçmenin bir avantajı olmadığını gösteriyor”

Deneye Hayır Derneği’nin kurucularından Dahiliye Uzmanı Dr. Oğuz Kınıkoğlu ise “Tıp fakültesinde, bir insan kalbi ile bir sıçanın kalbi arasındaki benzerliği neden öğrenmemiz gerektiğini ve bunun bana ne katacağını hiçbir zaman anlayamadım. Benimle beraber başka arkadaşlarım da sıçanlar üzerinde kesme ve öldürme işlemlerini yapmadılar. Ve hepimiz uzman olduk, fakülteyi bitirdik. Bilimsel makaleler ve veriler de eğitimde hayvan kesip biçmenin bir avantajı olmadığını gösteriyor. 1996 yılında yapılmış bir çalışma var: Öğrencilerin bir kısmına hayvanlar üzerinde deney yaptırılıyor, diğer kısmına bilgisayar programı üzerinde eğitim veriliyor. İki grup karşılaştırıldığı zaman görülüyor ki bilgisayar üzerinde ve hayvanlara zarar verilmeden yapılan eğitimler, hayvanlar üzerinde yapılan eğitimlerden daha verimli oluyor ve öğrenciler, sınavlarda daha başarılı oluyorlar. Pratik anlamda da daha başarılı müdahalelerde bulunabiliyorlar” şeklinde konuştu.

Derneğin kurucularından Aslı Alpar ise “Hayvan deneylerine alternatif yöntemlerin varlığına rağmen sürdürülen ve her yıl binlerce hayvanın şiddetli acılar ve esaret altında hayatını kaybetmesine neden olan hayvan deneylerini durdurmak mümkün. Bu amaçla kurduğumuz Deneye Hayır Derneği, tüm türleri koruyacak bilimsel gelişmelerin önünü açacak politikalar üretecek ve deneylerde kullanılan tüm canlıların hakları için mücadele edecek. Esaret üretmeyen ve türcü olmayan bilim yanımızda, daha ne olsun” şeklinde konuştu.

“Hayvan deneyleri, benim için gerçek bir korku filmi gibi”

Derneğin bir diğer kurucusu Veteriner sağlıkçı Burak Özgüner de “Eğitimim boyunca, ben parçası olmasam da birçok hayvanın keyfî olarak acıya maruz bırakıldığına ve öldürüldüğüne tanık oldum. Oysa ki hayvan deneyleri ve kullanımı olmadan, etik bir eğitim mümkün. Hayvan deneyleri, benim için gerçek bir korku filmi gibi! Bu deneylerin, ilk başta hissedebilen hayvanlara ölüm ve zulüm olarak döndüğü; ikincil olarak da hiçbir güvenilirliği ve gerekliliği olmadığı için yasaklanması gerekiyor. Yıllardır acılara maruz bırakılan bu hayvanlara, haklarını acilen teslim etmeliyiz; onlara adalet borçluyuz” diye konuştu.

Deneye Hayır Derneği, hayvan deneyleri tamamen yasaklanana dek her türlü mücadeleyi vereceklerini ve toplumun her kesiminden mücadelelerine destek beklediklerini açıkladı.

 17 Mayıs 2021

Tek gerçek şu ki, doğru kişilere sesleniyorsunuz. Hiçbirinizin hiçbir yöntemle çözemediği konularda bile “nerede bu hayvanseverler” diyorsunuz, haklısınız. Öyle piştik ki yıllardır, her sorunu samimiyetle bizim üstlenip çözebileceğimize inanmışsınız. Ne güzel.

Bir yerde bir ülke başkasına bomba atıyor; bir yerde bir adam kadının boğazını kesiyor; bir yerlerde kocaman adamlar küçücük kız ve oğlanlara tecavüz ediyor; özetle bir yerlerde bir sürü insan başka bir sürü insana inanılmaz kötü şeyler yapıyor. Bir başka grup insan ise oturduğu yerden bu olanlara “lanet” yağdırıp geçiyor. Böylece büyük bir görev yaptığını düşünerek de başlıyor bağırmaya “nerede bu hayvanseverler” diye.

Buna alıştık; nerede bir haksızlık, insanlar arası adaletsizlik olsa herkes oklarını hayvanlara çeviriyor. Onların sevilmesi ziyan, korunması haram gibi bir kesime.

Her şeye de bizim yetişmemizi bekliyorlar.

Şaka bir yana; buradayız be dostum.

Az önce içinizden birinin arabasının tekerlekleri arasında canını ezip geçtiği, son nefesini vermeye bile gücü olmayan köpeğin başındayız.

Hayvanlara Adalet Derneği

Karılarınızın üşenmeden, anneliklerini bile hatırlamadan özenle hazırladığı zehirli yemekleri, açlıktan yiyerek can çekişen kedilerin yanındayız. Pencerelerinize yaklaşmasın diye zararlı şeyler, poşetler astığınız balkonlarınızda takılıp düşen, çocuklarınızın taş atarak yuvalarından düşürdüğü kanadı kırılmış kuşların yanındayız.

Gördüğünüz her yerde sopayla, kürekle ezip bir damla canını almayı marifet sandığınız fareciğin yanındayız. Hayvan bakıyoruz diye hastalıklı insanların evlerine kat kat pis kutularla tıktığı, ölmeyi bekleyen hayvanların yanındayız.

Sokakta parkta mahallede istemezük deyip beton ve demire tıktırıp açlık ve susuzluğa mahkûm ettirdiğiniz güzelim köpeklerin yanındayız.

Her toplumsal olayda bağıra bağıra “nerede bu hayvanseverler” diye yükselmeyin artık. Çünkü sizin menfaatleriniz, savaşlarınız, küçük iğrenç egolarınız gündemden hiç düşmez. Birbirinizi yersiniz. Din için, para için, milliyetçilik için, her şey için. Hep de yiyeceksiniz. Bütün bunlarda dahlimiz olmadığı hâlde aklınıza geldikçe bizi işaret edip nerede bunlar deme hakkınız yok.

Sizin zulmüne ortak olduğunuz canların yanındayız ve hep orada olacağız. Çünkü zulme rıza göstermek de zulümdür ve zalimsiniz. Kendi sorunlarınızı halledemeyen kötücüllüğünüz yüzünden bitmiyor haksızlıklar, adaletsizlikler.

Ama tek gerçek şu ki, doğru kişilere sesleniyorsunuz. Hiçbirinizin hiçbir yöntemle çözemediği konularda bile “nerede bu hayvanseverler” diyorsunuz, haklısınız.

Öyle piştik ki yıllardır, her sorunu samimiyetle bizim üstlenip çözebileceğimize inanmışsınız. Ne güzel. Zaten bizim hayvanları kollamaya çalıştığımız samimiyetle mücadele edilseydi, hobi değil yaşam şekli yapabilseydiniz bugün ne kadın hakları, ne çocuk hakları, ne o iğrenç tecavüzler gündem olurdu.

Onun için; ne kadar boş, hamasi, işe yaramaz olduğunuzun anlaşıldığı her zaman bağırıp durmayın neredesiniz diye. Utanırsınız. Gerçi utanmıyorsunuz. Neyse.

Ama dediğimiz gibi, biz açlığa, acıya, ölüme ittiğiniz canlarımızın yanındayız kusura bakmayın. Alın bayraklarınızı dökülün istediğiniz yollara. Bizim yaşama hakkına olan inancımız ve adalet duygumuz yerimizi belirliyor. Sizinkini de sizin duygularınız. Biz size bağırıp duruyor muyuz? Hayır. Çünkü anladık mazluma sağır, dilsiz, körsünüz. Ee siz de artık sussanız bari değil mi?